ويكيبيديا

    "طريق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir
        
    • yolunda
        
    • yoldan
        
    • yolda
        
    • yola
        
    • yoluna
        
    • şekilde
        
    • Road
        
    • tarafa
        
    • yolun
        
    • yolundan
        
    • yolunun
        
    • taraftan
        
    • yolumuz
        
    • Caddesi
        
    ve bu anlamda İbrahim'in Yolu' bir oyun-değiştirici. Size sadece bir şey göstereyim. TED وكل هذا من طريق إبراهيم انه مغير للمعطيات دعوني أريكم شيئاً ما ..
    O sizinle bu diyalog yoluyla bir işbirliği kurmaya çalışırdı. TED و سيكون بناء تحالف عمل معكم عن طريق ذلك الحوار
    Sadece manastır yolunda yürüyüşler yaptım ve sevdiklerime kartpostallar yolladım. TED انا فقط تمشّيت على طريق الدير وارسلت البطاقات البريدية للأحباء.
    bir adamın bir kez yoldan çıkarsa bir daha dönüşü olmayacağına inanıyor. Open Subtitles ، يؤمن أنه حينما يسير الرجل في طريق الخطأ فهذا يعني نهايته
    Arkadaşlarımızla, gece karanlık bir yolda araba ile geziniyorduk. Polis arabası bizi durdurdu. TED كنا نقود مع بعض الأصدقاء في طريق مظلم مساء، عندما أوقفتنا سيارة شرطة.
    Ama en önemlisi, bu köy, en yakın yola altı saat mesafede. TED ولكن الأهم من ذلك، هذه قرية تبعد ست ساعات عن أي طريق.
    Birbirimizin yoluna çıkmayız... ve diğer kızları da aşağılamamış oluruz. Open Subtitles لن يقف أحدنا فى طريق الآخر ولن تتذمر الفتيات الاخريات
    Her iki şekilde de, sivrisinekler bizi karanlıkta koklayarak buluyorlar. TED وفي كلتا الحالتين، يجدنا البعوض فى الظلام عن طريق تشممنا.
    Gray Road'da doğuya giden başıbozuk bir suçluya rastladık. Anlaşıldı mı? Open Subtitles دعنا نمسك بهذا الأخرق يتجه شرق طريق جراى , أكرر ؟
    insanın yapmak isteyeceği bir hale, ve ayrıca iki dile hakim olamama sorununa çözüm bulmaya, ve dil eğitimine dönüştürmek. TED الى شيء يريد ملايين الناس القيام به وذلك سوف يساعد بخصوص مشكلة ندرة متعددي اللغات وذلك عن طريق تدريس اللغة
    Ve bir milyon aktif kullanıcıyla ise yaklaşık 80 saatte yapabilirdik. TED ويمكننا القيام بذلك خلال ثمانين ساعة عن طريق مليون مستخدم نشٍط.
    küresel sanat projelerine katılarak önem verdiğiniz şeyler için bir adım atmanız. TED أن تشجّع ما تهتم به عن طريق المشاركة في مشروع فني عالمي.
    Ama zafer, erkeğe zirve yolunda önemli bir kıdem puanı sağlayacak. Open Subtitles لكنالنصرهنا، سيكسبه نقاط مهمة في طريق الذكر من أجل منزلة أعلي.
    Gördüğün gibi, söz verilmiş sonsuzluk yolunda, burası sadece bir köprü. Open Subtitles كما ترى، يعتبر كُل هذا محطة طريق للوصول نحو الخلود الموعود.
    hani sen bir yoldasındır ama hiçbirşey yapamayabilirsin o yoldan kurtulmak için? Open Subtitles مثل .. أنك تمشى فى طريق ولا يمكنك فعل شىء بحياله ؟
    İnsanlık da yanlış yolda. Hem de tehlikeli bir yolda. Open Subtitles البشرية أيضا تمشي في الطّريق الخاطئة تمشي في طريق خطرة
    Hemen buzlu yola çıktı ve kayarak bir arabaya çarptı. Open Subtitles لقد أخذها الى طريق جليدى و انزلق الى شارع السيارات
    Benim acımı dindirip kurtuluş yoluna erdiren ve bütün günahlarımı temizleyen el buydu! Open Subtitles أشفتني من الألم و التي قادتني إلى طريق التوبة و تطهير كلّ ذنوبي
    Aynı bilgi, dalganın frekansını hesaplayarak farklı bir şekilde de ifade edilebilir. TED ويمكن التعبير عن نفس المعلومات بطريقة مختلفة عن طريق حساب تردد الموجة.
    Farkındalık için Fordham Road'un ortasında çiftlikler ve şişeden pencereler yapan tahılın çocukları haline geliyoruz. TED وأصبحنا أيضاً أطفال الذرة، نصنع مزارع في وسط طريق فوردهام للتوعية. وعلب نوافذ من القمامة.
    - Seni bulduk Tek Göz Willy. - Hangi tarafa çevireyim? Open Subtitles ـ لقد نلنا منك،يا ويلي أالعور ـ في أي طريق نتجه؟
    yolun on mil yukarısında, Fairvale'ın dışında büyük bir yer var. Open Subtitles هناك مطعم كبير علي بعد عشرة اميال علي طريق فير فالا
    Planladığı cinayet yolundan sapmıştı, bu durumda yapılacak şey ne idi? Open Subtitles الجريمة التى رتب لها ذهبت فى طريق منحرف, فماذا يفعل ؟
    Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince. Open Subtitles نحن المسافرون في طريق الحب سوف نلتقي مجدداً في طريقنا
    Ve burası öyle düz bir yer değil. Tırmanması çok zor ve her zaman iki taraftan birine düşme riski var. TED وهو ليس طريق مستقيم على الإطلاق وتسلقه شديد الصعوبة وهنالك خطرٌ دائم بإحتمال السقوط لكلا الجانبين
    Yani hayır, şu an, bence gidecek daha çok yolumuz var. TED لذا أقول لا، ليس الآن، أظن أن لدينا طريق طويل للغاية للمضي فيه.
    2 - Adam-14. 18166 San Fernando Caddesi'nde silah sesleri. Destek istiyorum. Open Subtitles 2أدم 14 ، هناك اطلاق رصاص على طريق سان فرناندو اطلب المسانده

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد