ويكيبيديا

    "أنه ليس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olmadığını
        
    • yok
        
    • olmadığı
        
    • değildir
        
    • değil
        
    • değildi
        
    • olmaması
        
    • hiç
        
    • değilsin
        
    • olduğunu
        
    • olmasa
        
    • olmaz
        
    • olmadığının
        
    Katılmak için illa afili bir astrofizikçi olmaya gerek olmadığını gösteriyor. TED تُوَضِّحُ أنه ليس عليك أن تكون عالِمًا فيزيائيًا بارعًا حتى تشارك.
    "...ne sen ne de bir başkası, onun senden olmadığını ispatlayamayacak." Open Subtitles لا أنت ولا أحد غيرك يستطيع أن يثبت أنه ليس إبنك
    "...ne sen ne de bir başkası, onun senden olmadığını ispatlayamayacak." Open Subtitles لا أنت ولا أحد غيرك يستطيع أن يثبت أنه ليس إبنك
    Kötü olan, bu konuda hiçbir şey yapma ihtimalin yok. Open Subtitles الأمر المدهش أنه ليس لديك أيّ مكان لتذهب إليه أبداً
    Çok büyüleyicisin. Bu genç delikanlı da sizin oğlunuz olmadığı belli, sevgili doktor. Open Subtitles كم أنت رائعة، وهذا الشاب الوسيم لا بد أنه ليس إبنك عزيزي الدكتور
    "Hayatın damalarındaki gençlik azaldığı zaman solan bir çiçek değildir." Open Subtitles أنه ليس ظل شجرة عندما يتساقط الشباب من ساق الحياة
    Hareketin oldukça düzgün eğimine bakacak olursanız, aslında pek de düzgün olmadığını farkedersiniz. Open Subtitles لو نظرتم إلى منحنى الحركة السلس ذاك، ستلاحظون أنه ليس سلس في الواقع.
    Ama bu adamı buldum, bir kız kardeşinin olmadığını söyledi. Open Subtitles و عندما إتصلت بالرجل قال لى أنه ليس عنده إخوات
    Şerifin bürosundakiler nerede olduklarına dair bir fikirleri olmadığını söyledi. Open Subtitles مكتب العمدة هنا يؤكد أنه ليس لديه فكرة عن مكانهم
    Ölümün hep görkemli bir şey olduğunu düşünürdüm, şimdi ise olmadığını biliyorum. Open Subtitles ظننت دائماً أنّ الموت أمر مُبجّل لكنّني أعرف الآن أنه ليس كذلك
    Bugünün ziyaret günü olmadığını biliyorum, ama benim tek boş zamanım... Open Subtitles أعلم أنه ليس يوم الزيارة اليوم لكنه وقت الفراغ الوحيد لدي
    Peki zekana ilham verenin İlahi Takdir olmadığını nereden biliyorsun? Open Subtitles وكيف تعرف أنه ليس تدبّراً قدسيّاً ما ألهمك لتكون ذكياً؟
    Derken arabanın içine bir bakmış ve içinde bebek olmadığını fark etmiş, Open Subtitles ولكنها ذهبت لتستمع الي العربة لتكتشف أنه ليس ابنها الذي في العربة
    Benimle konuşmak istediniz, efendim belki de benim söyleyecek bir şeyim olmadığını düşündünüz. Open Subtitles لقد طلبت التحدث لى ياسيدى ربما لأنك تعتقد أنه ليس لدى شيئاً لقوله
    Gerçek yok derken, gerçeğin olmaması bir gerçektir diyorsun. Bu mantıklı bir çelişki. Open Subtitles إذا قلت أنه ليس هناك حقيقة أنت تدعين بجد أنه ليس هناك حقيقة
    Çok az zaman vardı ve başka bir yolu yok görünüyordu. Open Subtitles كان هناك وقت ضئيل جدا,و,حسنا بدا أنه ليس هناك طرية أخرى
    Sokaklarda geçirdiğin altı ay bir evin olmadığı anlamına gelir. Open Subtitles بقاءكِ ستة شهور في الشارع يعني أنه ليس لديكِ منزل
    Doğru araç-gereci ele geçirebilmiş olsa bile böyle bir şeyi tekrar yapabilecek kadar gözü kara değildir özellikle de bulunduğu koşullarda. Open Subtitles حتى إن كان بإمكانه الحصول على الأدوات المناسبة أنه ليس متهوراً لهذا الحد ليفعل شيئاً كهذا مجدداً لاسيما وهو بهذه الحالة
    Bunun etkisi, tabi ki, sadece kehribar tahıl dalgaları değil, dağlar kadar tahıl. TED تأثير ذلك بالطبع، هو أنه ليس فقط موجات الكهرمان للحبوب، إنه جبال لأشياء.
    Ve Wade Burke de göründüğü kadar mükemmel bir öğrenci değildi. Open Subtitles و وايد بورك كان الطالب المثالي و تبين أنه ليس مثاليا
    Bu hiç olmamış gibi davranamazsın, bu o kadar basit değil Cass. Open Subtitles لا يمكنك التظاهر بأنه لم يحدث أنه ليس بتلك البساطة يا كايس
    Sorun sen değilsin. Umrumda değil. Bilmelerine aldırmıyorum. Open Subtitles أنه ليس أنت، أنا لا أهتم أنا لا أمانع إذا علموا
    İşte ben bugün size ekranda ne gördüğümüzü değiştirmenin mümkün olduğunu söylemek için burdayım ve oraya ulaşmamız için sabırsızlanıyorum. TED حسنًا أنا هنا اليوم لأخبركم أنه ليس من الممكن فقط تغيير ما نراه على الشاشة لكنني أتوق لوصولها إلى ذلك.
    Bakalım, yaklaşık üç hafta boyunca birbirlerini görmeye oldum, bu itfaiyeci olmasa da ve birisi, benim kim, demeyeceğim, kaçınarak onu alma Sonraki adım. Open Subtitles فلنرى ، أصبحوا يتواعدون منذ ثلاثة أسابيع و شخص ما ، لن أقول من هو عدا أنه ليس الإطفائي يتجنب أن يأخذها للمرحلة التالية
    Biliyorum kızının çektiği acı için bunlar teselli olmaz ama... Open Subtitles ‫أعلم أنه ليس في ذلك تعزية ‫للعذاب الذي تحملته ابنتك
    Sen şu an buranın doğru bir haritasının olmadığının farkında mısın? Open Subtitles هل تعرف أنه ليس هناك خريطة دقيقة لهذا المكان بأكمله الآن؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد