| Bir çok uygar ülkede bu kısırlaştırmayı destekleyen kanunlar olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | وهـلّ تُدرك بأنّ ذلك له مَن يؤيده بين نخب المواطنين ببلدان أخرى؟ |
| Şimdi bunun ne kadar umutsuz bir hayal olduğunu görüyorsunuz. | Open Subtitles | لكن ألا تعتقد بأنّ هذا هو فشل ميؤوس منه الآن؟ |
| Ve biz Bayan Atwell'i öldüren kişinin Yuri olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعرف بأنّ الرجل الذي قتل الآنسة سوزان هو يوري، |
| Sene 1979 idi ve yüz insanın portresinin ki bunlardan kırkı filmde yer aldı, ruhsal durumumuzun genel bir portresi olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد كُنا في العام 1979 وكنت أعتقد وقتها بأنّ لوحة من مئة شخص يظهر منهم 40 في الفيلم من الممكن أن تُظهر |
| Biz insanın ekolojik ölüm bakımına erişimin insan hakkı olduğuna inanıyoruz. | TED | نحن نؤمن بأنّ الدخول إلى دار رعاية موتى بيئيّة حق إنساني. |
| Bilirsin, insanlar, En erojen bölgenin insan beyni olduğunu unutuyorlar. | Open Subtitles | كما تعلم، النـّاس ينسون بأنّ الدّماغ هو أكبر المناطق الجنسيـّة |
| Bunun korkutucu olduğunu biliyorum ama sana söz veriyorum bu evde güvendesin. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّ هذه مخيف، لَكنِّي أَعِدُك، أنت آمن هنا في هذا البيتِ. |
| Ne olduğunu bilmiyorum, ama Çok fazla çalıştığımı biliyorum! Soyun. Karşılığını ödeyeceğim. | Open Subtitles | انا مش عارف اية دة لكني أَعْرفُ بأنّ زبي بيقف من الرؤيا |
| Başka biri için yaşamanın, güzel birşey olduğunu bana öğreten öğretmen. | Open Subtitles | الذي علّمَني بأنّ هناك الكثير من السعادة في العيش لشخص آخر |
| Gob, niye Kolombiyalılarla ilgili şeyin babamın fikri olduğunu söylemedin? | Open Subtitles | يا، فَمّ، لماذا أخبرتَني بأنّ الشيءِ الكولمبيِ كَانَ فكرةَ الأَبِّ؟ |
| İstediğin tek şeyin, bağımlılığımı kontrol etmemi sağlamak olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ بأنّ كلّ ما أردتِه هو مساعدتي بالسيطرة على إدماني |
| Yanlış bir şeyler olduğunu biliyordum. Alman yemeklerini kim zikler ki! | Open Subtitles | علمت بأنّ هناك أمراً غريباً مَن سمع بالطعام الألماني من قبل؟ |
| Chuck, Larry ilişkinizde bir miktar tutku olduğunu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هَلْ تَقُولُ بأنّ هناك كمية معقولة؟ عاطفةِ في علاقتِكَ؟ بالتأكيد. |
| Şunu bilmelisin ki; Megan'a duyduğun aşk, o ölse bile hâla duracak. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَعْرفَ بأنّ حبَّكَ لمايجن سَيَبْقى مستوي متى هي ذَاهِبةُ. |
| Bana hepsinin basit bir kaza olduğuna inanmak zor geliyor. | Open Subtitles | أجد من الصّعوبة تصديق بأنّ هذا كان كلّ ببساطة حادث. |
| Gazetelerde yazdgna göre, karnz kendi istegiyle yalan testinden geçmis. | Open Subtitles | الآن، الصُحُف تَقُولُ بأنّ زوجتَكِ تَطوّعَت لأَخْذ إختبار كشف الكذب. |
| Raporda aynı zamanda kurbanlardaki yaraların birbirinin aynı olduğu yazılı. | Open Subtitles | ذكر أيضا بأنّ نمط الجرح على كلّ الضحايا كان مماثلين. |
| Ama bu resim Mondrian'in yüzyılın başında yaptığı bir çalışma olabilir. | Open Subtitles | لكنّ يظهر بأنّ هذا العمل ..يحمل ميزاتموندريان. والمرسومة في بداية القرن. |
| Sadece bir kız için, sevgilisi onun üyelerinden biriyle abisi izlerken seviştiğinde bunu atlatmak zaman alır diye düşündüm. | Open Subtitles | فقط إفترضت بأنّ الفتاة تحاول أكثر من يومان للتغلّب على حقيقة أن خليلها خانها وأن أخاها الأصغر شاهد ذلك |
| Bana o sıçanların insanlara cevap vereceklerine dair söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أريدك أن تعد بأنّ هؤلاء لقطاء الجرذ يستجيبون إلى الناس. |
| Aslında bu meydana gelen hücre dışı yapılar vücudun her parçasından daha farklıdır. | TED | وتبيّن بالفعل بأنّ مصفوفة خارح الخلية مختلفة عن كل جزء مستقلّ من الجسم |
| Bundan sana bahsedecektim, ama sonra yasadışı olduğundan, en iyisinin inkâr edebilesin diye seni bunun dışında bırakmak olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لقد كنتُ سأخبركِ بذلك لكنني عرفتُ بأنّ هذا غير قانوني من الأفضل عدم إشاركك بالأمر حتى يكون لديكِ حجة الإنكار |
| Benim hoşlandığım şeylerden senin de hoşlandığını düşünmüştüm, ama yanılmışım. | Open Subtitles | لقد افترضتُ بأنّ مايعجبني يعجبك أيضاً, لكن كنت على خطأ |
| Onu çok sevdiğiniz için ağlamış, bulmak için çok çabalamanıza üzülmüş, | Open Subtitles | انها تبكى بأنّ كلاكما أحببتُمَاها كثيرا وبدا الطريق صعبا لكل منكما |
| Kardeşinin, annenin ölümünden sorumlu kişiyi öldürmeye yemin ettiğini hatırlatmama gerek yok herhalde. | Open Subtitles | أنا لا يلزم أن أذكّرك بأنّ أختك أقسمت لقتل الرجل مسؤول لموت أمّك. |
| Ona buranın kötü olmadığını söyledim; çünkü her zaman hep beraberdik. | Open Subtitles | أخبرتهـا بأنّ الأوضـاع هنـا ليست سيئة لأنّ هنـاك الكثير منّـا سويـة |