ويكيبيديا

    "لأننا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • çünkü
        
    • diye
        
    • - Çünkü
        
    • de
        
    • için
        
    • ondan
        
    • sebebi
        
    • ki
        
    • yüzden
        
    • da
        
    • olduğumuzdan
        
    çünkü işi halletmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz, pek çok kişi bunu bilir. TED لأننا نفعل كل ما يتطلبه الأمرلإنجاز العمل، و الكثير من الناس يعرف ذلك.
    Eğer bu taraftan birileri bu kişilerin ne yaptığını anlamazsa sorun olmaz çünkü birbirimizin daha iyi bir hareket için çalıştığımızı biliyoruz. TED إذا لم يفهم أحدهم فيما يخص هذا الجانب ما تحاول فعله تلك المجموعة، فلا بأس، لأننا جميعاً نثق أننا نعمل لصالح الحركة.
    çünkü erkeklerin kadınların işe alınmasını desteklemeleriyle, gerçekte kaç kadının profesyonel iş sahalarında işe alınmasının bir bağlantısı olduğunu keşfettik. TED لأننا اكتشفنا رابطا بين دعم الرجال لعمل المرأة وكم تُشغّل في الحقيقة من إمرأة في المجالات المهنية في تلك الدولة.
    Yargıcın mutfağındayız diye sana bir tane çakmayacağımı mı sanıyorsun? Open Subtitles أتعتقد بأنني لن أضربك لأننا نقف فقط في مطبخ القاضي؟
    - Belli ki söylüyor... - ...çünkü sarhoşken araba kullanmayız. Open Subtitles حسناً ، على الأرجح يكذب لأننا لا نقود ونحن نشرب
    Ama bütün konu yetiştirmek üzerine değil çünkü hepimiz bu yapbozun parçalarıyız. TED لكن الأمر لا يتعلق فقط بالزراعة، لأننا جميعنا جزء من هذه الأحجية.
    Ekranda bir ton kırmızı görmeye devam edebilirsiniz, çünkü daha geniş renkli bulutlarla artışları gösteriyoruz, kırmızılı daha büyük alanlar. TED لا تزالون ترون بقعة حمراء في الشاشة، لأننا نظهر زيادة في شكل سحب أكبر، أي مناطق أكبر ذات لون أحمر.
    Son olarak, büyük sorunlarda bazen çözüm akla gelmez çünkü problemi gerçekten anlayamayız. TED بالنهاية , المشاكل الكبيرة احيانا مستعصية الحل لأننا لا نفهم حقا ما مشكلة.
    Ama elbette, bununla baş edebiliriz çünkü biz yapay dikenler üretebiliriz. TED لكن بالطبع، نستطيع التعامل مع هذا، لأننا نستطيع صنع شوك إصطناعي.
    Biz orduya yazıldık çünkü çünkü bu fikre ve etrafımızdaki insanlara inandık. TED وقعنا لأننا نؤمن بالفكرة ونؤمن بالأشخاص الذين هم على يميننا أو يسارنا.
    Hepimizde para utancının olduğunu düşünüyorum. Yılda 10.000 veya 10 milyon dolar gelirimizin olmasının önemi yok çünkü bütün gücümüzü paraya teslim ediyoruz. TED أعتقد أن جميعنا لدينا خجل من المال، سواء أكسبت 10 آلاف دولار في السنة أو 10 ملايين، وهذا لأننا نعطي المال كل قوتنا.
    çünkü biliyoruz ki, dışarıdaki insanlar gelip bize yardım edebilirler, fakat kendimize yardım etmezsek, yapılacak hiç bir şey yok. TED لأننا نعرف، نحن ندرك بأن الناس في الخارج يمكنهم المجيء ومساعدتنا لكن إن لم نساعد أنفسنا، لا يمكننا فعل شئ
    Hepimiz bir küp görüyoruz. çünkü, hepimiz, her birimiz oluşturduğumuz küpü görüyoruz. TED نحن جميعا نرى مكعبا لأننا وكل واحد فينا ينشئ المكعب الذي يراه
    11 Eylül'de bir kriz vardı çünkü yanlış yöne bakıyorduk. TED في 11 سبتمبر، واجهنا كارثة لأننا كنا نتبع طريقا خاطئا.
    Fakat bu insanların kim olduklarını mülteciler ve göçmenlerden bahsederken genellikle es geçeriz, çünkü bunu istatistikler üzerinden yaparız. TED ولكن عادة ما تضيع هوية هؤلاء الأشخاص في طريقة تحدثنا عن اللاجئين والمهاجرين، لأننا عادة ما نستعمل الإحصاءات لذلك.
    Bu benim son senem ve kaptan, ben olduğum sürece aynı oğlanlar için kapışıyoruz diye bu takımı kaybedemem. Open Subtitles هذا هو عام تخرجى و طالما أنا قائدة هذا الفريق فأنا لن أضحى به لأننا جميعاً نتعارك على الشباب
    Bizim burda olmamızın tek sebebi bu o olimpiyatlara katılsın diye burdayız. Open Subtitles إن السبب الوحيد لوجودنا هنا هو لأننا اتفقنا أنها ستذهب إلى الأولمبياد
    - çünkü sekiz kişiyiz, onunla dokuz olacak. Open Subtitles لماذا أحضرته يا بينى؟ لأننا ثمانية وهو سيجعلنا تسعة
    Ve en önemlisi de, savunmasızlar için kazanç. 15 Ekim'de, TED رابحة للقطاع الخاص، لأننا نبني أجيالًا جديدة لمستقبل غسيل الأيدي.
    Gerçek şu ki, ondan bir daha haber alamadık. TED لأننا في الحقيقة لم نسمع أي خبر عنها منذ تلك اللحظة.
    Biz onlara o kadar çok bilgi veriyoruz ki bizim hareketlerimizi izleyerek TED لأننا نعطيهم معلومات كثيرة، ويجب عليهم في أن يروا فعلا كيفية تنقلنا.
    İzliyoruz. Kanıt olmadan kimseyi tutuklayamayız, o yüzden onları izliyoruz. Open Subtitles نحن نراقبهم لأننا لا نستطيع إلقاء القبض عليهم دون دليل
    Size bir örnek daha vermek istiyorum, çünkü az da olsa sıtma'dan bahsettik. TED و أود أن أضرب لكم فقط مثال آخر, لأننا تحدثنا قليلاً عن الملاريا.
    Kıskanıyoruz, kötü insanlar olduğumuzdan değil, ama içimizde kilitlenmiş bir sanatçı olduğundan. TED نغار، ليس لأننا أشرار، لكن لأننا نملك فنانون صغار محبسوين داخلنا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد