Çoğu kez, takside giderken bir gömlekte delik ya da çok ilginç, hoş, fonksiyonel bir özellik görürüm. Bu daha önce hiç görmediğim bir şeydir. | TED | وأحيانا عندما أكون في تاكسي وأرى ثقبا في قميص أو شيء ما يبدو مثيرا للاهتمام أو جميل أو عملي على نحو لم أره من قبل. |
Güzel olan ve hoş vücutlu birinin oynayabileceği bir rol. | Open Subtitles | . الدور يحتاج فقط إلي وجه جميل و جسد مناسب |
Bu nadiren doğada bulunan renktir, ama bazen suni bir rengin yanında doğal bir renk çok güzel olabilir. | TED | ونادرا ما يكون اللون الذي أجده في الطبيعة، إلا عندما يكون متراكبا مع لون صناعي فاللون الطبيعي جميل جدا، |
Ne Harika bir gün. Harika bir gün, değil mi, Bay Güneş? | Open Subtitles | يا له من يوم جميل أليس يوما جميلا يا سيد شمس ؟ |
Hayatımda ilk kez iyi bir lokantaya gitmiştim, gerçekten iyi bir restoranta. | TED | أتذكرُ المرة الأولى التي ذهبتُ فيها إلى مطعم جميل، مطعم جميل حقًا. |
Buranın manzarası güzelmiş ama içeri geçsek iyi olmaz mı? | Open Subtitles | إنه منظر جميل لكن أتظنين أننا نستطيع الرجوع داخلاً الاَن؟ |
Oh. Bu çok tatlı. Bu Ogre'ye iyi duygular beslemeniz gerekmez. | Open Subtitles | كم هذا جميل لا داعي لأن تتوقع السلوك المهذب من غول |
Bu eşarp çok hoş! Paris'ten böyle birşeyim olsun istemişimdir. | Open Subtitles | و ذلك الوشاح جميل سيذكرنى ذلك بأن لدى أغراض باريسية |
- Sizi tekrar görmek ne hoş. - Günaydın şef. | Open Subtitles | جميل جدا أن نراكِ مرة أخرى صباح الخير ايها المأمور |
hoş mekan. Burada el ele tutuşan 10,000 akkarıncanız var mıdır? | Open Subtitles | مكان جميل انت عندك حوالي 10,000 نملة بيضَاء تَشَابُك بالأيادي هنا؟ |
Çünkü oraya bayılıyorum. çok güzel bir yer. Özellikle de günbatımında. | Open Subtitles | لأننى أحب المكان هناك المنظر جميل هناك , خصوصاً عند الغروب |
Sevgimizden ve kenetlenmemizden bir hayat meydana gelebilir. Bu çok güzel. | Open Subtitles | الحياة يمكنها الظهور من خلال حبنا وتبادلنا للحب , وهذا جميل |
çok güzel bir gün, benimle biraz yürümeye ne dersin? | Open Subtitles | إنه يوم جميل. يجب علينا الذهاب في نزهة على الأقدام؟ |
- Acelem olduğunu kim söyledi? - Burası Harika, çok güzel. | Open Subtitles | ـ إنه رائع و جميل ـ هل أخبرتك عن الشبح ؟ |
Denize açılmak için Harika bir gün. hepinizin gelebildiğine memnunum. | Open Subtitles | انه يوم جميل للابحار وانا سعيد لتمكنكم جميعاً من الحضور |
- Selam! Bu gelinlik Harika. En iyi tarafı, kısaltılıp tekrar giyilebiliyor olması. | Open Subtitles | هذا الفتسان جميل وأفضل جزء هو أنه يمكن ان تقصريه و تلبسيه لاحقا |
Ve bitirmeden önce güzel ve iyi olan herşeyi paramparça edecekler. | Open Subtitles | و قبل أن ينتهوا سيحطمون كل ما هو جميل و حسن |
Ben kendim de biraz utanıyorum ama bu iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | و أنا كذلك أشعر بالخجل نوعا ما لكنه شعور جميل |
"Vücut olarak sende bir şey yok, bu yüzden kafanı geliştirsen iyi olur." | Open Subtitles | لقد قالت اننى لم اولد بجسد جميل لذلك من الافضل ان تنمى ذكائك |
Oh, çok sevimli. çok güzelmiş. Tam bir dekoratörsün. | Open Subtitles | إنه جميل، جميل للغاية هل تدرك أنك مهندس ديكور فنان |
Çok güzelmiş. Neden daha çok kişi gelmiyor acaba? | Open Subtitles | هذا جميل جداً، لا أعرف لماذا لا يخرج الكثيرون إلى هنا ؟ |
Sonra gelebilir, ama unutmayın bu çok tatlı ve erdemli bir Roma erkeği. | Open Subtitles | أين قضيب السيد؟ ربما سيأتي لاحقاً لكن تذكرن هذا غلام روماني جميل وقوي |
güzeldi çocuklar ama öyle bir kimseyi nereden buluruz bilmiyorum. | Open Subtitles | هذا جميل يا أطفال. ولكن أجهل أين نجد واحدة مماثلة. |
Bu odadaki tek kız şirin sarı bir kemer takıyor. | Open Subtitles | الفتاة الوحيدة في الغرفة هيّ التي تلبس حزام أصفر جميل |
Kişiliğinden korkmana gerek yok . çünkü sen çok güzelsin. | Open Subtitles | لذا ، لا تخف دائما من حقيقتك لانك شخص جميل |
Bu kadar kasıntı olma. İnsan vücudu güzeldir ve hayran olunmalıdır. | Open Subtitles | لابد أن تنصتي, الجسد البشري شيء جميل, لابد أن نعجب به |
- Bunlar sevimli sözcükler karamelam. Pastacın bu yalan kremalarından artık çok sıkıldı. | Open Subtitles | أجل ، هذا كلام جميل أيتها الطفلة إن فمك لا ينطق إلا بالأكاذيب |
Geçireceğimiz bu güzel gün, güzel bir haftaya o da güzel bir seneye, o da güzel bir ömre dönüşecek. | Open Subtitles | نحن على وشك بداية يوم جميل، سيتحول إلى أسبوع جميل وبدوره سيصبح عاماً جميلاً، إلى أن تصبح الحياة بأكملها جميلة |
Böylece size çekinmeden bir şeyi açıklayacağım, benim için güzel bir şey. | TED | لذا سوف اعرض لكم بكل خجل شيء اعده جميل جداً بالنسبة لي |
Günbatımı o kadar güzel olacak ki seyretmek için attan inmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | و سيكون غروب الشمس جميل جدا و سأنزل من فوق حصانى لأعجب به |
Resif sadece güzel bir gezinti yeri değildir, senin en güçlü silahın olabilir. | Open Subtitles | الشعب المرجانية ليست فقط مكان جميل ، بل يمكن أن يكون سلاحك الأفضل. |