ويكيبيديا

    "سمعتُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • duymuştum
        
    • Duyduğuma
        
    • duyduğum
        
    • duyduğumda
        
    • dinledim
        
    • duyunca
        
    • duyduğumu
        
    • işittim
        
    • duyuyorum
        
    • duyarsam
        
    • haber
        
    • duydun
        
    • kulağıma
        
    • öğrendim
        
    • kulak misafiri
        
    Amerikalı Korucu'nun yakışıklı zeki ve çekici türler olduğunu duymuştum. Open Subtitles سمعتُ أنّ الحارس الأمركيّ نوعٌ جذّابٌ جدّاً، ذكيّ، و مثير
    10 ay önce, belki bir yıl. Yazın avukatlarla görüştüğünü duymuştum. Open Subtitles عشرةُ شهور , ربما سنة سمعتُ بأنهُ يقابل المحامون في الصيف
    Duyduğuma göre, eğer küçük, eşcinsel bir köpek sana saldırırsa, kafasına kazağını geçirip, Allah yarattı demeden girişmek gerekirmiş. Open Subtitles سمعتُ عن عندما هوجمت من قِبل كلبٍ صغير شاذ وكان يفترض عليك تغطيه رأسه بقميصه ومعاركته على طريقة الهوكي
    Duyduğuma göre, kızı bakımıyla ilgilenmek için onu Pekin'e götürmüş. Open Subtitles سمعتُ أن إبنتها أخذتها إلى مشفى في ''بكين'' للعناية بها.
    duyduğum başka bir görüntüde, mavi kaftanı varmış... ve kafasından ışınlar saçıyormuş. Open Subtitles سمعتُ عن ظهور آخر لها برداء أزرق ويشع من يديها نور ذهبي
    Bunu her duyduğumda kenara 10 sent atmış olsaydım 3.60 dolarım olurdu. Open Subtitles لو نضع قطعة نقديّة لكلّ مرة سمعتُ ذلك لأصبح عندي 3.60 دولاراً.
    Bir tür bacaksız kuş... olduğunu duymuştum. Open Subtitles لقد سمعتُ أن هناك نوع من الطيور بلا أرجل
    Şimdi hatırladın mı? Onu hatırlamıyorum ama, bu ismi daha önce bir yerde duymuştum. Open Subtitles لا أتذكر هذا الشخص، لكنني سمعتُ بهذا الأسم من قبل.
    Çok uzaklara gittiğini duymuştum, artık golf sopası ile söğüt dalını ayırt edebileceğini sanmam. Open Subtitles سمعتُ إنه ذهب بعيداً ولا يُمكنه أنّ .يُميز بين مضرب الغولف من مندف القطن
    Babamdan Güney'de yapılan bütün turnuvaları hep senin kazandığını duymuştum. Open Subtitles سمعتُ والدي يقول كيف كنت تفوز .في كُل بطولة تقام في الجنوب
    Adebisi'nin berbat birisi olduğunu duymuştum, bu seni daha da kötü yapar. Open Subtitles سمعتُ أنهُ كانَ لئيماً مما يجعلكَ أسوءَ منه
    Buraya geldiğini duymuştum ama bilirsin, hiç görmemiştim. Open Subtitles سمعتُ أنهُ موجود هنا يا رجُل، لكني، تعلَم، لَم أرَهُ
    Duyduğuma göre sade vatandaşların erişim hakkı olmadığı bir yerde saklanıyormuş. Open Subtitles سمعتُ أنّها مُخبّئة في مكانٍ ما، وليس مسموحاً للبشر العاديين برؤيتها.
    Duyduğuma göre tamamen doluymuş ama sonuçta otel sahibini tanıyorsun. Open Subtitles سمعتُ أنّ كافّة الغرف .محجوزة، لكنّكَ رغم ذلك تعرف المالك
    Artı, sanırım halüsinasyon görüyorum çünkü kaslarının benimle alay ettiklerini Duyduğuma eminim. Open Subtitles إضافةً، أعتقد أنني أهلوس لأنني موقن أني سمعتُ عضلات ذراعك تسخر مني
    Hakkında çok şey duyduğum, buranın şu gizemli sahibi neredeymiş bakalım? Open Subtitles أجل، أنا كذلك. أين ذلك المضيف الغامض، الذي سمعتُ عنه كثيراً؟
    İki hafta sonra, trajik haberi duyduğumda Pete'in yaşadığı sokağın sonunda bir evi boyuyordum. TED بعد أسبوعين، كنت أطلي منزلاً في نهاية شارع بيت حين سمعتُ ذلك الخبر المأساوي.
    Önceki gece televizyonda bir adamı dinledim, güvercinlerden söz ediyordu. Open Subtitles ، سمعتُ رجلاً على التلفاز الليلة الماضية يتحدث عن الحمام
    Silah seslerini duyunca dışarıya baktım ve bir adamın koşarak uzaklaştığını gördüm. Open Subtitles لقد سمعتُ بعض الطلقات فحسب ثُم نظرتُ للخارج ورأيت بعض الأشخاص يهربون
    İlgilenmediğimi, bunları daha önce de duyduğumu söyledim. Ve o zaman bana bir tane vurdu. Open Subtitles قلتُ له أنني لستُ مهتماً سمعتُ ذلك كُلّه من قبل
    O'Reily'nin Benchley Memorial'da ameliyat olduğunu ve şimdi de kemoterapi göreceğini işittim. Open Subtitles سمعتُ أنهُ أجرى جِراحَة في مَشفى بينشلي و أنهُ الآن يتلقى العِلاج الكيماوي
    Avluda, züppelerin onun hakkında bir çeşit kahraman olduğuna dair konuşmalarını duyuyorum. Open Subtitles فقط سمعتُ الرجال في الساحة يتحدثون عنه كما لو كان بطل، لذا...
    Bir daha duyarsam kaydınızı silerim. Open Subtitles سينتهي الأمر, لو سمعتُ تلك المقطوعة مجدداً.
    Biliyor musunuz, dürüst olmak gerekirse beni iyi haber için mi yoksa kötü haber için mi çağırdığınızı anlamak için mesajınızı belki beş kez dinledim. Open Subtitles اتعلمين ، لأكون صادقة فقد سمعتُ رسالتكِ خمس مرات تقريبًا محاولةً معرفة ان طلبكِ لي سيحمل اخبارًا سعيدة او حزينة
    Duydum ki bu gece şeker toplayacakmışsınız. Nerden duydun? Open Subtitles اهلاً يا اصحاب سمعتُ انكم ستخرجون لجمع الحلوى
    Pekâlâ, şunu bilin ki, sadece, yıllar boyu kulağıma gelenlerden haberdarım. Open Subtitles يتعيّن أنّ تعي، أنّني سمعتُ الكثير على مدار السنين.
    Dostum yardımına ihtiyacım var. Test sonuçlarımın çok iyi olduğunu öğrendim. Open Subtitles أنا أطلب مساعدتكَ، سمعتُ أنّني أبليتُ حسناً في تلك الاختبارات.
    Beni affet, Cosimo. Babanla ilgili dediğine kapıdan kulak misafiri oldum. Open Subtitles سامحني، يا كوزيمو سمعتُ بعض من قولك من وراء الباب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد