John Coltrane'in bir saksafon edinemediği dünyayı hayal edemeyen caz severler de var. | TED | وهناك محبون لموسيقى الجاز لا يمكنهم تخيل العالم بدون جون كولتراين ممسكًا بالساكسفون. |
Bir koltuğu hayal etmek gerçekten zor, evinizde nasıl görüneceğini. | TED | انه من الصعب تخيل الاريكة, كيف سوف تبدو في منزلك. |
Aynen. Şimdi bir düşün senin laf dinlemediğini öğrendiklerinde, ne kadar kızacaklarını? | Open Subtitles | بالضبط، والآن تخيل كم هذا سيثيرهم لو اكتشفوا إنك لم تستمع اليهم |
Bu hayati altyapıyı setlerle korumanın şaşırtıcı koruma maliyetini düşünün. | TED | تخيل التكاليف المرتفعة لحماية هذا البناء الأساسي بإنشاء السدود حوله. |
düşünsene, sadece bir dakika önce yanında durmuş, siyah düğmelerine bakıyordum. | Open Subtitles | تخيل فقط، منذ دقيقة مضت وقفت بجانبه ونظرت إلى أزراره السوداء. |
Demo bana gelene kadar işe yaradı ve ne olduğunu tahmin edebilirsiniz. | TED | عمل العرض التوضيحي مع الجميع حتى جاء دوري، ربما تستطيع تخيل الأمر. |
Hayatınızın bu pakete bağlı olduğunu hayal edin, Afrika'da bir yerde ya da New York'ta, Sandy kasırgasından sonra. | TED | تخيل إن كانت حياتك تعتمد على هذه الرزمة، في مكان ما في أفريقيا أو في نيويورك، بعد إعصار ساندي. |
Bir filmdeki bütün sahneleri betimlemek için kelimeleri kullandığınızı hayal edin, en sevdiğiniz şarkıdaki bütün notaları, ya da şehrinizdeki bütün sokakları. | TED | تخيل أنك تحاول استخدام الكلمات لوصف كل مشهد من مشاهد فيلم ما، كل نغمة في أغنيتك المفضلة، أو كل شارع في مدينتك. |
Bu küçük robotların enkazda hayatta kalanları aradığını hayal edin. | TED | تخيل هذه الروبوتات الصغيرة تجول هذا الركام للبحث عن ناجين. |
Sadece dört yıl sonra hayalinizi gerçekteştirebileceğini bildiğiniz birinin yönetim kurulu toplantı odasının önünde oturmanın nasıl bir his olduğunu bir hayal edin. | TED | لذا تخيل كيف كان شعوري بعد أربع سنوات عند جلوسك في مجلس الادارة أمام شخص كنت أعلم أنه يستطيع أن يجعل حُلمي حقيقةً |
Bu görüşün dalgalandığını hayal edin; milyonlarca insanın bunaklık yaşayarak öldüğünü. | TED | تخيل تموجات هذه الفكرة لملايين من الناس ممن يعيشون ويموتوا بالخرف |
Beynimizin bir kısmının, bilinçaltımızı tanımladığımız mikroskobik boyutta bir merdiven içerdiğini hayal edin. | TED | تخيل أن سلما بحجم المجهر موجود بجزء من المخ والذي سنسميه العقل الباطن |
düşün, eğer Da Vinci eserlerini hiç göstermeseydi, dünya neler kaçırırdı. | Open Subtitles | تخيل كم سيفوت العالم على نفسه لو لم يظهر دافينشي اعماله |
Onu aradığımda ve kendi toplantısına kendisini çağırdığımdaki yüz hâlini bir düşün. | Open Subtitles | تخيل وجه عندما إتصلوا به يطلبون منهُ أن بحضر الأجتماع الخاص به |
Şimdi dişlerinin rahim olduğunu, maydanozun da yarı Çinli bir bebek olduğunu düşün. | Open Subtitles | و الان تخيل أن أسنانك هي رحم و البقدونس هو طفل نصف صيني |
Ya da çoğu Amerikalı son altı savaşımızın dördünde bize yalan söylendiğini bilseydi bazı şeylerin ne kadar farklı olacağını düşünün. | TED | أو تخيل كيف كانت الأمور ستختلف لو أن معظم الأميركيين عرفوا أنه قد كذب علينا في أربعٍ من حروبنا الست الأخيرة. |
düşünün ki derin öğrenme yaklaşımını kullanarak verimliliklerini artırmaya yardım edebilsek? | TED | تخيل إذا أستطعنا المساعدة في تحسين كفائتهم بإستخدام أساليب التعلم العميق |
Her tarafta biberonlar, bezler ve tükürüklerle her şeyi yeniden yaptığımızı düşünsene. | Open Subtitles | تخيل بأن نبدأ كل شئ من جديد مع الحفاظات والزجاجات وبصق الأطفال |
O kadar güzeldi ki. Bunun için para aldığını düşünsene. | Open Subtitles | وقد كان جميلاً , تخيل الحصول على أجر مقابل هذا |
isgal edilen ülkelerdeki insanlarin neler hissetmis olabilecegini yalnizca tahmin edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تخيل ما شعر به الناس فى الدول الواقعه نحت الاحتلال |
Kendimizi korumak için gidiyorum, ülkemizin geleceğini korumak için." Bunu düşünebiliyor musunuz? | TED | سأذهب خارجاً لأؤمن حياتنا , مستقبل بلدنا ." أيمكنكم تخيل ذلك ؟ |
Kanser hastası durumunda birinin bu eğlence uyuşturucuları kullanmasını düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تخيل مريضة بالسرطان في حالتها تستخدم عقارات ترويحية |
Ne kadar New York'ta yaşarsan yaşa, yukarıya bakıp tüm binaların kesilmiş robot penisleri gibi olduğunu düşünmek hala eğlenceli. | Open Subtitles | لا يهم كم من الوقت عشت في نيويورك, لازال النظر لأعلى مرحاً, تخيل البنايات كما لو كانت كائنات فضائية عملاقة. |
En tepede değil de hala besin zincirinde olduğumuzu düşünsenize. | Open Subtitles | ما أعنيه هو, تخيل أننا لا زلنا في السلسله الغذائيه |
"Yapayalnız olsam acaba nasıl olurdu?" diye hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تخيل ما أشاهده إن كنت أهتم بشؤوني الخاصة |