ويكيبيديا

    "مستوى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • düzey
        
    • seviyesi
        
    • düzeyi
        
    • seviyeli
        
    • seviyeleri
        
    • seviyen
        
    • sınıf
        
    • seviyede
        
    • seviyesindeki
        
    • seviyesinde
        
    • iyi
        
    • yüksek
        
    • derece
        
    • seviyelerini
        
    • seviyesini
        
    Ezici fiziksel gücü ile Tamam, üst düzey şeytanlar . Open Subtitles حسناً ، مشعوذ ذو مستوى عالي و لديه قوى هائلة
    Bu örnekta, hastada kan şeker seviyesi nedeniyle hafif bir diyabet riski var. TED في هذه الحالة المريض معرض لخطر بسيط للاصابة بالسكري بسبب مستوى الجلوكوز لديه
    Bir saniye önce amigdalanızda olan aktivitenin düzeyi neydi? TED ما هو مستوى النشاط في اللوزة الدماغية قبل ثانية واحدة؟
    Los Angeles'ta oluşan, düşük seviyeli sızıntıları soruşturmak üzere bir göreve atanmıştık. Open Subtitles كلفنا بتحقيق سلسلة من تسربات على مستوى منخفض هنا في لوس أنجليس
    Bunun yerine, tekstil fabrikalarını kurmak için Türkiye ve Meksika'yı seçtiler. Çünkü eğitim seviyeleri %25 ile %30 arasındaydı. TED فلقد اختاروا المكسيك وتركيا عوضاً عن ذلك لنصب مصانع القماش لأن مستوى تعليمهم كان حوالي 25 إلى 30 بالمئة
    Pekala, hamile kaldığında HCG seviyen neydi? Open Subtitles حسناً، عندما كنتِ حاملاً ما كان مستوى الهرمونات لديكِ؟
    Ve elimizde Kyle'ın geçmiş okul kayıtları olmadığı için onun sınıf seviyesini belirleyene kadar özel öğretmen olayını şu an düşünemem. Open Subtitles نظرا لانه ليس عندنا أي مدرسة سابقة تسجل كايل لا استطيع أن أضع في الاعتبار معلم شخصي حتى نقرر مستوى درجته
    -Evet bu da hareketin gerçek amacıydı aslında -işleri entelektüel seviyede halletseydik. Open Subtitles يُحاولُ كل واحد بجدٍ في الحياةِ بتَنظيم أشياء على مستوى ثقافيِ تحادثيِ
    Ninja seviyesindeki nişancı gibiyim. İhtiyacım olan tüm eğitimi aldım. Open Subtitles أنا كالنينجا المهرة في الرماية إنّي مدرّب على أعلى مستوى
    O bugün üç üst düzey şeytanlar tarafından saldırıya uğradı. Open Subtitles لقد هوجمت من قبل ثلاثة مشعوذين ذو مستوى عالٍ الليلة
    Sen olsan, üst düzey adamlarının arasında bir hain olduğunu Ulyanov'a söyler miydin? Open Subtitles ماذا , هل تريد أوليانوف ان يعرف ان هناك خائن في مستوى عالي
    Bu, bağlama göre mevcut deniz seviyesi ve bu da 4 milyondan fazla insanın yerinden olmaya karşı savunmasız kaldığı deniz deviyesi. TED للإيضاح، هذا هو المستوى الحالي للبحر، وهذا هو مستوى البحر الذي إذا تجاوزناه فإن أكثر من 4 ملايين شخص قد يضطرون للنزوح.
    Yani, aslında sayılır. Çünkü bildiğiniz gibi, denizlerdeki su seviyesi yükseldikçe rüzgarların bu kadar zarar vermesi git gide artacak. TED وأعتقد أن الأمر كذلك، لأنه كما سمعتم، حين يرتفع مستوى البحر، فهو يدفع بعدد من العواصف الضعيفة كي تقوم بالمثل.
    Bakın, Hindistan'da pek çok enfekte var, ama düzeyi düşük. TED انظروا، أصيب العديد في الهند ولكن على مستوى ضعيف
    Bir anlaşma yaptığında düşük seviyeli göç davalarında analist olarak çalışıyordum. Open Subtitles كنت أعمل كمحلل على قضايا الهجرة مستوى منخفض عندما عقد صفقة.
    Durum bu, fakat yükselen deniz seviyeleri hakkında konuştuğumuzda, bunun zaman içinde, yavaş oluştuğunu düşünüyoruz. TED وهذا ما يحدث، ولكن عندما نتحدث عن ارتفاع مستوى البحار، نعتقد بأنه أمر يحدث بتدرج.
    İşte bu nedenle hormon seviyen anormal. Open Subtitles هذا هو السبب ان مستوى هرموناتك غير طبيعية
    Ve elimde normal sınıf düzeyine bile yaklaşayamayan ama bekleme listesini atlayan yeni bir yedinci sınıf öğrencisi var. Open Subtitles والان لدينا طالب صف السابع, الذي قفز لائحة الانتظار الذي أداءه لا يصل حتى على مقربة من مستوى الصف.
    Hatta daha bile kötüydün. Bokun hiç değilse moleküler seviyede bir enerjisi vardır. Open Subtitles وربما أسوء, لأن في الحقيقة في مستوى جزئي الهراء يفور عندما يتعرض للطاقة
    Oysa elde edilen sonuca bakıldığında büyük usta seviyesindeki satranç oyunlarında Deep Blue zekiydi. TED بالرغم من تعريف الناتج، مستوى سادة الشطرنج، كان ديب بلو ذكيًا.
    Kişi başına düşen GSYİH'nın her seviyesinde daha fazla sosyal ilerleme için fırsat, daha azı için riskler var. TED في كل مستوى من مستويات نصيب الفرد من الناتج الإجمالي المحلي، هناك فرص لمزيد من التقدم الاجتماعي، وأخطار لأقل.
    Her jenerasyon ebeveynlerinden iki kat kadar daha iyi durumda. TED بحيث يكون مستوى معيشة كل جيل ضعف مستوى معيشة والديه
    Daha yüksek düzeyde, basın bir hizmet sektörü öğesidir, ve sunduğu hizmet farkındalıktır. TED وعلى مستوى أعلى، فان الصحافة هي قطاع خدمي، والخدمة التي تقدمها هي الوعي.
    Performans testler son derece yüksek bir IQ'sunun olduğunu gösteriyor. Open Subtitles اختبارات أدائه تشير الى أنه لديه مستوى ذكاء عالى للغايه
    Biz insanlara, onların triptofan seviyelerini etkileyen bu iğrenç taddaki içeceği verdik. TED فقط اعطينا الناس هذا الشراب كريه الطعم و الذي اثر على مستوى التربتوفان لديهم
    Sadece değişim seviyesini görmek için onlara bu bilmeceyi sormaya karar verdim. TED لذلك قررت أن أطرح عليهم تلك الأحجية، فقط لأرى وأقيس مستوى التغيير.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد