Ve şu anda herkesin yalan söylemeyi bırakıp gerçekleri konuşması gerekir. | Open Subtitles | و حان الوقت للكل أن يتوقفوا عن الكذب و قول الحقيقة |
Senin için söylemesi kolay. Sen Mr. White'sın. Oldukça havalı isim. | Open Subtitles | من السهل عليك قول ذلك ، لديك اسم لطيف سيد وايت |
- Hiçbir şey söyleyemem, yoksa Şeker Adam beni bulur. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع قول أى شيء، أو رجل الحلوى سيقتلنى. |
Beyin kanserine sanki beyin kanseriymiş gibi demeyi keser misin? | Open Subtitles | هل توقفت عن قول سرطان المخ يبدو مثل سرطان الدماغ؟ |
Sende benim karım hakkında kötü bir şey söylemek istiyorsan söyleyebilirsin. | Open Subtitles | هيا, أتريد قول شيء سيء عن زوجتي, يمكنك ذلك لا أهتم |
Nasıl böyle bir şey söylersin. Karim Rashid imzasını taşıyor. | Open Subtitles | كيف تجرؤين على قول هذا انه من تصميم كريم رشيد |
Beni duyamıyorsun, o zaman, ne istersem söyleyebilirim seni suratsız piç. | Open Subtitles | لا تستطيع سماعي، إذن يمكنني قول ما أريد أيها الوغد العابس |
Adamlarına onun tam olarak nereye gittiğini bildiğimi söyle. Bakın lezbiyenler! Palmiyeler. | Open Subtitles | قول للرجالة انا عارفة بالظبط هم رايحين فين يا شراميط، شوفو النخل |
Diğeri ise insanoğlunun istikrarsızlığı ile ilgili, ya da açgözlülüğü de diyebilirsiniz. | TED | والآخر لديه علاقة مع جشع البشر، أو الطمع، إذا أردتم قول ذلك. |
Ve şu anda herkesin yalan söylemeyi bırakıp gerçekleri konuşması gerekir. | Open Subtitles | و حان الوقت للكل أن يتوقفوا عن الكذب و قول الحقيقة |
Lanet olsun, o haklı. Kız arkadaşıma şarkılarının berbat olduğunu söylemeyi kes! | Open Subtitles | اللعنة , أنه محق توقف عن قول لخليلتي بأن أغنيتها سيئة جداً |
Senin için söylemesi kolay. Nasılsa askere çağrılma ihtimâlin yok. | Open Subtitles | أعتقد من السهل عليكِ قول هذا لأن لا يمكنك اختيارها. |
Senin için söylemesi kolay. Geçen sefer bunları yaşamak zorunda kalmamıştın. | Open Subtitles | من السهل عليك قول هذا لم تعيش الأحداث في آخر مرة |
Ona bu konuda bir şey söyleyemem. Eğer gelirse, o ırkçı. | Open Subtitles | لا تستطيع قول أي شيء عنه و إذا قالت ستكون عنصرية. |
Beyin kanserine sanki beyin kanseriymiş gibi demeyi keser misin? | Open Subtitles | هل توقف عن قول سرطان المخ يبدو مثل سرطان الدماغ؟ |
İşlerinin istediğin gibi gittiğini söyleyebilirsin, ama gerçekten de öyle mi? | Open Subtitles | يمكنك قول أنك مضيت قدماً كما تشاء لكن هل كذلك حقاً؟ |
Böyle bir şeyi nasıl söylersin? | Open Subtitles | إنّـهُ ميّت؟ كيف تجرأتي على قول شيء كهذا؟ |
Beni biraz endişelendirmişti aslında biraz değil bayağı fazlaydı, artık bunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | ..لقد كنت متحمساً جداً لذلك حسنٌ، بما فيه الكفاية، يمكنني قول ذلك |
Senden görüp koltuklarından kalkan iki ölü çocuğa söyle onu. | Open Subtitles | حاول قول ذلك للشابّان اللذان حاولا اللحاق بك وتركا مقعديهما |
Ayrıca üç özlü söz de ekledik çünkü ilk genomda sadece eserimizi imzalayıp daha derin birşeyler söylemediğimiz için eleştirilmiştik. | TED | وأضفنا ثلاثة اقتباسات لإنه في الجينوم الأول تم انتقادنا لعدم محاولة قول شيء أكثر عمقا عن مجرد التوقيع على العمل. |
Lordum eğer söylemem uygunsa, bunların Leyasu Klanı olduğuna dair hiçbir kanıtımız yok. | Open Subtitles | سيدى اذا كان بامكانى قول ذلك ليس لدينا اى برهان بانهم لعشيرة لياسو |
Şu an ofisinizi bundan daha az şeyi söyleme niyetiyle terk edebilirim. | Open Subtitles | أغادر مكتبك الآن عازما على قول ما هو أقل من ذلك بكثير |
Tek istediğim gelip birkaç söz söylemen ve biraz toprak atman. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منك هو قول بعض الكلمات ورمي بعض التراب. |
Adam Lana'da ona ait bir şey olduğunu söyleyip durdu. | Open Subtitles | أدم أستمر في قول بأن لانا لديها شيئاً يعود له |
Evet, evet, öyle de diyebilirsin. Muhteşem, kocaman çük de diyebilirsin. Evet! | Open Subtitles | نعم نعم تستطيع قول ذلك، تستطيع القول، جميل، كبير العضو الذكري صحيح |
Tabi ki olayları çarpıtır ama çıkıp da bunu böyle söyleyemezsin. | Open Subtitles | بالطبع هي مدمنة على الحشيش لكن لا يمكنك قول هذا فقط |