"sürpriz" - Traduction Turc en Arabe

• مفاجأه
• مفاجئ
• المفاجئة
• مفاجآت
• المفاجآت
• مفاجاة
• مفاجأة سارة
• مفاجئه
• مفاجئاً
• من مفاجأة
• للمفاجأة
• المفاجأه
• المفاجأت
• مُفاجئة
• مفاجئات

Ne sürpriz ama. Hepinizin dost olduğu aklıma gelmezdi hiç.
يا لها من مفاجأه . لم اكن اعرف انكما اصدقاء

Ponpoko'nun 32. yılının yazında, Takaga Ormanı'ndan Gonta sorumluluğunda, on genç rakun dönüştü ve insanlara karşı sürpriz bir saldırı başlattı.
بصيف ذلك العام مع قيادة جونتا من غابة تكاجا عشرة من الراكون المتحولن قد عزموا ان يقوموا بهجوم مفاجئ على البشر

Bütün sürpriz saldırılar gibi bunun da düzgün yapılması lazım.
مثل كلّ الهجمات المفاجئة يجب أن تقاد بشكل غير صحيح

Saygıdeğer bir kız kazasız belasız, güvenli bir hayat ister sürpriz istemez ve tercihen zengin bir adam ister.
الفتاه المحترمة تريد أن تعيش حياه آمنه محمية و ليست مليئة بالأحداث دون مفاجآت و يفضل مع رجل غني

Hayat sürprizlerle doludur ancak en büyük sürpriz bitmek zorunda olmamasıdır.
الحياة مليئة بالمفاجآت ولكن أعظم المفاجآت أن هذا لا ينتهي ابدا

Ona da sürpriz olacağı için bir grubun geleceğini bilmiyor.
حسنا، هي لا تعلم بأمر الفرقة ستكون مفاجاة لها أيضاً.

Linnet Doyle'la karşılaşıp evlendiğini görmek, çok hoş bir sürpriz olmuştur.
اظن انها كانت مفاجأة سارة لك ان تعرف ان بينيت تزوجت

Oraya çıkmasını pek beklemiyorduk, dolayısıyla, böyle güzel bir sürpriz yaptığınız için sizi kutlarım.
لم نكن نعلم انه سيظهر هنا , لذا فالشكر لكم على تدبير مفاجأه جيده مثل تلك المحادثه.

Bu ne sürpriz ve rutin ziyaretçilerimle ne güzel bir tezat.
يالها من مفاجأه وتناقض جميل لزوارى المعتادين.

Ne güzel sürpriz. Mujaba Kulübüne hoş geldin.
يالها من مفاجأه غير متوقعه مرحباً بكِ فى نادي موجابا

Onun, sizin gibi kaçıklar tarafından yetiştirildiğini görmekte ayrı sürpriz.
وكان الأمر مفاجئ أن بنشأ ويكبر على يدي مجنون مثلك

Bu saati dört yıl önceki sürpriz bir emeklilik partisinde verdiler.
حصلت على هذه الساعة في حفل تقاعد مفاجئ قبل 4 سنوات.

Şimdi, oturup başparmağımı havada tuttuğum zamana sürpriz bişeyler çıkarmaya çalıştığım zamana dönelim.
والآن بالعودة لي ولأصبعي المعلق في الهواء في محاولة إيجاد شيئ مفاجئ.

Eğer sürpriz doğumgünü partime beni geç götürürsen, Julia seni öldürür.
جوليا ستقتلك إذا جعلتنى متأخراً. عن حفلة عيد ميلادِي المفاجئة الخاصة

sürpriz avantajımız olduğunu sanıyorduk ama öyle değilmiş. Bu bizim günümüz değil.
و قد إعتقدنا ان عامل المفاجئة معنا و لكن هذا ليس صحيح

Kahve molası bana bir kaç sürpriz hazırlama fırsatı verdi.
كسر فنجان القهوة أعطانى الفرصة التى احتاجها لأعد عدة مفاجآت

Sanirsam bu bir sürpriz olacakti ama sürprizlerden hoslanmadiginizi biliyorum.
كان مقرراً أن تكون مفاجأة لكني أعرف كم تكرهان المفاجآت.

Gerçeği öğrendiğinde, bu onun için çok nahoş bir sürpriz olmuştur.
لابد أنها كانت مفاجاة غير سارة عندما عرف الحقيقة

Bu hiç beklenmedik bir sürpriz, bayan. Bana mı getirdiniz?
انها مفاجأة سارة غير متوقعة لى اذن, هذه لى ؟

Şuna bak! Satranç tahtası kurulmuş bile. Ne sürpriz.
حسنا إنظر إلى هذا لوح الشطرنج جاهز با لها من مفاجئه

ve bu benim için bir sürpriz oldu, Çünkü gerçekten işe alındım. kuantum bilgisayarı üzerinde çalışmak için
وكان ذلك مفاجئاً لي لانه في الواقع تم توظيفي لأعمل في حسابات الكم

Sizi burada "kendi" laboratuvarınızda görmek, ne büyük bir sürpriz.
يا لها من مفاجأة ان اراك هنا في مختبرك ?

bu parti senin için, özel misafirlerde senin için burada sürpriz için hazır ol!
هذه الحفلة لك، وأيضاً هؤلاء هم ضيوفك واستعدّ للمفاجأة سيّداتي سادتي

Dolayısıyla hemen hemen sürpriz bir saldırı yapmayı başarmıştık.
وبذلك نكون قد حققنا تقريباً المفاجأه كاملةً

Belki de şunlardan birine ihtiyacın vardır; sürpriz kart, parti, pasta falan.
ربما ما تحتاجينه واحد من هؤلاء المفاجأت والرحلات سعيدة كعك وهذه الأشياء.

Kız kardeşinin sürpriz ziyaret yapmak için izin aldığım haftayı seçmesine inanamıyorum.
انا لا اصدق ان شقيتك اختارت اسبوع اجازتى لتأتى فى زيارة مُفاجئة

Hal, bugün yeterince sürpriz yaşadım, nereye gittiğimizi söyler misin, lütfen?
هالي لدي مفاجئات كافية ليوم واحد هل ستخبريني فقط أين ينذهب؟