ويكيبيديا

    "الطريقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şekilde
        
    • yol
        
    • böyle
        
    • nasıl
        
    • gibi
        
    • yolla
        
    • yolunun
        
    • taraftan
        
    • sayede
        
    • yöntem
        
    • yolunu
        
    • yoldan
        
    • yolu
        
    • tarafa
        
    • de
        
    Üstteki grafik, maaşın büyüklüğe göre fonksiyonu, ve aynı şekilde çizilmiş. TED التمثيل البياني أعلاه يستدخم للدلالة على الحجم وتم تنقيطها بنفس الطريقة
    Sonra kendi kendime dedim ki, tamam önümüzde bu şekilde gelen insanlar var TED لذلك بدأت أتساءل، تعلمون ، حسنا أننا لدينا هؤلاء الاشخاص يدخلون بهذه الطريقة
    Bu güzel ama kabul etmek gerekir ki kimse bu şekilde konuşmaz TED هذا جميل، ولكن دعونا نواجه الواقع ، لا أحد يتحدث بهذه الطريقة
    Belki, ama bu işten emin olmamız için tek yol biyopsi yapılması. Open Subtitles رُبما لكن الطريقة الوحيدة لنتأكَد من ذلك هي إذا قُمنا بعملية الخَزعَة
    Utanan hayvanlar kaçtılar ve bu kendilerini böyle açıkça gösterdikleri son sefer oldu. TED هربت الحيوانات محرجة، وكانت تلك المرة الأخيرة التي كشفوا بها أنفسهم بهذه الطريقة.
    Yarın bir şirket açabilirim ve sizin, size ait bu bilgileri nasıl kullanacağım üzerinde hiç bir kontrolünüz olmaz. TED أستطيع أن أبدأ ذلك المشروع من الغد، ولن يكون لديك أي تحكم على الإطلاق في استخدامي لبياناتك بهذه الطريقة.
    Çünkü aslında insanlardan bunu bekliyoruz ve bu şekilde değerlendirmeliyiz. TED لأن هذا ما نريد من الناس فعله، وبهذه الطريقة تقيمونهم.
    bilimle bu şekilde uğraşmayı gerekli görmüyor. Ben bundan sonra derhal Genspace kaydoldum TED لا يشاركون بالضرورة في العلم بهذه الطريقة. بعد هذا انضممت مباشرة إلى جينسبيس،
    Ama sindirim kanalın tüm karbonhidratlara aynı şekilde cevap vermez. TED لكن جهازك الهضمي لا يتعامل مع كل الكربوهيدرات بنفس الطريقة
    Bir şeyi tartıştığınız zaman, nedenleri ve kanıtları olan birini ikna edemezsiniz çünkü mantık yürütme bu şekilde çalışmıyor. TED إذا كنتم تناقشون شيئًا، لن تستطيعوا إقناع الشخص الآخر بالأسباب والدليل، بسبب ليست هذه الطريقة التي يعملُ فيها المنطق.
    Çocuklarının aileyi neden bu şekilde yaratmak istediklerini anlayacağını umdular. TED أملًا منهم أن يتفهم أطفالهم أسبابهم لتكوين أسرة بهذه الطريقة
    Ama bu kadar basit olsaydı hepimiz her şeyi aynı şekilde görürdük. TED لكن لو كان الأمر بتلك البساطة، لكنا رأينا الأشياء كلها بنفس الطريقة.
    Bu ve benzeri pek çok şekilde, müşteri ve müşteri adaylarının gözünde şirketinin değerini ve kendi değerini düşürüyordu. TED بهذه الطريقة وعدة طرق متواضعة أخرى، كانت تقلّل من شأن شركتها في أعين العملاء المحتملين، وتقلّل من شأن نفسها.
    Bunu bir tek şekilde dizayn edebilirdik, ya da muhtemelen inşa edebilirdik, bu da formun kalkülüs temelli tanımlamasını kullanarak. TED والآن ، فإن الطريقة الوحيدة التي يمكن أن نصمم ذلك، أو ربما بناءه، هي باستخدام حساب التفاضل والتكامل لتعريف الشكل.
    Öyleyse, en dip noktada, geçit giriş ya da çıkış için tek yol. Open Subtitles لذا علي اقل الحدود. بوابة ستارجيت هي الطريقة الوحيدة للدخول والخروج من هنا
    Bu kızdan gerçekten hoşlandıysan flörtün doğru yol olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles إذا كنت معجب بالفتاة لااعتقد ان الغزل هو الطريقة الصحيحة
    Çoğu ilişkinin böyle başladığını doğrulayan başka araştırmalar da var. TED وهناك دراسات أخرى تؤكد بأنّ معظم العلاقات تبدأ بهذه الطريقة.
    Bu yöntem sayesinde bilim insanları büyük akson demetlerini bulup yumuşak darbelerin onları yapısal olarak nasıl değiştirdiğini görebiliyorlar. TED هذه الطريقة تسمح للعلماء بأن يجدوا حِزم المحاور العصبية الكبيرة ونرى كيف أن الضربات الأكثر إعتدالا قد يغيرها هيكليا.
    Tıpkı ağaçların hareket ettiğini gördüğümde, ağaçların hışırtı sesi çıkardığını hayal etmem gibi. TED بنفس الطريقة عندما أرى شجرة تتحرك، عندها أتخيل أن الشجرة تصدر صوت الحفيف.
    Şey, belki de bu yolla değil. Neden rahatlamıyorsun, Barbara. Open Subtitles ربما لن نراهم بتلك الطريقة لم لا تتمديين يا باربرا
    Bana doğru cevapları almanın tek yolunun doğru sorular sormak olduğunu öğrettiler. TED علّموني أن الطريقة الوحيدة للحصول على الأجوبة الصحيحة هي طرح الأسئلة الصحيحة.
    Bu taraftan çıkmayı planladığımızı bizden başka sadece siz ve Jack biliyordu. Open Subtitles وبصرف النظر عنا, أنت وجيك الوحيدان اللذان علمتما بالخطة للخروج بهذه الطريقة
    Bu sayede serbest bırakılabilir ya da temizlenip pazarda satılabilirlerdi. TED بهذه الطريقة يمكن تحرير الأسماك أو تنظيفها وبيعها في السوق.
    Fakat virüslerin bakteriyi enfekte etmek için kullandığı tek yöntem bu değil. TED و لكن هذه ليست الطريقة الوحيدة التي تصيب بها الفيروسات البكتريا بالعدوى.
    Seni burada tutmanın bir yolunu bulduğumuzda bunun için zamanımız olacak. Open Subtitles . سيكون لدينا الوقت لهذا . حتي نجد الطريقة لنبقيك هنا
    Ben bir robot değilim; Her zaman her şeyi aynı yoldan yapmam. TED انا لست إنسان آلي, لا أفعل الأشياء بنفس الطريقة في كل مرة.
    Şu anda, sahada olabilmenizin tek yolu benim bunu anlatmayı denememden geçiyor. TED الأن، الطريقة الوحيدة لتكون في الميدان هي أن أقوم بمحاولة وصفه لكم.
    Bu tarafa gelen kontrolden çıkmış bir orman yangını var. Open Subtitles هناك أحد خارج عن السيطرة ترأس حرائق الغابات بهذه الطريقة
    Miami'de, bunun anlamı ateşli DJ'lerle gece partileri anlamına geliyor ve içeri girmenin tek yolu kayıtlı seçmen olduğunuzu göstermek. TED في ميامي، هذا يعني حفلات طوال الليل مع منسقي أغاني رائعين حيث الطريقة الوحيدة بالدخول هي بإظهار أنك مُسجل للتصويت.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد