ويكيبيديا

    "تعطي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • vermek
        
    • veriyor
        
    • veriyorsun
        
    • vermelisin
        
    • ver
        
    • verme
        
    • vermeni
        
    • veren
        
    • vermen
        
    • verdin
        
    • verirsin
        
    • e
        
    • verecek
        
    • vereceksin
        
    • verdiğini
        
    Ok, sert çocuk. Şimdi ufaklığa bir parça tavuk vermek istiyor musun? Open Subtitles حسناً أيها القوي، الآن، ألا تريد أن تعطي الصبي قطعة من الدجاج؟
    Ve bütün bu şeyler bana, heyecan, keyif ve merak veriyor. TED وكل هذه الأشياء بالنسبة لي تعطي نوعا من البهجة والإثارة والدهشة.
    Evet; en yakın arkadaşına arabanın anahtarlarını veriyorsun yaşlı kadını hastaneye götürmesi için. Open Subtitles أجل تعطي مفاتيح سيارتك لصديقك المفضل و تدعه يأخذ السيدة العجوز إلى المستشفى
    Ama hayata yeniden başlamak için kendine bir şans vermelisin. Open Subtitles ولكن عليك أن تعطي لنفسك فرصة لبدء العيش مرة اخرى.
    Aslında, model basitçe, herkese birer araba ver, her yere yol inşaa et ve herkese vardıkları yerde park edecek bir yer ver şeklindeydi. TED في الواقع، كان من النموذجي بالفعل، أن تعطي كل شخص سيارة، تبن طريق يصل بين كل شيء، وتمنح الناس مكاناً للمواقف عندما يصلون هناك.
    Şey, sahiplik hissedarlara oy verme hakkı tanır. TED حسناً، تعطي الملكية حق التصويت للمساهمين.
    Bana bir şey olursa_BAR_bunu Teğmen Briggs'e vermeni istiyorum. Open Subtitles إن حدث لي أي شيئ ,فأريدك أن تعطي هذة للملازم بريجز حسناً
    Lütfen. Ne yetenek ama. Masal uydurup, aptallara umut vermek. Open Subtitles يالها من هبة لتصطنع قصص خيالية و تعطي الأمل للحمقي
    Odamı Rebecca'ya vermek istedin çünkü babasının özel jeti vardı. Open Subtitles أردتِ بأن تعطي غرفتِي لـ ريبيكا بسبب طائرةِ أبّيها الخاصّةِ.
    Peki suçlu bulmak istediğiniz kişilerin isim listesini muhbire vermek sizin usulünüz müdür? Open Subtitles وهل هي أيضاً ممارسة أن تعطي المخبر قائمة بالأشخاص الذين تريد إيجادهم مذنبين؟
    Vermont'taki bir güneş parkı, gerçek verilere göre metrekareye 4,2 vat enerji veriyor. TED وهنا ترون حقل شمسي في فيرمونت مع بيانات حقيقية تعطي 4.2 واط للمترالمربع
    Her projeye büyük bir karton kutu veriyor, kutunun üzerine projenin adını yazıyor. TED ‫إنها تعطي كل مشروع صندوق كرتون كبير،‬ ‫تكتب اسم المشروع على جانب الصندوق،‬
    Dostum, ölü kız arkadaşıma neden pahalı bir mücevher veriyorsun? Open Subtitles يارجل ؟ لماذا تعطي قلادة ماسية إلى صديقتي الميتة ؟
    Her gün bu serseriye kaldırımı süpürmek için bir dolar veriyorsun. Open Subtitles كل يوم تعطي ذلك الحقير دولاراً ليكنس الرصيف؟
    Şarkı söylediğinde,neyden bahsettiğini yürekten bilmelisin ve yüreğindekini paylaşmaya istekli olmalısın ve kendinden bir parça vermelisin TED عندما تغني فعليك معرفة ما تتكلم عنه معرفة وثيقة، وعليك أن تكون على استعداد لمشاركة هذه المعرفة و تعطي قطعة منك.
    YOL ver işareti, yolun sağından gelenlere yol verin anlamında. TED معنى الأولوية هو : عليك أن تعطي حق الطريق.
    Karar verme süreçlerine katkı koyarak, başarıyı artırabilirdi. TED يمكنها أن تعطي مصداقية لإتخاذ القرار، معطيةً زخماً للنجاح.
    Bu notu almanı ve oradaki sarışın kıza vermeni istiyorum. Open Subtitles أريدكِ أن تعطي هذه الملحوظة لتلك الفتاة الشقراء هناك
    Gerçekten de kırmızılar; kana rengini veren de onlar. Hemoglobin akciğerlerinizdeki TED وهي حمراء فعلاً .. وهي التي تعطي الدماء لونها والهيموجلابين يعمل كإسفنجة جزيئية
    Senden iğrenmemin sebebi, Rowntree hizmetkâr öğrencine Coca Cola vermen. Open Subtitles الشيء الذي أكره فيك راونتري هي الطريقة التي تعطي الكوكا كولا إلى أتباعك الحثالة.
    Kızıma da, göç etmeye teşvik etmek için, dairenin anahtarını tesadüfen mi verdin? Open Subtitles وبالصدفة تعطي بنتي شقتك وتشجعها على الهجرة
    Fakirlere para verirsin, yardım etmiş olursun. Hiç kimse benden bağış istemedi. TED فالفقر هناك مدقع .. وانت تعطي المال لكي تساعد ولكن لم يطلب أحداً اي شيء منه
    Uzaktan kontrolle, Seraphim'e yeni bir varış noktası verecek iznin yok senin. Open Subtitles لن يكون لديك صلاحية كي تعطي المحطة وجهة جديدة من محطة بعيدة
    Eski bir modeli yapacağız. Sıcak ve rahat bir hava verecek. Open Subtitles نحن ذاهبون مع نظرة عتيقة، والتي سوف تعطي نظرة دافئة ومريحة.
    "bu kadar havalanma,kendini ele vereceksin" Open Subtitles لا تتغر كثيراً، انت تعطي نفسك اكثر مما تستحق
    Bu sembollerin karakterlere sanal Dünya'da farklı güçler verdiğini düşünebilirsiniz. TED تستطيع التخيل ربما هذه الرموز تعطي الشخصية قدرات خاصة عندما ترجع الى العالم الافتراضي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد