Gölde hayatımı kurtardığında... sana uygun şekilde teşekkür edemedim. | Open Subtitles | فى البحيرة عندما أنقذت حياتى لم تتح لى الفرصة مطلقا كى أشكرك |
-Sana teşekkür edemedim. | Open Subtitles | لم تتح لي الفرصة لأشكرك اخلع بنطالك |
- Sana teşekkür edemedim. | Open Subtitles | سيدتي.. لم تتح لي الفرصة لأشكرك |
Ayının saldırdığı sırada, lens kapağını açacak zaman olmamıştı. | Open Subtitles | ,لحظة الهجوم القاتل ,لم تتح له الفرصة لرفع غطاء العدسة |
Zenci bir kız düzmeyi dene. Benim öyle bir şansım olmamıştı okurken. | Open Subtitles | جرّب مضاجعة بنات سوداوات أنا لم تتح لي الفرصة في الكلية |
Yaptıklarına pişman olmuş ama bunu ona söyleyecek şansı olmamış. | Open Subtitles | وندم على ذلك لكن لم تتح له الفرصة ليعوض عن ذلك |
Oynarken izleme şansım olmadı. Kazanmakla meşguldüm. | Open Subtitles | لم تتح لى الفرصة لرؤيتة لقد كنت مشغولا بالفوز. |
Anneme hiç veda edemedim. | Open Subtitles | لم تتح لي الفرصة لأودع أمي |
Bütün o güvenli ev olayından sonra konuşma şansımız olmamıştı bilmiyorum işte, sadece söylemek istedim ki... | Open Subtitles | لم تتح لنا فرصة للتكلم بعد آمر البيت الآمن ذاك .. ولا أعلم، أنا فقط أردت |
Önceden bu operasyonu gerçekleştirme fırsatım olmamıştı. | Open Subtitles | لم تتح لي الفرصة لإجراء هذه العملية من قبل. |
Merhaba. Kendimi tanıtmak için bir fırsatım olmamıştı. | Open Subtitles | -مرحباً, لم تتح لي الفرصة فعلاً لأعرفك بنفسي |
Veda edecek fırsatım olmamıştı. | Open Subtitles | لم تتح لي الفرصة أبدا لقول مع السلامة |
Bilmiyorum. Belki ölmeden önce söyleme şansı bulamamıştır. | Open Subtitles | لا أدري، ربّما لم تتح له الفرصة لذلك قبل موته |
Doktorların fark etme şansı olmayan görünmez bir şey. | Open Subtitles | شيئاَ ما غير مرئي لم تتح له فرصة الأنتشار |
Bana yardım ettiğin için teşekkür etme şansım hiç olmayacak. | Open Subtitles | لم تتح لى الفرصه لكى اشكرك. لانك ابعدتنى عنه يا سيدى |
O da bir fikirdi. Ama kiraladığım arabayı buldun, öyle bir şansım olmadı. | Open Subtitles | كانت تلك الخطة، لكنّك وجدت سيارتي لذا لم تتح لي الفرصة |