Belki savaş bir hataydı ama bu yüzden vatanından nefret etme. | Open Subtitles | ربما كانت الحرب خطأ هنا لكن لاتكره وطنك من أجل هذا. |
Polis avukatının da değindiği gibi Bayan Selmer üzücü bir hataydı. | Open Subtitles | الحادث الذي تعرض له وكانت السيدة سلمر خطأ , وكان أوضح |
Bu Maria'nın suçu değil. Mary'nin kuzusu olduğunu bilmiyor olabilir. | Open Subtitles | ليس خطأ ماريا كونها لاتعرف أنه كان لماري حمل صغير |
Bir sorun çıkarsa, içeri Los Angeles polisi gibi girersin. | Open Subtitles | اذا حدث أى خطأ فلتتدخل وكأنك من شرطه لوس انجلوس |
Hatta bazıları üniversiteye bir yanlışlık sonucu kabul edildiklerini düşünüyordu. | TED | بل إن بعضهم اعتقد أن قبوله في الجامعة كان نتيجة خطأ. |
Gerçekten, yapma sen bayıldığın zaman bir şeylerin ters gittiği düşündüm. | Open Subtitles | دعينا نتحدث بجدية عندما أنهرتي فكرت في شيئاً ربما هو خطأ |
Kısacası, senaristlik marifetiyle alakalı genel inanış, nerede olduğu ve nerede bulunabileceği, yanlıştı. | TED | ببساطة، الحكمة التقليدية حول إستحقاق كتابة السيناريو أين كان وأين يمكن العثور عليه كان خطأ |
Ve bu olanlar bir hataydı. Üzgünüm. Bana ne oldu bilmiyorum. | Open Subtitles | هذا كان خطأ , انا آسف لا اعرف مالذي حدث لي |
Büyük hataydı, 18 ayıma, broker lisansıma ve ailemin güvenine mal oldu. | Open Subtitles | لقد كان خطأ كبيراً وقد كلفني 18 شهراً ورخصة عملي وثقة عائلتي. |
Ama bir hataydı ve kulağa geldiği kadar kötü değil. | Open Subtitles | لكن هذا كان خطأ صريحاً وليس كريهاً بقدر ما يبدو |
Hayatımı kontrol ediyor. Babamın suçu.Numarayı yenmenin bir yolunu bulduğunu söylemişti. | Open Subtitles | وكان والدى على خطأ قال انه وجد طريقة لهزيمة هذا الرقم |
-Asla kimsenin suçu değildir! | Open Subtitles | ليس خطأ أحد دائماً؛ إنه دائماً ذنب شخص آخر |
Umarım mahsuru olmaz. Hayır, sorun değil. Lisa, bu çok aptalca, tamam mı? | Open Subtitles | ـ لا , لا توجد أىّ مشكلة ـ هذا خطأ , تعالى هنا |
Sadece bir şey gerekirse ya da bir sorun çıkarsa arayın. | Open Subtitles | لا تتصل الا اذا كنت تحتاج شيئاً او حدث شيئ خطأ |
Hiç bir şey bilmiyorum müfettiş bir yanlışlık olmalı. | Open Subtitles | أنا لا أعرف شيء حول ذلك . لابد أن يكون هناك خطأ ما |
Bir yanlışlık olmalı. Listeye tekrar bakar mısın? | Open Subtitles | لا بد أن هناك خطأ ما هل لنا أن نرجع للقائمة مرة أخرى |
Dünya'ya sağ olarak dönmememiz gerekiyordu ama bir şeyler ters gitti. | Open Subtitles | حدث خطأ ما و لَمْ يفتَرضْ أن نعود إلى أرضَ حيّةَ |
Bence hep yanlıştı çünkü bence yaratıcılık oldukça işbirliği demekti ve muhtemelen de geniş bir şekilde interaktifti. | TED | أعتقد أنها كانت دائما على خطأ لأنني أعتقد دائما أن الإبداع تعاوني للغاية و ربما يكون تفاعلياً بشكل أكبر |
hatalı bir şey yapmadığında asla bir kadına kötü davranmaz. | Open Subtitles | لا يسيء معاملة امرأة أبدا إلا اذا قامت بشيء خطأ |
Diğer bir deyişle, politik olarak haklı olabiliriz ama duygusal olarak yanlış. | TED | بكلمات أخرى، بإمكاننا أن نكون على حق سياسياً لكن على خطأ عاطفياً. |
kötü olanın kötü, yanlış olanın yanlış olduğunu bildiği halde. | Open Subtitles | حتى ولو كان يعلم أن الشئ مروعاً و أنه خطأ |
Bu, ortalama bir romanın iki katına denk geliyor ve tek bir harf hatası bile yapmadan tüm harfleri doğru sıraya koymamız gerekiyordu. | TED | وهو أكبر من ضعفي معدل حجمه لديكم، ويجب علينا أن نضع كل واحد من هذه الأحرف في الترتيب الصحيح، بدون خطأ مطبعي واحد. |
Küçük bir hatayı sormak için gelmiştim. Siz benden yardım istediniz. | Open Subtitles | لقد سعيت إليكم مع التحفظ على خطأ طفيف لقد سألتموني المساعدة |
Bunda bir terslik mi var yoksa akşamdan kaldığım için mi böyle? | Open Subtitles | هل كان هناك شئ خطأ ؟ ام انه بسبب الصداع الكحولي ؟ |
Bu, tüm dünyayı etkileyen devasa bir hata, hayret verici derecede absürd bir hata bir şeytanlık dizisi değil. | TED | أعتقد أن هذه مسألة خطأ عالمي مأساوي خطأ سخيف على نحو مذهل أكثر من كونه موجة عارمة من الشر. |
Komşulardan biri her şeyi görmüş. TIR şoförünün hatasıydı diyor. | Open Subtitles | أحد الجيران رأى كل شيء، وقال أنه خطأ سائق شاحنة، |
Her zaman her şeyi bildiğini sanıyorsun, Julie, ama bu kez Yanılıyorsun. Hadi. | Open Subtitles | تعتقدى دائماً بأنك تعرفى كل شيء، جولي، لكن هذا الوقت أنت على خطأ |