Aynı zamanda bu büyük resmi göz önüne alınca farkı anladığım ilk zamandı. | TED | وفهمت أيضًا لأول مرة الفروقات التي تصنعها عندما نضع بعين الاعتبار الصورة الأكبر. |
Bu tarih dersimizin bir sonraki parçası, İngiliz Endüstri Devrimi'nin sevimli resmi. | TED | الجزء التالي من درس التاريخ المعقد الصورة الجميلة من الثورة الصناعية البريطانية. |
Bu özel fotoğraf için yerden 15 metre yukarıda bir makaslı kaldıraç içindeydim ve yerim çok sabit değildi. | TED | في هذه الصورة خاصةَ، كنت في رافعة معدنية في الأعلى بارتفاع 50 قدما في الهواء ولم تكن مستقرة تماما، |
Ama aslında bu resim tamamen, farklı yerlerin fotoğraflarının birleştirilmesiyle meydana geldi. | TED | لكن في الواقع هذه الصورة مركبة بالكامل من صور من أماكن مختلفة |
İlki, her bir internet sitesinde resmin altında ne yazdığı. | TED | أولًا، ماذا تقول التسمية التوضيحية تحت الصورة تحت كل موقع؟ |
İlk baktığımda resmi çekerken yanlış bir şey yaptığımı zannettim. | Open Subtitles | في البداية ظننت أننى فعلت شيئاً خاطئاً عندما التقطت الصورة. |
Bu resmi, şaka olarak çekmişler. Sen yersiz bir şekilde kullandın... | Open Subtitles | لقد أخذوا هذة الصورة على سبيل المزاح, ولقد قمتى بنشرها ,بدون0000 |
Doğru resmi bulup yapman büyük bir şans bizim için. | Open Subtitles | إنه لأمر جيد أن تأتي و تجد لنا الصورة المناسبة |
Bu tek fotoğraf size Mars atmosferinin değiştiğini söylüyor, büyük oranda değişti. | TED | هذه الصورة تخبركم أن مناخ المريخ قد تغير، وقد تغير بشكل كبير، |
Bu fotoğraf Büyük Buhran'dan önce Kongo'nun başkenti Brazzaville'de çekildi. | TED | لقد التقطت هذه الصورة قبل الكساد الكبير في برازافيل، الكونغو. |
Burada hücrelere hiçbir şey yapmıyoruz. Yalnızca odadaki ışıkları kapattık ve fotoğraf çektik. Karşımıza şöyle bir sonuç çıktı. | TED | نحن لم نقم بعمل اي شئ للخلايا لقد قمنا فقط بأخذ الصورة بعد إطفاء النور بالغرفة وهذا مانراه هنا. |
Bu yüzden, Diana, Dodi ve onların hayal edilen melez çocuklarının resmini yarattım. Ve büyük bir halk pretestosuna sebep olan bu resim ortaya çıktı. | TED | و لذلك صنعت صورة لديانا و دودي و ابنهم المزعوم و تم نشر هذه الصورة مما تسبب في غضب عارم من الجمهور في ذلك الوقت. |
Ve tıpkı balonun üstüne bir resim çizmişiz de onu şişiriyormuşuz gibi, resim hâlâ aynı resim ama mürekkep tanecikleri birbirlerinden uzaklaşmış hâlde; | TED | ومثل رسم صورة على بالون، ومن ثم نفخ البالون، فإن الصورة هي نفسها ، ولكن جسيمات الحبر قد تحركت بعيدا عن بعضها البعض. |
Dronların topladığı akustik veriyi birleştirmeye başlayınca, bir resim ortaya çıkmaya başlar. | TED | فبمجرد تثبيت البيانات الصوتية المجمعة بواسطة المراكب المسيرة، تشرع الصورة في الظهور. |
Bu karoları kesinlikle değiştirmeyeceğim. Ama resmin geri kalanını ortaya çıkaracağım. | TED | ولن أغير هذه المربعات على الاطلاق ولكني سوف أظهر باقي الصورة |
ve resme doğru yürüdükçe orada olmayan detayı görmeyi umuyordum. | TED | و عندما مشيت بإتجاه الصورة توقعت تفاصيل لم تكن هناك |
Sizin de gördüğünüz gibi, fotoğraftaki adam patlayıcı bir cihaz taşıyor. | Open Subtitles | كما ترون ، فإن الرجل في الصورة هو يحمل عبوة ناسفة. |
Bir süre ikinci veriyi de inceledikten sonra bana şu görüntüyü gönderdi. | TED | وبعد مضي الوقت لتحلل المجموعة الثانية من البيانات، أرسلت لي تلك الصورة. |
Bu fotoğrafa bayılıyorum, çünkü bu başkasının odası ve bu ise onun. | TED | أنا أحب هذه الصورة ، لأن هذه غرفة شخص آخر وهذه غرفته. |
Ben temelde, yerden 15 metre yukarıda duran bir sokak fotoğrafçısıyım ve bu fotoğrafta gördüğünüz her şey, aslında aynı günde gerçekleşti. | TED | أنا في الأساس مصور الشارع من ارتفاع 50 قدماَ في الهواء، وكل شيء ترونه في هذه الصورة حدث فعلاَ في هذا اليوم. |
Bu projede çalışan üç kilit isim var, Philip DeCamp, Rony Kubat ve Brandon Roy, burada resimde görüyorsunuz. | TED | ثلاث من الأشخاص الأساسيين في هذا المشروع، فيليب دي كامب، روني كوبات، و براندون روي هم في الصورة الان |
fotoğrafın yeni çekilmiş olması gerekti çünkü fotoğrafta modelin elbisesini giyiyordu. | Open Subtitles | لابد أنها كانت حديثة، لأنها في الصورة كانت ترتدي ثوباً حديثاً، |
resimdeki adamı bir yerlerden tanıyorum ama neresi olduğunu çıkaramadım. | Open Subtitles | أعرف ذلك الرجل من الصورة ولكني لا أذكر من أين |
resmini gördüğünüz Firavun Beşinci Ramses’in ölüm sebebi çiçek hastalığıdır. | TED | وتوفي فرعون رمسيس الخامس، الصورة التي هنا، من فيروس الجدري. |
Biliyor musun, bugüne kadar sadece birlikte çekildiğimiz bir fotoğrafını gördüm. | Open Subtitles | أتعرفين أن الصورة الوحيدة التى رأيتها لكِ كانت مع هذا الجرو |
Aslında bu Görüntü de daha özel olarak, bunun eşdeğerini içeriyor. | TED | في الحقيقة، هذه الصورة تحتوي أيضاً ما يعادل هذا، وبالتحديد، هذا. |