ويكيبيديا

    "لمس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • dokunmak
        
    • dokundu
        
    • dokunmaya
        
    • dokunma
        
    • dokunmayı
        
    • dokunan
        
    • dokunabilir
        
    • dokunamaz
        
    • dokunmadan
        
    • dokunamazsın
        
    • dokunduğunda
        
    • dokunuş
        
    • dokunarak
        
    • dokunabilirsin
        
    • temas
        
    Yalnızca ellerinden geldiğince deneyimlemek isterler ve yaptıklarının diğerlerine nazaran uygun olmasına bakmazlar. Uğur böceğine dokunmakla süneye dokunmak gibi. TED إنهم يريدون فقط أن يقوموا بالتجربة قدر المستطاع وليست لديهم أدنى فكرة عن التقارب النسبي ما بين لمس خنفساء وحشرة.
    Hoşuna giden her şeye dokunmak ister, kırmızı elbiseye de dokunmak istedi. Open Subtitles إنه يحب لمس ما يعجبه لذا حاول لمس لباس تلك المرأه الاحمر
    O kapıyı açtın, rüzgar şamdanları söndürdü, deniz yosunu yüzüne dokundu, çığlık attın. Open Subtitles لقد فتحت هذا الباب و أطفأت الرياح شمعاتك و لمس عشب البحر وجهك
    Dünyadaki en sinir bozucu şey insanların sanat eserlerine dokunmaya çalışması. TED أكثر شئ يضايقني في العالم حينما يريد الناس لمس العمل الفني
    Hani, şu, garson sıcak olduğunu söylediği halde tabağa dokunma olayı var ya? Open Subtitles اتعرفون ذالك الشيء حول لمس المقلات بعد أن قال لك النادل انها حارة؟
    Tabii ki, eğer insanlara dokunmayı sevmiyorsanız, bunu her zaman TED وان لم تكن من محبين لمس الآخرين .. يمكنني ببساطة أن اقوم بعملية تجميلية لأنفك المغرور
    Bilmem gerek bir şey var, Matmazel. Sizden başka ilaca dokunan oldu mu? Open Subtitles يجب أن اعرف يا آنسة، هل لمس أي أحد الدواء ما عداكِ؟
    Ödül olarak beyine bir kez dokunabilir miyim? Open Subtitles هل أستطيع لمس الدماغ لمرّة واحدة كمكافأة؟
    Alete dokunmak vücutlarımızın elektrik alanını değiştirerek bu etkiye neden olmuş olabilir. Open Subtitles لمس الجهاز ربما جعل حول أجسادنا حقلا من الطاقة يكفي لنقل التأثير
    İyi bir yemek sana ne ifade ediyor... taze et'e dokunmak... bir kez daha zayıf uzantılardan hayatının geçmesi. Open Subtitles يمكنني سؤالك عن كم تعني وجبة شهية لك؟ ومتعة لمس جسد صغير مرة اخرى والحياة تتدفق فيك مرة اخرى
    Hayvanlara pek fazla dokunmak istemiyoruz, onları çok alıştırmak istemiyoruz. TED ونحن نحاول عدم لمس الحيوانات كثيراً، إذ لا نريدها أن تعتاد على البشر أكثر من اللازم
    Soruyorum: İçinizden kaç erkek bir hijyenik pede dokundu? TED يجب ان اعرف كم هو عدد الرجال هنا سبق لهم لمس الفوط الصحيه
    Bir erkeğin karısını koruması ayrı bir kocanın karınısının ayaklarına dokundu diye birini öldürmesi ayrı bir şey. Open Subtitles رجل يبالغ في حماية زوجته .. شيء و زوج يقتل رجل لانه لمس قدم زوجته شيء آخر
    Bradbury Building'in asansöründe bir adam kazara bir kadının tenine dokundu ama kadın dönüp öylesine duyguyla baktı ki... Open Subtitles فى مصعد مبنى برودواى لمس رجل بشرة عارية إمرأة بالصدفة لكن ذلك جعلها تلتفت ونظرت إليه بطريقة
    Beni çok korkutmuştu, bir daha kapıya dokunmaya cesaret edemedim. Open Subtitles أخافني كثيراً، بحيث لم أجرؤ بعدها على لمس الباب.
    Ben sadece dokunma psiko bağlantı köprüsü üzerinden tecrübe ve bildiklerimi aktardım. Open Subtitles لقد نقلت لها مجموعة خبراتي ومعرفتي من خلال لمس الجسر الرابط النفسي
    Onlar pürüssüz yüzeylere dokunmayı sert yüzeylere tercih ederler. TED انهم يحبون لمس الأسطح الناعمة بدلاً من تلك الخشنة.
    O diske dokunan herkes tutuklanıyor. Tutuklanma riskini göze alamam. Open Subtitles كل شخص لمس هذا قبض عليه لا استطيع ان اخاطر بهذا
    "Billu'ya ne taş ne diken dokunabilir" Open Subtitles لا يمكـن لمس بيللــو بالشوكــة أو الصخـرة
    Bir astrofizikçi araştırdığı şeylere dokunamaz veya etkileşimde bulunamaz. TED لا يمكن لعالم الفِيزِيَاء الفَلَكِيَّة لمس الأشياء التي يدرسها أو التفاعل معها. الأشياء التي تدرسها.
    Hatta bu akşam hiçbir şeye dokunmadan oturmaya dikkat ettiniz mi? TED وحتى هذا المساء، أأوليت اهتمامًا أن تجلس دون لمس أي شيء؟
    "Eğer bir Caster değilsen buna dokunamazsın" lafının hangi kısmını anlamadın? Open Subtitles لم لا تفهم بأنك لاتستطيع لمس الكتب إلا إذا كنت ساحراً
    Biri kulak mememe dokunduğunda, kontrolümü kaybediyorum. Çok hassas. Open Subtitles لو لمس أحدهم شحمة أذني فإنني أفقد سيطرتي، إنها منطقة حساسة جداَ
    Eğer benim adım geçerse, eğer onay damgasını alırsam Jenny'den sihirli bir dokunuş olursa, senin için gelirim dostum. Open Subtitles إذا تَذْكرت اسمَي، إذا حصلت على ختمِ التأييد لمس ميداس مِنْ قبل جيني شيتفنجر آتي من أجلك بال
    Ve müsaade ederseniz, şimdi Venüs sinekkapanındaki tüylere dokunarak bu mimozayı harekete geçireceğim. TED وإذا سمحتم لي، سوف أتابع وأثير هذه الميموسا الآن عن طريق لمس شعيرات مصيدة فينوس.
    Popoma dokunabilirsin, ama sonra hemen gitmen gerekiyor. Open Subtitles بإستطاعتك لمس مؤخرتي وبعدها عليك الذهاب
    Lütfen, Karatina dakiler ile, temas etmeye teşebüs etmeyin. Open Subtitles لذا رجاءا عدم المحاولة في لمس أي شخص كان متواجد في منطقة الحجر الصحي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد