Seni kapmaya geliyor, Steve-O. Hasta veya yaralı bir hayvan gibi davran. | Open Subtitles | هاهي قادمة للنيل منك، تصرف مثل سمكة أو حيوان مصاب يا ستيف |
bak, sakin ol ve normal davran, daha olgun olmaya çalış. | Open Subtitles | اسمع، فقط تصرف بهدوء وعلى طبيعتك وحاول ان تبدو اكبر سناً |
Koklayabilir miyim? Mm-hmm. Dostum, daha önce öpüşmüş gibi hareket yapmayın. | Open Subtitles | هل يمكنني شَمُها ؟ ياصاح , تصرف وكأنها ليس أول مرة |
Başka seçeneği yoktu. Otomatik davranış. Bencillik de değil, özgecilik de değil. | TED | ليس لديه من خيار. إنه تصرف تلقائي. فهو ليس أنانياً ولا مؤثرًا. |
Ama o hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Belki de eşi Julia olduğu için. | Open Subtitles | لكنه تصرف وكأنة لم يحدث شيء ربما بسبب زوجته جوليا. |
Adam ol ya da defol. Sen işleri işte böyle yürütürsün. | Open Subtitles | تصرف بشكل صالح أو أرحل أدرت الأمور على هذا النحو هنا |
Evindeymiş gibi davran. Kahve burada. Kurabiyeler şurada. | Open Subtitles | تصرف وكأنك فى بيتك يوجد قهوة، وبسكويت بالسكر هناك. |
Olabildiğince normal davran. | Open Subtitles | تصرف طبيعيا كلما أستطعت لأطول فترة ممكنة |
Normal davran. - Devam et. - Kim bu soytarılar? | Open Subtitles | تصرف بطبيعتك فقط ابقى هادئًا من هذان المهرجان؟ |
Yürüyüşe çıkmış bir çiftlik çocuğu falan gibi davran. Bir şey anlamazlar. | Open Subtitles | فقط تصرف ك ولد مزرعة يتمشى, لن يعرفوا ابدا |
Bu devirde, iyimser olmak, devrimci bir hareket. | Open Subtitles | أعتقد أنّ التفاؤل في هذا العمر يعتبر تصرف ثوري |
Ama tokatın istem dışı bir hareket olmadığını itiraf etmelisin. | Open Subtitles | ولكن عليك أن تعترف أن الصفعة كانت تصرف غير عقلانى وغير مقبول |
Ama saldırgan bir hareket yaparsanız, üstünüze ateş açarız. | Open Subtitles | لكن إذا قمتم بأى تصرف عدائى سوف نطلق النار |
Sağ kulakta ağrı, psikotik davranış ve baş dönmesi. Başlayın. | Open Subtitles | إذاً الألم في الأذن اليسرى تصرف مضطرب، و دوار، هيا |
Belki farkında değilsin ama bu oldukça uygunsuz bir davranış. | Open Subtitles | ربما أنت لا تعلم، لكن هذا تصرف غير لائق بالمرة. |
Stevie orada bir göt gibi davrandı. | Open Subtitles | لقد كان هذا هو المفروض أن يقوم به لقد تصرف كالأحمق |
Nazik ol ve adama saygı göster çünkü seninle işi pişirecek. | Open Subtitles | اذن تصرف بصورة لائقة واحترمنى يا رجل لانه سوف يضعها معك |
Delia'nın garip bulduğun bir davranışı olursa ilk önce bana anlatmanı istiyorum, | Open Subtitles | اذا كان هناك أى تصرف ل دليا تجدينه شاذا فأخبرينى فى الحال |
Savunmanın dediğine göre, o gün dengesiz davranışları varmış, ...polisi kışkırtmış. | Open Subtitles | الدفاع يقول بأنه تصرف بعصبية في ذلك اليوم مما أثار الشرطي |
Oğlan önce çıldırmış gibi davranıyor ve düğünü iptal ediyor. | Open Subtitles | في الأول الولد تصرف بجنون و قام بإلغاء حفل الزفاف. |
Evet, eminim Çok seksi olmasının konuyla hiç ilgisi yoktur. | Open Subtitles | متأكد أنه تصرف من قلبه و إلا لما فعلت هذا |
Sende öyle yap Ve git buradan | Open Subtitles | انت ايضا تصرف بادب ارحل الان دعنا نعمل هيا |
Ortada bir oylama da yoktu bildirilmiş bir karar da yoktu henüz yapılmış bir hamle de yoktu... | Open Subtitles | لم يكن هنالك تصويت ولم يصنع أي قرار ولم يحدث أي تصرف |
Kartlarınızı doğru oynarsan belki ikimizin yalnız geçirecek zamanı olur. | Open Subtitles | تصرف بذكاء و ربما يمكننا قضاء بعض الوقت وحدنا معا |
Şimdi, Çok da fazla şaşırmadım. Bu, tiyatro ile uğraşan biri olarak tüm hayatım boyunca sürekli karşılaştığım bir tavır. | TED | الآن، لم أندهش حقيقةً، لأن هذا تصرف أراه باستمرار في حياتي كلها بصفتي مخرجة بالمسرح. |
Özür dilerim, bu biraz amatörce bir davranıştı. Lütfen, başla. | Open Subtitles | آسف ، كان تصرف غير مقبول مني، أكمل ، أرجوك |