Sadece merdivenlerimizle gittik ve fark ettik ki yeterince uzun değiller. | TED | وصلنا ومعنا سلالمنا فقط وادركنا انها لم تكن طويلة بما يكفي. |
İnsan neslini iyileştirmeye biraz uzağız. Şu andaki hedefimiz, bunu yapabilme şansını yakalayabiilmek için yeterince uzun yaşamayı garantilemek. | TED | نحن بعيدون من تحسين قدرات الناس. وهدفنا هو التأكد من أن لدينا فرصة للصمود بما يكفي لفعل ذلك ربما. |
Belki yeterince güzel değilim veya bunun gibi aptalca bir şey. | Open Subtitles | ربما لم أكن جميلة بما يكفي أو سبب غبي مثل هذا |
Genişlemeye dayanacak kadar esnek bir külot nasıl bulacağını sormuyorum bile. | TED | ولن أتسائل حتى كيف يجد سراويل مرنه بما يكفي لتحمل التمدد. |
Kırk tane dev küp bulacağız, kırk kilo güzel kokulu yağ ya da kırk haramiyi taşıyacak kadar büyük olmalılar. | Open Subtitles | سنقوم بتجميع أربعين جرةً ضخمة كبيرة بما يكفي لتحمل حمولة أربعين من الزيت وكبيرة بما فيه الكفاية لتحمل أربعين لصاً |
Onu bulacağın tek yer ringdir. Ve bunun içinde yeterince iyi değilsin. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتجده هي داخل الحلبة و انت لست جيدا بما يكفي |
yeterince uzun bir zaman çizgisinde sağ kalma oranı herkes için sıfıra düşer. | Open Subtitles | مرحباً علي مدي زمني طويل بما يكفي معدل النجاه لكل شخص ينخفض للصفر |
Eğer bunu yeterince uzun izlerseniz nehir size her şeyi gösterecektir. | Open Subtitles | إذا شاهدته لمدة طويلة بما يكفي فسوف يريك النهر كل شيء |
Tollan'ın yeterince hızlı ya da yeterince yakın bir uzay aracı yokmuş. | Open Subtitles | تولان ليس لديهم مركبات فضائية سريعة أو قريبة بما يكفي للوصول إليهم |
Daireyi arkadaşlarımıza bıraktık, ve senin yeterince zeki olan eşin onlarla görüşmeyi sürdürdü. | Open Subtitles | وتركنا الشقة لأصدقائنا، ولقد كانت زوجتك ذكيةً بما يكفي لتبقى على اتصال معهم |
Ve ya da inanmıyorum, bunu yapmak için yeterince güçlü. | Open Subtitles | وصدقي هذا أو لا أنت قوية بما يكفي لتفعلي هذا |
Tamam, ama bana bağırma gerek yok. Ben yeterince kötü olduğu gibi hissediyorum. | Open Subtitles | حسناً ، لكن لا يجب أن تصرخي علي أنا أشعر بالسوء بما يكفي |
Hayatımı kurtarmak istiyorum, fakat bunun için yeterince güçlü müyüm? | Open Subtitles | أريدُ إنقاذ حياتي فهل أنتَ قويٌّ بما يكفي للقيام بهذا؟ |
Ölümün olmadığı bir dünyada yaşamak için. yeterince ölüm gördüm. | Open Subtitles | لأعيش في عالم بدون موت لقد رأيك بما يكفي منه |
Yüksek mahkemeye göre değil ama bakteriler için yeterince sıcak. | Open Subtitles | ليس بالنسبة إلى المحكمةِ العليا لكنّها دافئةٌ بما يكفي للجراثيم |
İtaat ettirmeyi dene, Tribün, o kadar aptalca cesaretin varsa. | Open Subtitles | اجعلني اطيعك ايها التربيون اذا انت احمق بما يكفي لتحاول |
O kadar da küçük sayılmaz. Hem kızlar erken evlenmelidir. | Open Subtitles | هي طفلة كبيرة جدا وكبيرة بما يكفي، قريبا بما يكفي |
Yalnızca çöpçülük edecek kadar hareketli yamalayacak kadar vahşi olanlar hayatta kalabiliyordu. | Open Subtitles | أولئك فقط إنتقلوا بما يكفي للإقتيات الوحشي كان كافياً لسلب ما بقي |
O şişko benzin deposunu taşıyabilecek kadar büyük bir araç. | Open Subtitles | العربة كبيرة بما يكفي لسحب تلك الدبابة السمينة من الغاز |
Kurtlar başarılı olursa tüm sürüye bir hafta yetecek kadar etleri olacak. | Open Subtitles | لو نجحت الذئاب فسيحظون بما يكفي من اللحم للمجموعة كلها لمدة أسبوع. |
Hem nasıl olsa Arikara'larla aramıza yeterli mesafe koymadık mı? | Open Subtitles | بالإضافة، ألمَ نبتعد بما يكفي عن هنود الحمر، بأيّ حال؟ |
Çok fazla değil ama kendi ayağınız üzerinde durmanıza yeter. | Open Subtitles | ليس بها الكثير من المال، ولكنه بما يكفي كي تعيشوا. |