ويكيبيديا

    "في مكان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir yerde
        
    • bir yerden
        
    • yerlere
        
    • bir yerlerde
        
    • yerine
        
    • yerdeler
        
    • da
        
    • yerdeydi
        
    • yerinde
        
    • yere
        
    • yer
        
    • yerindeki
        
    • bir yerdeki
        
    • mekanda
        
    Böylece bir karınca kraliçenin yakınında bir yerde işe girişebilir. TED بذلك ، فالنملة تبدأ في مكان ما بالقرب من الملكة.
    Belirli bir zamanda, ülkede bulunan insan sayısı belirli olduğuna göre, belki bireysel etkimizin daha hafif olacağı bir yerde yaşamayı seçebiliriz. TED وهناك الكثير من الناس في هذا البلد في أي وقت من الأوقات، ويمكننا أن نختارالعيش في مكان ربما سيكون أثرنا عليه أخف.
    Hayatınızın bu pakete bağlı olduğunu hayal edin, Afrika'da bir yerde ya da New York'ta, Sandy kasırgasından sonra. TED تخيل إن كانت حياتك تعتمد على هذه الرزمة، في مكان ما في أفريقيا أو في نيويورك، بعد إعصار ساندي.
    Performans, sanatçının belli bir zamanda, seyirci önündeki bir yerde yaptığı zihinsel ve fiziksel kurgudur ve sonra enerji diyaloğu gerçekleşir. TED العرض هو البناء المادي والعقلي الذي يقوم به المُؤدي في وقت معين في مكان ما أمام جمهور ثم يتولّد حوار ساخن.
    Görünen o ki baba başka bir yerde yemeğe davetli. TED ويبدو الأب قد تلقى دعوة لتناول العشاء في مكان آخر.
    Ya da Samanyolu’nda bir yerde yaşayan uzaylılar var mı? TED أو هل الفضائيون يعيشون في مكان ما على درب التبانة؟
    Parçacık, tanımı gereği, herhangi bir anda tek bir yerde olur. TED الجسيمات حسب تعريفها توجد في مكان واحد في أي لحظة زمنية.
    Hiçbir kuralın olmadığı bir yerde yaşamanın nasıl olduğunu hiç merak ettiniz mi? TED هل تخيلت يوماً كيف قد تكون الحياة في مكان خالٍ من أي قواعد؟
    Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. TED لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر.
    Ne zaman buluşsak kimsenin olmadığı bir yerde kısa bir süre görüşüyoruz. Open Subtitles وقتما نتقابل، نحن نتقابل في مكان ليس بهِ أيّ شخص لوقت قصير
    Mutier bayırının ötesinde bir yerde... fillerin gömülü olduğu yer var. Open Subtitles ذلك ان جرف مويتر في مكان ما كذبة مكان دفن الفيلة
    Tek bir yerde yaşamaya inanmıyor musunuz, Bay Quick? Ailem taşındı. Open Subtitles انت لا تعتقد بالعيش في مكان واحد يا سيد كويك ؟
    Kendim için yaptığım değil de neden başka bir yerde ölmeliyim. Open Subtitles لماذا يجب أن أموت في مكان غير الواحد الذي بنيتهه بنفسي؟
    Selam. bir yerde uyumam gerekiyordu ve bir oda seçtim. Open Subtitles مرحباً، اضطررتُ إلى النوم في مكان ما فاخترتُ هذه الغرفة.
    Bir kadına tecavüz eden tek kollu birinin yakalandığını bir yerde okumuştur. Open Subtitles قرأ في مكان ما، أنك أعتقلت رجل أكتع بتهمة الأعتداء على إمرأة.
    Hayır. Birileri onlara başka bir yerde yaşamanın daha kolay olduğunu söylemiş olmalı. Open Subtitles لا، لا بد أن أحدهم قد أخبرهم بأن الحياة أسهل في مكان آخر.
    Galiba daha önce dekore edilmiş bir yerde hiç yaşamamış. Open Subtitles أظن أنها لم تسكن في مكان ذي ديكور من قبل
    O artık öldü ve hikayelere inanıyorsan bu gölün dibinde bir yerde. Open Subtitles القاتل ميت الآن في مكان ما أسفل هذه البحيرة إذا صدقتي القصص
    Her bir flash bir düzeltme. Birileri bir yerden bakmış ve açık sokak haritasının daha iyi olabileceğini farketmiş. TED كل ومضة هي تحرير. شخص ما في مكان ما ينظر على خارطة الشارع المفتوحة، وأدرك إنها يمكن أن تتحسن.
    Tabii eğer bir yerlere sakladığın kötü şeyler yoksa, porno veya sigara gibi. Open Subtitles مالم تخفي أية أشياء سيئة في مكان ما، مثل أشياء الدعارة أو السجائر؟
    Öylece bir yerlerde duruyor olacak ve biz bunu asla göremeyecektik. TED كانت ستجلس في مكان ماً، وسيكون من المستحيل أن نرى هذا
    Kendi yalnızlığımı kabul edeceğim ve hiçliğimin daha karanlık yerine gideceğim. Open Subtitles سأتقبل وحدتي فحسب و سأتوغل في مكان أكثر ظلمةً من العدم
    Güvenli bir yerdeler ve seninkiler için de yer açabilirim. Open Subtitles إنها في مكان آمن، وبالتأكيد أستطيع إفساح بعض المجال لأشيائكِ
    Kontrolü elinde bulunduran insanlar o esnada başka bir yerdeydi. Open Subtitles الأشخاص المسؤولون عنهم كانوا في مكان آخر في ذلك الوقت
    Bir yanda, iş yerinde çocuk yuvalarının olması harika ve parlak bir fikir. TED من ناحية تضع ميزه رعاية الأطفال في مكان العمل وهو أمرٌ رائع ومستنير.
    Ve onu desteye geri koyalım, ortalara bir yere ve başlayalım. TED ودعونا نعدها إلى الحزمة، في مكان ما في الوسط، ودعونا نبدأ.
    İş yerindeki cinsiyet dengesizliği ve güç dengeleriyle nasıl baş ederiz? TED كيف نتعامل مع الاختلالات بين الجنسين وديناميكيات السلطة في مكان العمل؟
    Bu yaşlı insanların bilgeliği ücra bir yerdeki ihtiyarlar hakkındaki hikayelerin sadece bir derlemesi değil. TED ان حكمة هؤلاء الاجداد ليست مجرد تراكم علم من الاجداد في مكان معزول
    Stüdyo H projesini ilk yılda özellikle küçük tuttuk. 13 öğrenci ve 2 öğretmen katılıyor ve tek mekanda tek proje hedefleniyor. TED وعينا أن استديو اتش, خاصة في سنته الأولى قصة صغيرة 13 طالبا, و معلمين انه مشروع واحد في مكان واحد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد