ويكيبيديا

    "معلومات" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • istihbarat
        
    • bilgi
        
    • şey
        
    • şeyler
        
    • bilgim
        
    • haber
        
    • bilginiz
        
    • bilgin
        
    • ipucu
        
    • bilgilerim
        
    • bilgimiz
        
    • bilgilerin
        
    • istihbaratı
        
    • bilgidir
        
    • bilgilerine
        
    Foxtrot Golf Sierra, burası Zürih İstihbarat. Zürih'e inin ve rapor verin. Open Subtitles جبال خليج فوكستروت هذا مركز معلومات زيوريخ اهبط في زيوريخ و ابلغ
    Biz onlara o kadar çok bilgi veriyoruz ki bizim hareketlerimizi izleyerek TED لأننا نعطيهم معلومات كثيرة، ويجب عليهم في أن يروا فعلا كيفية تنقلنا.
    Petersburg'un yabancısı olduğum için yer hakkında pek bir şey öğrenemedim. Open Subtitles لم استطع جمع معلومات, لاني لم اصل الا منذ مدة قصيرة
    Müfettiş Lebel toplantı yapmamızı istedi... çünkü İngiliz şüpheliyle ilgili yeni şeyler öğrenmiş. Open Subtitles المفوض ليبيل طلب هذا الإجتماع لأن لدية معلومات جديدة عن المشتبه به البريطاني.
    Kariyerini mahvedecek bir bilgim var ve dediklerimi harfiyen yapmazsan kullanmaktan çekinmem. Open Subtitles لديّ معلومات ستُدمّر حياتك المهنيّة، وسأستخدمها ما لمْ تفعل ما آمرك به.
    Ee, cinayet silahı konusunda ineklerden hiç haber yok mu? Open Subtitles هل حصلنا على أي معلومات أكثر من قرائن سلاح الجريمة؟
    Dr. Gideon, Chesapeake Matadoru hakkında bilginiz var mı, yok mu? Open Subtitles دكتور جديون،هل لديك أي معلومات عن سفاح التشيسابيك أم لا ؟
    İki numaralı bantla alakalı parti tipleriyle ilgili hiçbir bilgin yok. Open Subtitles لن يعطيك اي احد من المحتفلين معلومات عن الربطه رقم 2
    Biz de istihbarat topladık ve savunmanızdaki zayıf noktaları bulduk. Open Subtitles لذلك جمعنا معلومات استخباراتية وعثرنا على مواطن الضعف في دفاعاتكم
    - Sana yanlış istihbarat vermişler. Ben polis değil, özel dedektifim. Open Subtitles ثمة من يعطيك معلومات خاطئة، لأنّي لستُ شرطية، بل تحرّية خاصة.
    Elinde istihbarat olduğunu iddia edip, doğrudan merkezimize gelen kişiler. Open Subtitles الناس الذين يأتون مباشرةً إلى مقرنا مدّعين إن لديهم معلومات.
    Ve bazen görsel bilgi yerine çok fazla yazılı bilgi oluyor. TED وأحياناً تحصل على كثير من المعلومات النصية وليس هناك معلومات مرئية.
    Bu yüzden uzun süreli bilgi edinebilmek için iklim bilimi yapmak zorundayız. TED ولكي نحصل على معلومات على مدى طويل، يجب أن نستعين بعلم المناخ.
    Burada hareket için bilgi kodlaması yapan aksiyon potansiyeli görüyoruz. TED حسناً. فها قد رأينا فعل الجهد وهو يشفر معلومات للحركة.
    ABD sadece bağlantıyı kurar. Söylediklerinizden hiç bir şey çıkmaz. Open Subtitles تلك معلومات استقَتها منكم لم يكن لي يدٌ في ذلك
    Yol açtığın bunca sorun karşısında işe yarar bir şeyler öğrenmişsindir umarım. Open Subtitles آمل أنكَ حصلتَ على معلومات مفيدة بعد كل المتاعب التي تسببتَ بها
    bilgi sadece benim bilgim dahilinde olan bir kişi hakkında. Open Subtitles معلومات تخص شخصاً محدداً، وأنا الشخص المؤهل لـ إثبات ذلك
    Bir hizmetçi sana ağlayarak geldi ve kraliyet bebeği hakkında bir haber verdi. Open Subtitles لجأت خادمة إليك وهي تبكي وتقول لك أن لديها معلومات عن ابن الملك
    Dr. Gideon, Chesapeake Matadoru hakkında bilginiz var mı, yok mu? Open Subtitles دكتور جديون،هل لديك أي معلومات عن سفاح التشيسابيك أم لا ؟
    bilgin olup olmadığını söyle. Sana söyleyeceğim. Open Subtitles قل لى اذا كان لديك أى معلومات سأقول لك فى حينه
    Bağlantım bana bir ipucu verdi. Ben de biraz araştırma yaptım. Open Subtitles اذن ، أحد معارفي قدّم لي معلومات سرّية ، وأجريتُ بعض
    Bu kasabada kimsenin bilmediği bazı bilgilerim var senin hakkında. Open Subtitles وأنا أعرف معلومات عنك لا أحد في هذه البلدة يعرفها
    Ölüm nedeni hakkında henüz bilgimiz yok ancak tüm cesetlerin kanı boşaltılmış. Open Subtitles ليس لدينا معلومات عن سبب الوفاة ولكن كل الجثث خالية من دمائها
    Bize yardımı olabilecek bilgilerin vardı, ama sen onları kendine sakladın. Open Subtitles وكنت تعرف أن لديك .معلومات يمكنها مساعدتنا، لكنك احتفظت بها لنفسك
    Rudolph Stalin, Rusya'ya Birleşik Devletler istihbaratı satmaktan aranan bir Amerikalı. Open Subtitles رداولف ستالن انه أمريكى مطلوب القبض عليه لبيعه معلومات أمريكيه لروسيا
    Yani eğer bir gerçekliğe inanıyorsan yazdığın şey bilgidir. TED لذا إن كنت تؤمن بالحقيقة، فإن ما تكتبه هو معلومات.
    Sadece benim gibi olan çok az kişi müşteri bilgilerine erişebilir. Open Subtitles فقط عدد قليل من مسؤولي البنك مثلي يعرفون معلومات صاحب الحساب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد