"فأنا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• ben
• benim
• çok
• çünkü
• Seni
• var
• beni
• ediyorum
• zaten
• için
• bana
• da
• ama
• Senin
• olarak

ben halkla konuşan, toplumla çalışan, kapsayıcı ve demokratik araştırmaya inanıyorum.
فأنا أؤمن بالبحوث الديمقراطية الشاملة التي تُنجر داخل المجتمع وتوَجّه للعامة.

Yahudi olan birini arıyordum, çünkü ben Yahudiyim ve bu benim için önemliydi.
كنت أبحث عن رجل يهودي، فأنا كذلك، و هذا أمر مهم بالنسبة لي.

ben küçük bir çocukken, yaz akşamları her evin önünde zamanın şarkılarını veya geçmişin şarkıları bir arada söyleyen gençler bulurdunuz.
فأنا عندما كنت صغيراً .. كنت معتادا في ليالي الصيف على سماع الشبان أمام كل منزل يغنون الأغاني المعاصرة أو القديمة

Yaşıtlarımın hepsinin büyük aileleri vardı, ben tek çocuk olarak büyüdüm.
الجميع يملك عائلات كبيره سيدتي ماعدا انا , فأنا طفل وحيد

Sicilini temiz tutmak için nakil talebinde bulunmazsan, bunu ben isteyeceğim.
لو أنك لم تطلب النقل كي تبقي سجلك نظيفاً.فأنا سوف أطلبه

ben kültür için varım Seni salak, daha dikkatli olamaz mısın?
فأنا نصير للثقافة. تباً لك, أليس بالإمكان أن تكون أكثر حذراً؟

Krallık Seni bekliyor ve ben de Seni burada himaye ediyorum.
إن المملكة تنتظرك و لهذا فأنا إحتفظ بك بمكان أمين هنا

Seni işinden etmek için uygunsuz bir ilişkiye sürüklemem gerekse bile ben hazırım.
إن كنت مظطرة لإقحامك في علاقة غير ملائمة لأخلصك من عملك, فأنا مستعدة

Nasıl biri olduğumu gayet iyi biliyorsun. Kendine yalan söyleme. ben söylemiyorum.
تعرفين من أي الرجال أنا لا تكذبي على نفسكِ, فأنا لا أكذب

Bundan sonra ben "gidelim" dediğimde gitmeliyiz dostum, gitmek zorundayız.
من الآن فصاعداً، حينما أقول لنذهب فأنا أعني ذلك حرفياً

- Sizin de gördüğünüz gibi Doktor ben insan değilim.
و بما أنك مهووس بالملاحظة يا دكتور، فأنا لست إنسان

Aslında ben annenin bir arkadaşını Johnny Favorite isimli birini arıyorum.
فى الواقع فأنا أبحث عن صديق لوالدتك رجل يدعى جونى فافوريت

Her şeyden öte ben sadece çocuklarıyla_BAR_kutsanmış, fakir bir ailede doğdum.
على كل حال، فأنا ولدت لعائلة فقيرة لم ترزق سوى بالأبناء

ben hırsız olmak için doğmadım, satıcı olmak için doğdum.
فأنا لم أخلق لأكون لصا بل خلقت لأكون رجل مبيعات

benim gözlerim kahverengi. Sizinki mavi ya da gri olabilir.
فأنا لدي عينان بنيتان. ربما عيناك زرقاء اللون أو رمادية.

Bir gözüm kör ve diğeri de çok iyi durumda değil.
فأنا أعمىً في عين واحدة، و الرؤية بالأخري ليست بجودة كافية

Seni öldürmeyeceğim. Hırsızları öldürmeyiz, bir arkadaşa ihanet ettiklerinde bile.
لذلك لن أقتلك فأنا لاأقتل الأصدقاء اللصوص حتى ولو خونة

Şu an seninle uğraşamam. Dünyayı kurtarmak için bir fikrim var.
أنا لست مصدر إزعاج لكم الآن. فأنا لدي فكرة تُنقِذ البشرية.

CO: Dün beni Washington Sokağı'ndaki o yere gönderdin, şimdi zehirli sarmaşık döküntüsüyle kaplandım. Yani, günlerimiz böyle şeylerle dolu geçti.
كايتريا أونيل: لقد ارسلتني إلى ذلك المكان في شارع واشنطن أمس، والآن فأنا مغطاة باللبلاب السام. هذا هو ما ملأ أيامنا.

Merak ediyorum, milyarlarcamız artık parmağının ucunda bu güçlü alete sahip,
فأنا أتعجب، لأن المليارات منّا لديهم هذه الأداة القوية بين أصابعنا.

Minibüs çalmak istiyorsan, sana yardım ederim aşkım ama zaten bir motorsikletimiz var.
أتريدين أن تسرقي الشاحنة فأنا معكِ يا حبيبتي ولكننا حصلنا علي دراجة بخارية

Boğazına ok saplandığı an filmleri bana komik geliyor, sonra bir de ne göreyim, oka doğalgaz faturası bağlı.
فأنا أجد أفلامه مُضحكة كما يُضحكك لو اخترق سهمٌ رقبتك ثم تكتشف فيما بعد بأن فاتورة الغاز معلقةٌ به.

(Gülüşmeler.) ama, zenci bir kadın olmanın yanı sıra, sizlerden başka yönlerden farklıyım.
ولكن إلى جانب كوني سيدة سوداء، فأنا مختلفة عن معظمكم من نواحٍ أخرى

Biraz tavsiye iyi olurdu, özellikle, Senin gibi çok değer verdiğim birinden.
خاصة أنني معجبة بك للغاية فأنا أتذكر حلمي بالوقوف على خشبة المسرح

Doğal olarak merak ettim. Bu harflerle başka ne yazılabilirdi?
لذا فأنا أتساءل: ما الممكن لهذه الحروف أن تشكل أيضًا؟