ويكيبيديا

    "ظننتُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • düşünmüştüm
        
    • sandım
        
    • sanmıştım
        
    • düşünüyordum
        
    • düşündüğüm
        
    • sanırdım
        
    • diye
        
    • dedim
        
    • düşünürdüm
        
    • ben
        
    • zannediyordum
        
    • Sanırım
        
    • hani
        
    • düşünmüşümdür
        
    • sanıyordum
        
    Hafta sonunu birlikte geçiririz diye düşünmüştüm ama en azından yemeği beraber yiyebiliriz. Open Subtitles ظننتُ بأننا سنمضي يومين جميلين معاً ولكن لا يزال بمقدورنا إمضاء ليلة جميلة
    Hem genç hem de aptaldım. Bensiz daha iyi olursunuz diye düşünmüştüm, gerçekten. Open Subtitles كنتُ شاباً وغبياً، ظننتُ أنكما ستكونا أفضل حالاً من دوني، حقاً ظننتُ ذلك.
    Senin gibi olmaya, seni anlamaya çalıştım. Çünkü seni iyileştirebilirim sandım. Open Subtitles حاولتُ أن أكون مثلكَ، حاولتُ أن أفهمكَ لأنّني ظننتُ بإمكاني معالجتكَ
    O zaman korumaya değer bir şeyim olduğunu sanmıştım. Evliliğim. Open Subtitles بذلكَ الوقت ظننتُ بأنّ لديّ ما يستحق الدفاع عنه زواجي
    Onun özel etnik yapısından dolayı eşleşmenin zor olduğunu düşünüyordum. Open Subtitles انظُر، ظننتُ أنهُ بسبب تمازجهِ العِرقي، سيكون إيجاد المُطابق صعباً
    Jessa tanıştığımız ilk gece arkadaşın Marnie'yle birlikte üçlü yapacağımızı düşünmüştüm. Open Subtitles جيسا أول ليلة التقينا بها بأمانة ظننتُ أننا سنحظى بعلاقة ثلاثية
    Bu birkaç yıl önceki ilginç küçük bir dava. Duymuş olabileceğini düşünmüştüm. Open Subtitles ثمة قضية صغير مثيرة للإهتمام منذ بضعة أعوام، ظننتُ إنّكِ سمعتِ عنها.
    ben her zaman bu işte çok iyi olduğumuzu düşünmüştüm. Open Subtitles لطالما ظننتُ أنّ هذا كان حينما كُنا في أفضل أحوالنا.
    Hayatın kontrol edileceğini düşünmüştüm... ama edilemiyor. Open Subtitles ظننتُ أنه بوسعك التحكم في حياتك.. لكن ليس الأمر كذلك.
    Pekâlâ, çünkü bir an için atıldığımı sandım ve çok mutlu hissettim. Open Subtitles حسناً لإنه لبرهة ظننتُ انه قد تم فصلي كنت في غاية السعادة
    Kimse cevap vermedi. Bir problem var sandım. Open Subtitles لم يفتح أحد الباب ظننتُ أنه يوجد خطبٌ مــا..
    Yerde çok fazla kaldın. Yerin memeleri var sandım. Open Subtitles ..تقضي وقتاً طويلاً ناظراً للأسفل حتى ظننتُ أن الأرضية لها نهود
    Bir şey demek istediğini ama bunu nasıl yapacağını bilmediğini sanmıştım. Open Subtitles ظننتُ فحسب أن هناك ما تريدين قوله ولم تعرفي كيف تفعلي.
    Ondan ayrılmanda ki asıl sebebin ona ...hiç bir şey söylemek istemeyişin sanmıştım. Open Subtitles ظننتُ أن السبب في فسخ العلاقة معه هو أنكِ لا تريدين إخباره بالحقيقة
    - Biliyor musun bir an bize hayır diyeceğini sanmıştım. Open Subtitles هل تعرف أمراً؟ للحظة، ظننتُ كنت الشخص الذي يقول كلا.
    Her zaman onu tekrar görebileceğimi düşünüyordum. Onu tekrar göremeyeceğime, inanamıyorum. Open Subtitles ظننتُ دائماً أنني سأراه مجدداً لا أصدّق أنني لن أراه مجدداً
    Hep suçlu olduğunu düşündüğüm müşterinizin cinayet suçlaması ile ilgili işlemlerini yeni bitirdim. Open Subtitles لقد إنتهيت لتوي من معاملات عميلكم الذي لطالما ظننتُ أنّه مذنب بتهم القتل
    Bu masada üçkâğıt döndüğünü anlayabilecek kadar çok oturduğumu sanırdım. Open Subtitles ظننتُ انني كنتُ في هذهِ الجلبة بما يكفي لألحظَ حيلة
    Hayır, yardımın dokunur belki dedim. Beni öldürmek niye bu kadar önemli? Open Subtitles كلّا، إنّما ظننتُ أنّ بوسعكَ مساعدتي، لمَ من المهمّ جدًّا أن تقتلني؟
    Hep gezilerimin ve onca zaman uzakta oluşumun ailemi mahvedeceğini düşünürdüm. Open Subtitles لطالما ظننتُ أن في سفري حتف أسرتي ببقائي بعيداً أمداً طويلا
    ben de bir çocuğu daha vizelerde kopya çekerken yakaladım. Open Subtitles ظننتُ أنّ هناكَ طفل آخر يغشّ في إمتحانات نصف الفصل
    Umurumda değil zannediyordum. Open Subtitles كنتُ دوماً أريد فتاة. ظننتُ أننى لن آبه.
    Bu dava için elinden bir şey gelmeyeceğini söylemiştin Sanırım. Open Subtitles ظننتُ أنكِ قلت أنّه لا يمكنك عمل أي شيء بالقضيّة
    hani sen bu hayvanı dizginleyecektin. Open Subtitles : لقد ظننتُ بأنّك قلت بأنّك قد تخلّصت من هذا الحيوان
    Hep hareketlerin sözlerden daha anlamlı olduğunu düşünmüşümdür. Open Subtitles تعلَم، لطالما ظننتُ أنَ الأفعال تتكلَّم أعلى منَ الكلمات على أي حال
    Tuvalete gidip geri dönmeyinceye kadar randevunun yolunda gittiğini sanıyordum. Nedir bütün bunlar? Open Subtitles ظننتُ أنّ الموعد يسير بخير حال، حتى ذهبت إلى الحمام ولم تعد أبداً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد