Ve bu çoçuklar biliyorlar ki zahmetsiz klima kontrolü geleceklerini bir parçası olamayacak. | TED | ويعلم أؤلئك الأطفال أن التحكم المؤلم في المناخ ربما ليس جزء من مستقبلهم. |
Endüstrinin bir kesitininin yanı sıra yeni nesil yükselen yıldızları da çektim. | TED | قمت بتصوير جزء من الصناعة، فضلا عن الجيل القادم من النجوم الصاعدة. |
bu kısa hikâye aynı zamanda benim kızımın ödevinin bir parçasıydı. | Open Subtitles | هذه القصّة القصيرة هي جزء من فرض ابنتي في مادة الإنجليزية |
Bunlar gelecek, Ballard... ve sen de bunun bir parçasısın. | Open Subtitles | هذا هو المستقبل يا بالارد وأنت الآن بالفعل جزء منه |
Ben bunun bir parçasıyım. O şarkıyı bana yazdın. O benim şarkım! | Open Subtitles | انا جزء من هذا , فقد كتبت هذه الأغنية لى هذه اغنيتى |
Bize doğanın bir parçası olduğumuzu ve ondan ayrı olmadığımızı hatırlatıyor. | TED | انها تذكرنا اننا جزء من هذه الطبيعة واننا لسنا بمعزل عنها |
Diğer taraftan ise benim benlik tanımım güvenilirliğinden koskoca bir parça kaybetti. | TED | ولكن من جهة أخرى، تعريفي لذاتي فقد للتو جزء كبير من مصداقيته. |
bir örümcek lifi proteininin nasıl göründüğünü anlamanız için, bu bir kılavuz çizgisi proteini, sadece bir kısmı karadul böceğine ait. | TED | لإعطاءكم فكرة عن ما يبدو عليه بروتين خيط العنكبوت هذا هو بروتين خيط الجذب جزء منه فقط من عنكبوت الارملة السوداء |
Sanırım tıp kültürünün değişmesi gerekli bir yanıyla ilgili bir şeyler yapmamız gerekiyor. | TED | اعتقد اننا لابد من فعل شئ عن جزء الثقافة الطبية التي تحتاج لتغير |
bu, benim neden bir gazeteci olmak istediğimin en büyük sebebi. | TED | وهذا جزء كبير من السبب الذي جعلني قررت أن أصبح صحفية |
Hem Kraliçe arıyı sinirlendirmek, hem de balmumuyla sarılmak planımın bir parçasıydı. | Open Subtitles | لماذا تركتها لتلفني في ذلك الشمع؟ كان كل ذلك جزء من خطتي |
Amerika'yı kötü bir gelecek bekliyor ve sen bu zavallı neslin bir parçasısın. | Open Subtitles | أعتقد ان امريكا تخبئ مستقبل سئ لك وانت جزء من هذا الجيل السئ |
Diyor ki, maddenin herhangi bir parçasını çok küçük boyutta incelerseniz, öncelikle moleküllere rastlar sonra da atomları ve atom altı parçacıkları bulursunuz. | TED | تقول انك اذا اختبرت اي جزء من مادة بدقة متناهية في البداية سوف تجد جزيئات ومن ثم سوف تجد ذرات و جسيمات ذرية |
En güzel yanı, artık adres vermek zorunda kalmayacak olmam. | Open Subtitles | أفضل جزء أولِ أنا لَنْ يَكونَ عِنْدي لإعْطاء عنوانِي ثانيةً. |
Ama bir doktor olarak, Wehrmacht'ın bir parçasıyım ve şimdilik gitmiyorum. | Open Subtitles | لكن كطبيب، أنا جزء من ويهرماتشت وهم لم يرحلوا حتى الآن |
Kim bilir, belki de sizin atomlarınız önceden Napoleon'un diziydi. | TED | من يدري، ربما تكون إحدى ذراتك جزء من ركبة نابليون. |
Yani vücutlarının ya da yüzlerinin bir tarafı ötekiyle aynı olmuyor. | Open Subtitles | أنه يوجد جزء واحد من جسدهم أو وجههم لا يُطابق الأخر |
Rüyandaki sesim, ...sana yardım etmeye çalışan, senin bir parçan. | Open Subtitles | صوتي في حلمِكَ جزء منك يُحاولُ مُسَاعَدَة نفسك خلال هذا. |
Fakat modern aile toplumunu, toplumumuzu hep beraber yeniden inşa etmemizi gerektiren ayrı bir kısım var. Geri dönüşü olmayan bir noktadayız. | TED | لكن هناك جزء أخر يجب علينا جميعاً أن نعيد بنائه لنبني مجتمعاتنا، عائلتنا الحديثة في المجتمعات نحن في نقطة اللاعودة. |
Tartışma bölümünü kapandı, ateşli bölüm hala devam ediyor desek daha iyi. | Open Subtitles | لنقل أن جزء النقاش قد توقف لكن الجزء الساخن ما زال مستمر |
bu, Deniz Canlıları Sayımı adında çok daha büyük bir programın parçasıdır. Ve onlar, Dünya'nın her yerinde etiketleme yapıyor olacak. Molalar da bu programa dahil olacaktır. | TED | هذا هو جزء من برنامج أكبر من ذلك بكثير تسمى تعداد الحياة البحرية، حيث سنتعرض لوضع علامات في جميع أنحاء العالم ومولا ويذهب اليها ويدخل في ذلك. |
O, ailenin bir parçası oldukça bana orda yer yok. | Open Subtitles | طالما أنه جزء من تلك العائلة ليس هنالك مكان لي |