Evet, söyledin, klas, tamamen birinci sınıf. | Open Subtitles | أجل, إنه راق, من الدرجة الأولى |
Hâkime Strauss, monoton ve hukukla kafayı bozmuş varlığınız, birazdan akıllara durgunluk veren ve inanılmaz klas olan bir şeye dönüşecek. | Open Subtitles | أيتها القاضية "ستراوس"، أنت على وشك أن تجدي أن وجودك القانوني الباهت سيتحول إلى شيء مذهل، ولكنه راق للغاية، |
Onları götür ve bir daha getirme. Burası kaliteli bir işletmedir. - Hey sen, Kelly! | Open Subtitles | اخرجهما من هنا ولا تدخلهما مره اخرى عذا مكان راق يا هذا |
Zayıfsın, ihtiyacın olan son şey bir rakibinin çok miktarda yüksek kaliteli malı ele geçirmesi olur. | Open Subtitles | أنت ضعيف- - آخر شيء تحتاجه هو منافس يغتنم حمولة من منتج راق |
Bu durumda bile bir erkek için bizi satmadın çok zarif bir hareketti. | Open Subtitles | أنت لم تتركينا من أجل رجل هذا تصرف راق جدا |
Birkaç günlüğüne. Her durumda, o ev onlar için fazlasıyla şık. | Open Subtitles | وعلي اي حال فبيتهم راق علي مستواهم الاجتماعي |
Ve kocanızın imajı için lüks bir barbekü düzenlemeyi düşünüyoruz. | Open Subtitles | وتماشياً مع صورة زوجك نخطط لحفل شواء راق. |
Onu hissettin. Gerçek seni hissettin ve bu Hoşuna gitti. | Open Subtitles | لقد شعرتِ بها، بشخصيتكِ الأصلية وقد راق لكِ هذا الشعور |
Çok klas bir adamsın gerçekten. | Open Subtitles | انت شخص راق جداً |
klas bir düğün yani. | Open Subtitles | إنه زفاف راق إذاً. |
klas bir düğün yani. | Open Subtitles | إنه زفاف راق إذاً. |
Burayı unut, çok kaliteli | Open Subtitles | إنسوا هذا المكان إنه راق جدا |
Oldukça kaliteli. | Open Subtitles | هذا راق جدا |
Keşke zarif bir erkeğe âşık olabilsem. | Open Subtitles | اقصد انا امل انا استطيع ان اقيم علاقة مع شخص راق |
Tek kelimeyle, ismim zarif Fransızca bir yüzme havuzu adından pis kokulu bir Hint helasına dönüşmüştü. | Open Subtitles | بكلمة واحدة تحول اسمي من ...اسم مسبح فرنسي راق إلى مبولة هندية عطنة |
Anlamıyorum. - Bir fikri belirtmenin zarif bir yolu sadece. | Open Subtitles | -إنه أسلوب راق للتعبير عن رأى معين |
New York, Londra veya Paris'in şık restoranlarında da onu bulabilirsiniz. | Open Subtitles | \u200fأو يمكنك إعداده في مطعم راق \u200fفي "نيويورك" أو "لندن" أو "باريس". |
Joy.şık bir bayan için şık bir isim. | Open Subtitles | جوي، اسم راق لسيدة راقية |
lüks kaplıca, pahalı restoran, kuyumcu. | Open Subtitles | منتجع صحي راق مطعم جيد,محل مجوهرات |
Ailem daima lüks sınıfta seyahat etti, | Open Subtitles | والداي كانا يسافران دائماً بأسلوب راق |
En sonunda öpüştünüz, ve bu sadece birinizin Hoşuna gitti. | Open Subtitles | قبّلتما بعضكما أخيراً، و أحدكما فقط راق له ذلك. |
Hoşuna gitmese de dayan. Hoşuna gitse daha hoş olur tabii ama. | Open Subtitles | اصبرى حتى إن كان ذلك لا يروق لكِ مع انه سيكون افضل إن راق لكِ ذلك |
Çok klassın, Jay. | Open Subtitles | يا لك من شخص راق,جاي |