İki köye daha ulaşmayı hedefliyoruz ve Yakında inanıyorum ki Pakistan'dan dışarı, Güney Asya ve daha ötesine açılıyor olacağız. | TED | ونحن نخطط الآن للوصول إلى قريتين أخريين و أؤمن أننا قريباً سننطلق إلى خارج باكستان إلى شرق أسيا و أبعد. |
Niye Yakında var olmayacak bir gelecek için çalışayım? Hem de hiç kimse bu geleceği kurtarmak için bir şey yapmıyorken. | TED | وإلّا فما فائدة أن أتعلّم لمستقبلٍ ربّما اختفى قريباً عندما لا يقوم أحد بفعل أي شيء من أجل إنقاذ هذا المستقبل؟ |
Siz ikiniz evlendiğinde, ki çok Yakında öyle olacak, çocuğu alabilirsiniz.. | Open Subtitles | بعد أن تتزوجا و هذا سيكون قريباً جداً يمكنكما إخذ الطفل |
Havuz bakıcısı sizi arıyor, Bay Heep. birazdan geleceğinizi söyledim. | Open Subtitles | رجل المسبح كان يبحث عنك قلت له أنك ستأتي قريباً |
Önemi olmayan bir macera. Yakında, gittiklerinden de hızlı döneceklerini göreceksiniz. | Open Subtitles | إنه طيش لا أهمية له قريباً ستراهم يعودون أسرع مما رحلوا |
Yakında yardım gelmedikçe, bu insanların hepsi herkes y..rağı yer. | Open Subtitles | ما لم نتلقّ المساعدة قريباً جميع الموجودين هنا سينتهي أمرهم |
Yakında bütün aşağılık ırklar Bushido Şövalyelerinin ve majeste İmparator'un önünde eğilecektir.. | Open Subtitles | إنتباه. قريباً كُلّ الأجناس دون المستوى سيسجدون امام الامبراطور وامام مقاتلي البوشيدو |
Malek çok Yakında bir antidot prototipini elde edeceğini söyledi. | Open Subtitles | مالك قال أنه سيكون معه عينة أولية من الترياق قريباً |
Yakında sizin için işe yaramaz olacaklar. Neden yaptığınız işten biraz para kazanmayasınız? | Open Subtitles | قريباً سيكونون عديم القيمة بالنسبة لك لم لا تأْخذ بَعْض المال لعملك ؟ |
Hakkında Tüm l bakım Grand Design sürdürmektedir, ama bunu yapmak için, ben Yakında papaz ruhunu iddia gerekir. | Open Subtitles | كل ما أهتم به هو أن أحافظ على الترتيب لكن لفعل هذا ، فيجب أن أحصد روح القسيس قريباً |
Umarım Yakında uyanır. Belki bize arabayı kimin kullandığını söyleyebilir. | Open Subtitles | أتمنى أن تفيق قريباً فربما تخبرنا من كان يقود السيارة |
İşte Yakında evlenecek olanlar. Sevdiğim kız ve suratını yemeye çalışan adam. | Open Subtitles | هناك منهم من سيتزوج قريباً وهناك فتاة أحبها ورجل يحاول أكل وجهها |
Bu adamlar seni Noel arifesinde dinledi ve çok Yakında buna pişman olacaklar. | Open Subtitles | هؤلاء من استمعوا لك فى عشية عيد الميلاد سيأسفون على ذلك قريباً جداً |
Ben kuzey Yakında baş yapacağım. Bize katılmak için bekliyoruz. | Open Subtitles | . سأتجه شمالاً قريباً ، مرحب بك أن تنضم إلينا |
Bence Yakında zor gerçeklikler ile yüzleşmek zorunda kalacaksın, Phoebe. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ ستقومين بمواجهة بعض الحقائق القاسية قريباً ، فيبي |
Ancak sıcaklıklar yükselmeye devam ederse bu manzara Yakında tarih olabilir. | Open Subtitles | لكنه مشهد قد نُحرم منه قريباً إن واصلت درجات الحرارة بالإرتفاع |
birazdan durmadan yanıp sönen bir sinyal lambasıyla arabada olacaksın. | Open Subtitles | ستقود السيارة قريباً و سترى غمامة تحجب عنك النظر بإستمرار |
Ne yaparlarsa yapsınlar, Dünya'nın direnci insanın verdiği zararları kısa sürede düzeltebiliyordu. | TED | أياً كان ما استطاعوا فعله، فإن مرونة الأرض ستشفي الأنشطة البشرية قريباً. |
O kadar yakın geçecek ki, hava durumu uydularımızın hemen altından dolanacak. | TED | وسيدنو قريباً جداً منا لدرجة أنه حقيقة سوف يمر تحت أقمارنا الجوية. |
Siktir et, oğlum. Geriye falan dönmüyoruz. sonra görüşürüz, mankafa! | Open Subtitles | تباً لكم جميعاً، فنحن لن نعود نراك قريباً أيها الأحمق |
Bu kapıdan 40 metre ileride gitmek üzere olan bir erzak kamyonu var. | Open Subtitles | ماذا يجري؟ بعد 40 متر خارج هذا الباب، هناك شاحنة مؤن ستغادر قريباً. |
Sana çabuk dön derdim, ama biliyorumki gelecek kemoterapi seansı için geleceksin zaten. | Open Subtitles | كنت لأقول تعالي قريباً لكني أعرف أنكِ ستعودين خلال جولة العلاج الكيميائي القادمة |
Zaman öldürüyorum. Bir müşterim ile buluşacağım ama erken gelmişim. | Open Subtitles | حسناً، نعم ، أنا أقتل الوقت لدي عميل سيأتي قريباً |
İkisinden birini kurtarmak istiyorsak bir an önce karar vermeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نقرر قريباً لو كنا نريد أن ننقذ أحدهما |
Dedikleri zekiceydi çünkü bazıları gerçek olmaya çok yakındı. | Open Subtitles | تألمت من تلك الأمور لأن بعضها كان قريباً من الحقيقة. |
Ormanın ortasında, nehrin çok yakınında bu sahiden çok tuhaf görünen ağacı buldum. | Open Subtitles | في منتصف الغابة قريباً جداً من النهر عثرت على هذه الشجرة الغريبة للغاية |
O olmadığını söylediğime göre, sanırım çok geçmeden çıkar değil mi? | Open Subtitles | حيث أنني قلت أنه ليس هو فأفترض أنه سيخرج قريباً ؟ |
Az sonra bakım elemanları gelecek. Belki içlerinden birisiyle randevulaşırsın. | Open Subtitles | رجال الصيانة سيأتون قريباً ، ربما تحضى بموعد مع أحدهم |