Söylemeye niyetlendiğim bir çok şey, dün gece hepsini söylemem gerekirdi. | Open Subtitles | اشياء كثيرة قصدت ان اقولها كان يجب ان اقولها الليلة الماضية |
Onu korkutmam gerekiyordu ama sanırım bunları daha önce de duymuştu. | Open Subtitles | كان يجب أن أفزعه ولكنى أحسست أنه سمع هذا من قبل |
Onu rahatsız etmemelisin. o kadar da aç değilim zaten. | Open Subtitles | كان يجب الا تزعج نفسك.ليس عندي تلك الكيفيه من الشهيه |
Ama her ikimizin de kariyeri mahvolmasın diye Bunu gizlemek zorundaydım. | Open Subtitles | لكن كان يجب أن أظل واعياً للأمر لمنعه من تدمير وظيفتينا. |
Böyle birisiyle birlikte olmadan önce, bunları daha iyi biliyor olmalıydım. | Open Subtitles | كان يجب ان اكون افضل وعيا من التورط مع هكذا شخص |
zor zamanlardan gectik, bu cocugu beklerken, en azindan Bunu yapabilirim. | Open Subtitles | كان يجب ان تبقى فى المستشفى لبضعة ايام لنطمأن على صحتك |
Senin gibi bir serseri ile iş yapmamam gerektiğini bilmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أحرص أكثر من التعامل مع متسكع مثلك |
Keşke evdeki kızına göz kulak olman için seni tutsaydı. | Open Subtitles | كان يجب أن يستخدمك لتحرص على بقاء ابنته تلك بالمنزل. |
Hayır efendim. Asıl benim elimi yolları üzerine koymamam gerekirdi. | Open Subtitles | كلا يا سيدى كان يجب ألا أضع يدى على القضبان |
Bana ihanetten söz etme. o tekliften bana bahsetmen gerekirdi! | Open Subtitles | لا تتكلم عن الخيانة كان يجب أن تُخبرني بهذا العرض |
Kabul ediyorum, kitabını işi kabul etmeden önce okumam gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب عليَّ قراءة كتابكِ قبل أن أقبل بهذه الوظيفة |
o zaman burada çok ev olmadığı için geniş bir alana dağıtmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لم يكن هناك الكثير من المنازل لذا كان يجب أن أغطى مساحه كبيره |
Sizin oğlunuz olduğunu ortaya çıkarması gerekiyordu, ama ne yazık ki yapmadı. | Open Subtitles | كان يجب أن يعرف كإبن لك، لكن لسوء الحظ لم يحدث هذا. |
Bak, Marge, o rahibe bağırmam gerekiyordu ama o harika biri. | Open Subtitles | أعلم أنني كان يجب أن أصرخ في الكاهن لكنه لطيف جداً |
Eğer ondan bir an önce kurtulmak istiyorsa, Onu çabuk almalı. | Open Subtitles | اذا كان يجب أن يتخلص منهم بسرعة فيجب أن يقبل السعر |
Pekâlâ, kendimce sanki evliymişiz gibi rol yapıyordum, sonra otel çalışanları senin beni aldattığını sandılar, rolümü sürdürmek zorundaydım. | Open Subtitles | حسناً، ربما كنت أتظاهر بأننا متزوجان و عندما ظن الموظفون بأنك تخونني كان يجب أن أتصرف لأحافظ على كرامتي |
Artık yaptığım bu ve bundan ötürü daha mutlu bir adamım. | Open Subtitles | هذا ما كان يجب أن أفعله وأنا أكثر رجل مناسب لذلك |
Ha, evet, Bunu duydum. Babanın onayını almak zorunda mıydı? | Open Subtitles | سمعت ذلك من حديثكما ،هل كان يجب أن يأخذ إذنه؟ |
Şilin Cuma. Bak. Farklı bir tepki göstermem gerektiğini kabul ediyorum. | Open Subtitles | انظري أنا أعترف أن ردة فعلي كان يجب أن تكون مختلفة |
- Keşke bir deste kâğıt getirseydim. - Elinizi verin yeter. | Open Subtitles | ربما كان يجب ان احضر طاولة الكروت, أن كفّك يفى بالغرض. |
Birkaç kere, senin hakkında söylememem gereken bazı şeyler söyledim. | Open Subtitles | مرتان قلت بعض الأشياء ما كان يجب أن أقولها عنك |
Sonra geri çekilmek zorunda kaldık, çünkü Vietnam ordusu üstümüze geliyordu. | Open Subtitles | و كان يجب ان نتراجع لان المقاتلون الفيتناميون كانوا يأتون باتجاهنا |
Şimdi, kutuları güvenli bir yere saklamak zorunda kalmış olmalısın fakat kaçman gerekti. | Open Subtitles | الآن، لابد انك اخفيت الصناديق في مكان آمن. لكن كان يجب ان تهربي. |
Kendimi berbat hissediyorum. Neden Ona yüzükten bahsetmek zorundaydık ki? | Open Subtitles | انا اشعر بالحزن لماذا كان يجب ان اخبرهاعن موضوع الخاتم؟ |
Justine'in 170 Twitter takipçisi vardı ve işe yaraması için kurgu hâline getirilmesi lazımdı. | TED | كان لجوستين 170 متابعا على تويتر، لذلك و لانجاح الأمر كان يجب أن تطلق العنان للمخيله. |
Açikça belirtmis olmam gerek. Bana yetiskin bir doktor lazim. | Open Subtitles | روس، ربما كان يجب أن أحدد أني أريد طبيب بالغ |