Ve iyi konuşuyor. sözleri arta kalmış bir kişiliğin sözleri değil. | Open Subtitles | وهو يتحدث بصورة متزنة هذه الكلمات لا تصدر من بقايا شخص |
Thor, O'Neill ve ben hapsedildiğimizde de aynı sözleri söylemişti. | Open Subtitles | ثور تكلم بنفس الكلمات مع أونيل عندما كنا مسجونين هنا |
Ben de denediğimde korkunç bir karışıklığına neden oluyorum ama sözleri çok güzel. | Open Subtitles | ساسبب فوضى كبيرة اذا كنت تريد من ي المحاولة لكن الكلمات جميلة جدا |
Bu yarışmada başarılı olmak istiyorum... ve kalbimde kardeşim Ying'in aziz sözleri var. | Open Subtitles | أستهدف القيام بجيد في المنافسة و عزت كلمات الالأخت يينج العمق في قلبي. |
Babamın sözleri insanlara uçaklardan ne kadar nefret ettiklerini hatırlattı. | Open Subtitles | كلمات أبي ذكرتهم بأنهم كم كانوا يكرهون صوت هذه الطائرات |
Bu yüzden hapse atıldı ama sözleri beynime kazılı duruyor. | TED | وتم اعتقاله بسبب ذلك. ولكن كلماته محفورة في ذهني: |
Ben daha bu sözleri söylerken yardımı dokunduğunu görebiliyorum. | TED | أرى أنها تساعد الناس حتى مع قول الكلمات. |
Bu dönemdeki bir şarkıcının o altyapı üstüne aynı, eski sözleri söylediğini düşünün. | TED | تخيل أي مغني آخر من تلك الحقبة يغني نفس الكلمات القديمة. |
Her zaman aynı sözleri duyarsınız ve ben gerçekten şanslıydım, çünkü eğitimim vardı. | TED | تسمع نفس الكلمات يتردد طول الوقت، وكنت محظوظة لأنني كنت متعلمة. |
Şu çok bilinen sözleri kaleme alan da o olmuştur, 'Kalp, sebebin bilmediği sebeplere sahiptir.' | TED | إنه من خط تلك الكلمات المشهورة القلب له أسبابه والتي لا يعرف سببا لها. |
Sırayla şarkı söylüyorduk ve sözleri unutuyorduk. | TED | لقد تبادلنا الأدوار في الغناء ونسينا الكلمات. |
13 yaşında bu sözleri duyduğunuzu ve inandığınızı hayal edin. | TED | تخيل طفل عمره 13 سنة يسمع هذه الكلمات و يؤمن بها |
Moreese Bickham hiç duymadığınız biri. Moreese Bickham bu sözleri serbest bırakıldığında dile getirmiş. | TED | موريس بيكهام قال هذه الكلمات عند إطلاق سراحه. |
Dünyadaki tek insan Bu kadar iğneleyici son sözleri olan. | Open Subtitles | هي الشخص الوحيد في العالم الّذي قال كلمات أخيرة تهكميّة |
Aslam ve ben derinden pişman olduğum sözleri dün yaşadık. | Open Subtitles | أسلم وكان لي كلمات يوم أمس، والتي أشعر بأسف عميق. |
Albümdeki en önemli parçanın sözleri "Hiçbir mezar bedenimi zaptedemez" dir. | TED | كلمات الأغنية الرئيسية تقول" ليس هنالك قبر يمكنه الامساك بجسدي بالأسفل". |
Birisinin sözleri ile hareketleri arasındaki tutarsızlıkları görmek için sıcak noktaları bulmaya başlayabildiniz mi? | TED | هل يمكنك البدء بالحصول على النقاط الساخنة لترى التناقضات بين كلمات الشخص وأفعاله؟ |
- Kendi sözleri. - Bu hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | ـ كانت تلك كلماته ـ هذا لا يعني أي شئ |
Garibaldi'nin kendi sözleri. Ama yorucuydu. | Open Subtitles | إنها كلماته الخاصة، ولا أتوقع أن هذا يخوننا أبداً |
Ama böyle zamanlar için Tanrı'nın sözleri açıktır "Tanrı benim çobanımdır." | Open Subtitles | ـ وادي ظل الموت، لكن كلام الله واضح للغاية هوعندمانواجهأوقاتكهذه .. |
Verdiğim bazı sözleri bozarak onun peşinden gideceğim çünkü başka bir yol görmüyorum. | Open Subtitles | سأستخدم وسائلها ولن أفي ببعض الوعود التي قطعتها لكني لا أري طريقة آخري |
Ondan önce, kullandığım bütün bu seksi sözleri ...ağzıma bile alamazdım. | Open Subtitles | وقبل أن أصل إلى ذروة التعبير القولي لمأستطعأبداًأنأنطق ... تلك الكلمة |
Po-Wing'in sözleri beni hâlâ çok etkliyor ama bu kez buna izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | وكلمات بو وينغ ما زالت تصلني, ولكن هذه المرة لم أخضع لها. |
Sana karşı sarfettiğim sözleri dile getirirken çok kötü bir ruh halindeydim. | Open Subtitles | لم تكن كلماتي لبقة قلتها في لحظة كان تفكيري فيها مشغولاً بإخفاقاتي |
Ama en beklenmedik anda "aşkı bulan" tek kişi annem değil. Onun sözleri. Ne-Ney! | Open Subtitles | لكن أمي ليست الوحيدة التي تجد الحب حيث تتوقعه, هذا كلامها |
Ama onun yerine ben birbirinize söyleyeceğiniz sözleri dinlemeyi seçtim. | Open Subtitles | و لكن بدلاً من ذلك فأنا أختار أن أستمع للكلمات التى لدى كل منكما للآخر |
bu sözleri yerine getireceğime inanmıyorsunuz öyle mi ve şimdi baylar yapabilirseniz bütün dikkatinizle | Open Subtitles | أنت لا تتوقع منى أن أحافظ على أي من تلك العهود أليس كذلك ؟ والآن أيها السادة أعيرونى انتباهكم الكامل من فضلكم |
Bu yalan dünyada insanlar tutamayacakları sözleri sık sık verirler. | Open Subtitles | عزيزتي, في هذا العالم, غالباً ما يقوم الناس بقطع وعود لا ينوون الالتزام بها |
Biliyorum bu sözleri ucuz romanlarda da okuyabilirsin, ama içimdekileri de başka bir şekilde söze dökemiyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو مملا مثل رواية مخزن الدواء و لكن ما أشعر به بداخلى لن أستطيع التعبير عنه بالكلمات |
Ne cennetin kapısını görebileceğim ne de beni kurtarmak için söyleyeceğin tatlı sözleri duyacağım. | Open Subtitles | يجب ألا أرى بوابتها, أيها الله وألا أسمع كلماتك اللطيفة عن الخلاص |
Aynen, bizim buralarda George Orwell'in sözleri çok kullanılır. | Open Subtitles | نعم لدينا الكثير من اقتباسات جورج اورويل هنا |