ويكيبيديا

    "الماضي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • geçmişte
        
    • geçmiş
        
    • son
        
    • geçmişe
        
    • Geçtiğimiz
        
    • geçmişten
        
    • geçen
        
    • geçmişin
        
    • geçmişteki
        
    • eski
        
    • önce
        
    • Eskiden
        
    • geçmişi
        
    • geçmişle
        
    • geriye
        
    geçmişte sipariş ettiğimiz bantların sayısına dair bir histogram çizerseniz, artık biraz azaldı. TED وإذا رسمت رسم بياني لعدد الإسعافات التي طلبناها في الماضي فقد تلاشت الآن.
    Yani bu geçmişte beni devlet aktörü olmak istemeye itecek hiçbir şey yoktu. TED لذلك لم يكن هناك حافزٌ من الماضي يجعلني أختار أن أكون ممثلاً حكومياً.
    Bizi artırılmış gerçekliğin içine daldıran teknoloji geçmiş dünyaları canlandırıyor. TED التكنولوجيا التي تغمرنا في الواقع المعزز يجلب الحياة لعوالم الماضي.
    Aslında bu konu stüdyomuzun son on yıldır üzerinde çalıştığı bir şey. TED أقصد، هذا أمر ظل الاستوديو الخاص بنا يعمل عليه طيلة العقد الماضي.
    Uygar geçmişe ait olduğundan, sana oldukça vahşi geliyor olmalı. Open Subtitles وبالنسبة لشخص من الماضي.. فأنه كل شيئ يبدو لك بدائيا
    Brezilya'da Geçtiğimiz on yıl boyunca orman tahribatı %70 oranında azaltıldı. TED في البرازيل، معدل إزالة الغابات تقلص 70 بالمائة في العقد الماضي.
    Ölen bir kızı kiliseye getirmek geçmişten gelen bir kutsal ritüeldir. Open Subtitles .. إحضار فتاة ميتة إلى مذبح الكنيسة .أحضار جثة من الماضي
    Ve madenciler, geçen yüzyılın başlarında burada resmen mum ışığında çalışdılar. TED وعمال المنجم في أوائل القرن الماضي كانوا يعملون، بضوء الشموع، حرفيا.
    "Şimdinin anlaşmazlıkları geçmişin bilgisizliğinin kaçınılmaz bir şekilde büyümesidir." (Marc Bloch) Open Subtitles سوء فهم الأجيال الحاضرة مصدره تجاهل الماضي مارك بلوتش: مؤرخ فرنسي
    Ben de insanların geçmişte doğaya ne şekilde baktığını görmek istedim. TED لذا هنا، أريد أن اعرف كيف نظر الناس للطبيعة في الماضي.
    Firmanın konsepti ise geçmişte yapılmış olan analog süreçleri zurbağa zıplayışı ile geçecektik ve dosdoğru dijital prodüksiyonun içine dalacaktık. TED وكان هدف الشركة ومفهومها ان نقفز فوق الماضي قفزات كبيرة بأن نتجاوز التصوير البصري وهكذا .. الى الصناعة الرقمية مباشرة
    Öyleyse açıkça görülüyor ki şimdi yaptığı hiçbir iyilik... geçmişte yaptıklarını silemez. Open Subtitles اذن لا يمكن لافعاله الجيدة حاضرا أن تمحو ما فعله في الماضي
    geçmişte yaşanan her şeyin sırf seni savunduğum için düzeleceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles كُلّ شيءِ حَدثَ في الماضي هَلْ فجأة أصبح جيد لأنى أُدافعُ عنك؟
    geçmiş veya şimdiki zamandan ziyade, bilişsel retorik geleceğe odaklanır. TED بدلاً من الماضي أو الحاضر، يركزُ الخطاب الاستشاري على المستقبل.
    Şimdi, bir tarihçi de geçmiş hakkında tahminde bulunmak daha zor diyor. TED الآن ، أحد المؤرخين يقول لي أن التبؤ عن الماضي اكثر صعوبة.
    dahası geçmiş, şimdiki, gelecek despotlara rağmen onunda bir gururu var. Open Subtitles وكرامته محفوظة في كل وقت، في الماضي والحاضر والمستقبل، أيها الطاغية
    son on yılda bunun çok üzücü bir örneği yaşandı. TED كان هناك مثال حزين على هذا الأمر في العقد الماضي.
    Çiçek hastalığı, geçen yüzyılda yarım milyardan fazla insanın ölümüne neden oldu ve artık aramızda yok, bu konuda en son ne zaman endişelendiniz? TED و لكن متى كانت آخر مرة أقلقك مرض الجدري, المرض الذي تسبب في وفاة نصف بليون فرد في القرن الماضي و قد إختفى الآن؟
    Bugün sevdiğim kızın geçmişe gönderildiğini, ve 150 yıl önce öldüğünü öğrendim. Open Subtitles اليوم وجدت إبنتي التي أحببتها أعيدت إلى الماضي وماتت منذ 150 سنة
    Ve Geçtiğimiz ay yaptığım şikayetin Kızıl Kmerler Mahkemesi tarafından kabul edildiğini öğrendim. TED وتلقيت جواب الشهر الماضي بأن الشكوى تم قبولها رسمياً بواسطة محكمة الخمير الحمر.
    Evliliğimde geçmişten birşeyler geldi, ve sizin beraber yaptığınız herşeyi beraberinde götürdü, Open Subtitles الشيء مِنْ الماضي صَعدَ في زواجِي، و أعطىَ كُلّك إثنان بَنيتُمَا سوية،
    geçen yüzyıl içinde altı kez denendi ve sadece bir kere başarılı olundu. TED قمنا بالمحاولة ستة مرات في القرن الماضي ، و نجحنا فقط في واحدة
    Herhangi bir kirişe kulağını dayarsan geçmişin fısıltılarıyla hayrete düşersin. Open Subtitles لقد كنت أستمع لكل شيء يقال من همسات في الماضي
    Sence o geçmişteki kötü alışkanlıklarını bazı kötü huyları saklamaya mı çalışıyor. Open Subtitles أعتَقِدُ أنَ لِلأمرِ علاقَةُ بأنها تُحاوِلُ أن تُخفي مَشاعِرَ سيئَة مِنَ الماضي
    Sahip olduğum tüm arkadaşlarımı kaybettim. Çünkü onlar eski bana benziyorlardı Open Subtitles لقد تخليت عن كل أصدقائي القدامى لأنهم يبدو مثلي في الماضي.
    Bir hafta önce buraya kötü bir erikle de gelebilirdim, ama gelmedim. Open Subtitles كان بإمكاني القدوم الأسبوع الماضي مع برقوقة فاسدة، ولكني تجاوزت عن ذلك
    Arkadaşım bana bunu verdi, çünkü Eskiden onun için bazı işler yapmıştım. Open Subtitles صديقي أعطاني هذا التلفاز لأنني قمت ببعض الأعمال من أجله في الماضي
    Kültürel kalıtımımız genelde dönüp geriye bakmaya yatkındır, geçmişi romantikleştirerek. TED معظم ثراثنا الثقافي يميل للنظر الى الوراء يحن الى الماضي
    Hoşlar, ama beni sıkıyorlar hep geçmişle ilgili bir hikayeleri oluyor. Open Subtitles إنّهما لطيفين، ولكنّهما يُشعراني بالضجر دائماً ما يتذكرّون قصصاً من الماضي
    bununla ilgili filmi başlatabiliriz biraz da zamanda geriye gideceğiz. TED ويمكننا بدأ فلم عن ذلك ويمكننا النظر قليلا إلى الماضي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد