ويكيبيديا

    "أدرك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • farkındayım
        
    • biliyorum
        
    • anlıyorum
        
    • bilmiyordum
        
    • farkında
        
    • farkına
        
    • anlamamı
        
    • farketmemiştim
        
    • fark etmemi
        
    • fark etmemiştim
        
    • farkettim
        
    • kadar
        
    • haberim
        
    • olduğunu
        
    • fark etti
        
    Tabii ki bunun bizim parlementomuzda kurulmasının çok zor olacağının oldukça farkındayım. TED بطبيعة الحال، أدرك تماما أنه سيكون من الصعب إقامة ذلك في برلماناتنا.
    Biliyor musun Erika, bu yaptıklarımın hiç de kibarca olmadığının farkındayım. Open Subtitles أنت تعرف أنا أدرك أن جميع هذه ليست لطيفة جداً لي.
    Benim için iyi duygular beslemiyorsun biliyorum... ama kutsal bir amaç için savaşıyorum. Open Subtitles أنا أدرك بأنّك يجب أن تكون مجنون جدا عليّ لكنني أحارب للقضية النبيلة
    Dünyayı, neden sadece kendi doğrularıyla görmek istediğini de anlıyorum. Open Subtitles إنني أدرك لماذا تريد أن يصبح العالم نحو طريقة معينة
    Stu, seni gidi ihtiyar, seni bu kadar özlediğimi bilmiyordum... Open Subtitles يا إلهي ستو، لم أكن أدرك كم افتقدت وجهك القبيح
    Ben fakir olduğumun farkında bile olmadan, Doğu Los Angeles'ta büyüdüm. TED لقد نشآت في شرقي لوس آنجلوس، ولم أكن أدرك أنني فقيرة.
    Fakat bunu yapar yapmaz, korkunç bir mantık dışı paradoks geliştirdiğinin farkına vardı. Open Subtitles لكن حالما أنهى ذلك، أدرك أنه في الواقع فتح مفارقة غير منطقية مفزعة.
    Bunun sadece dostça bir toplantı olduğunun farkındayım, ancak gezegenimin liderleri adına, bazı düşüncelerini değerlendirmen amacıyla sana sunmam gerekiyor. Open Subtitles أدرك أن هذا مجرد اجتماع ودي ولكن نيابة عن قادة كوكبنا.. طلب مني أن أنقل إليكم بضعة أفكار للتفكير بها
    Bunun hoş olmadığının farkındayım, ama evlilik cüzdanınızı da görmem gerekiyor. Open Subtitles أدرك أن هذا إزعاج لكنني أريد رؤية وثائق أخرى تثبت زواجكما
    Alışılmış bir seçim olmadığının farkındayım, ama güzel şeyler duydum. Open Subtitles أدرك بأنه ليس أقتراح تقليدى ولكنى سمعت عنها أشياء رائعة
    Bak, sana ağır bir yük yüklediğimin farkındayım ama, dürüst olmak gerekirse... ..şu anda kime güvenebileceğime emin değilim. Open Subtitles إسمع، أدرك أنّ هذا كثير لألقيه عليكَ ولكن، لنكن صادقين لستُ متأكداً بمن أستطيع أن أثق في الوقت الراهن
    Benim için iyi duygular beslemiyorsun biliyorum... ama kutsal bir amaç için savaşıyorum. Open Subtitles أنا أدرك بأنّك يجب أن تكون مجنون جدا عليّ لكنني أحارب للقضية النبيلة
    Körfez Savaşı'nda aktif görevde bulunmak istediğini ve geri çevrildiğini de biliyorum. Open Subtitles وكذلك أدرك بأنّكِ تقدّمتِ بطلب الخدمة الفعليّة أثناء حرب الخليج وقوبل بالرفض.
    İçeride ve dışarıda bu genişlemeyle İlgili bankanızın tüm ihtiyaçlarını biliyorum. Open Subtitles أنّي أدرك أحتياجات مصرفك فيما يتعلق بهذا التوسيع من الداخل والخارج.
    Ve sonradan senin için bir anlam ifade etmediğini anlıyorum. Open Subtitles ثم بعدها أدرك أن هذا لا يعني شيئا بالنسبة لك
    "Kardeşlerim, artık anlıyorum ki "sizler buraya başka adamların sözlerini dinlemek için gelmiyorsunuz. Open Subtitles أيها الإخوة والأخوات، أدرك الآن أنّكم لم تأتوا هنا لسماع كلمات رجال آخرين
    Çikolata adli tıbbı konusunda bu kadar uzman olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أكن أدرك كنت قد رئيسيا في الطب الشرعي الشوكولاته.
    - Bu topu bir saattir düşürmeden bir birimize attığımızın farkında mısın? Open Subtitles نجاح باهر، وكنت أدرك كنا رمي هذه الكرة دون إسقاطه لمدة ساعة؟
    Uzay zaferlerinin politikada sonunda nükleer bombası olan nükleerler kulübünden gelen bir tehditten daha önemli olduğunun farkına varmıştı. Open Subtitles فقد أدرك أن إنتصارات الفضاء هذه يمكن إستغلالها بشكل أكثر فاعلية في مجال السياسة من مجرد التهديد بقنبلة نووية
    Annen benden çok daha zeki ve bu sorumluluktan korktuğumu anlamamı yardım etti. Open Subtitles أمكِ أذكى مني كثيراً وساعدتني في أن أدرك أني كنت أتجنب هذا الارتباط
    Bu kadar değer verdiğinizi farketmemiştim. Open Subtitles لم أدرك أنه يعني بالنسبة إليك الكثير هكذا.
    Hoş biri, ama hala başkalarıyla olmaya hazır olmadığımı fark etmemi sağladı. Open Subtitles انها لطيفة ، و لكنها جعلتني أدرك بأنني لست جاهزا للخروج بموعد
    Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. TED حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل.
    Bir takım hasta üzerinde cihazı test ederken farkettim ki bütün gece çorapla uyumak istemeyenler için bir çözüm bulmam gerekiyordu. TED اختبار الجهاز على عدد من المرضى جعلني أدرك أني بحاجة لأخترع حل للناس الذين لا يريدون ارتداء جوارب أثناء النوم ليلًا.
    Bir kaç dakika öncesine kadar, bunun milyoner Ballon'un evi olduğunu anlayamamıştım. Open Subtitles حتى لحظات مضت .. لم أكن أدرك أنه .كان منزل المليونير بالون
    Sözleşmeyi tam incelememiştim, o yüzden hayır, bundan haberim yoktu. Open Subtitles لم أقع بدراسة العقد , لذلك لم أدرك ذلك بالتحديد
    İnsansız hava aracı hackleme programının pazarda ne kadar edeceğini fark etti. Open Subtitles أدرك كمْ سيكون قيّماً برنامج إختراق الطائرات بدون طيّار في السوق الحرّة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد