ويكيبيديا

    "هناك الكثير من" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • birçok
        
    • çok fazla
        
    • pek çok
        
    • Orada bir sürü
        
    • da var
        
    • bir çok
        
    • Burada bir sürü
        
    • daha çok
        
    • kadar çok
        
    • çok sayıda
        
    • çok şey var
        
    • vardır
        
    • etrafta
        
    Aynı zamanda, burada modern ürünleri üretmek için birçok imkanımızın olduğunu düşünüyordum, etnik olmayan, daha çok modern ürünler... TED في نفس الوقت، كنت أفكّر، حسناً هناك الكثير من الإمكانيات هنا لإنتاج سلع معاصرة بعيداً عن الإثنية، وأكثر معاصرة
    Peki, kafamda çok fazla gürültü ve karmaşa vardı, ta ki ben bunun dört ana faktörden dolayı olduğunu anlayana kadar. TED حسناً قد كان هناك الكثير من الضجيج والتعقيد في رأسي، حتى أدركت انه في الواقع ماكان يحدث بسبب اربعة اشياء اساسية
    Bu karakteri ve kişiliğini tamamladığını düşünebileceğiniz pek çok şey var, bu yüzden süper kahraman sadece bir veya iki boyutlu değil. TED هناك الكثير من الأشياء التي يمكنك التفكير بها يدور حول الشخصية، لكي لا يكون لدى البطل الخارق بُعد واحد أو اثنين فقط.
    Orada bir sürü silah olacak. Kötü bir şey olamaz. Open Subtitles سيكون هناك الكثير من الأسلحة لا شيء سيء قد يحدث
    Ama Hindistan'ın sokakları epey tozludur, ve ne kadar çok toz havada uçuşursa, beyaz kağıt üzerinde neredeyse görebilirsiniz, ama yapışkan bir kısım da var, bir yapıştırmayı tersine çevrimişsiniz gibi. TED في الهند هناك الكثير من التراب في الشوارع, وكلما كثر الغبار وارتفع في الهواء كلما امكنك مشاهدة ما على الورق الابيض, يوجد هناك ذلك الجزء اللاصق كالذي تجده في الصقة المقلوبة.
    Açık okyanusta bir çok hayvan var -- birçoğu ışık yapabiliyorlar. TED هناك الكثير من الحيوانات في المحيط والعديد منها يمكنه انتاج الضوء
    Demek istediğim, Burada bir sürü karmaşık sistem söz konusu. TED اعني هناك الكثير من الانظمة المعقدة التي تجري حاليا
    Ve bence gerçekten gerimizde olduğundan daha çok yenilik önümüzde var. TED أنا أظن أن هناك الكثير من الإبتكار أمامنا أكثر مما خلفنا.
    Bu, daha öğrenebileceğimiz ne kadar çok basit soru olduğunu göstermek içindi. TED وهذا يبين لنا أن هناك الكثير من الأسئلة الجوهرية قد تُرِكَت للفَهم.
    Bazen çok sayıda radyo sesi oluyor. Hepsini kapatıp biraz televizyon izlemek istiyorum. Open Subtitles ببعض الأحيان هناك الكثير من الراديوهات, وأنا أريد أن أغلقها جميعاً لأشاهد التلفاز.
    Eğer etraftaki kuşlara bakarsanız ki körfezde birçok kuş türü var aynı şekilde yılın belli zamanlarında burada toplaşıp sonra gittiklerini görürsünüz. TED واذا نظرنا الى الطيور سنجد ان هناك الكثير من الطيور في الخليج التي تتجمع في اوقات معينة من العام ولكنها ترحل لاحقا
    Savaş meydanında değil belki ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. Open Subtitles ربما ليس في ميدان المعركة ولكن هناك الكثير من أنواع الشجاعه
    Savaş meydanında değil belki ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. Open Subtitles ربما ليس في ميدان المعركة ولكن هناك الكثير من أنواع الشجاعه
    çok fazla ağlayan insan vardı, beni gördüğüne sevinen insanlar. TED لقد كان هناك الكثير من البكاء وهم كانوا سعداء لرؤيتي.
    Çünkü şu anda yapay zekâ konusunda çok fazla aşırılık var. TED لأنه حالياً، هناك الكثير من التطرف عندما يتعلق الأمر بالذكاء الاصطناعي.
    çok fazla hastalık vardı, hastalığı farklı şekilde ele aldılar. TED كان هناك الكثير من الأمراض، التي اقتربوا منها بشكل مختلف.
    Bugün konuşmak için fırsat bulamadığım daha pek çok mikrobik örnek var. TED هناك الكثير من الأمثلة للكائنات المجهرية التي لايسعني الوقت للتحدث عنها اليوم.
    Çiftlikte pek çok hayvan var. Horozla gidip onlara bakmak ister misiniz? Open Subtitles هناك الكثير من الحيوانات في الحظيرة, أتريدون الذهاب مع الديك لرؤيتها ؟
    Orada bir sürü ağaç, çimen ve dere olduğunu hayal ediyorum. Open Subtitles أنا أتخيل أن لابد هناك الكثير من الأشجار والأعشاب وساقية
    Warnley'de başka çekici kadınlar da var, bildiğin gibi. Kim gibi? Open Subtitles هناك الكثير من الفتيات ذوات المزايا في وارنلي أتعرف ذلك
    Şu anda senin pozisyonunda olmak isteyecek bir çok kadın var. Open Subtitles لعلمكِ, هناك الكثير من النساء يودنّ أن يكنّ في وضعيّتكِ الآن
    Bana pek öyle gelmedi. Burada bir sürü insan var. Open Subtitles أحياناً لا يبدو بأنه مجرد مزاح هناك الكثير من الناس حولنا
    O kadar çok et vardı ki buruşuk köpekler gibiydi. Open Subtitles كان هناك الكثير من الجلد كان ككلب الـ شار بي
    Değişim sonucu bir şeyden mahrum olan çok sayıda mahrum insan var. Open Subtitles هناك الكثير من الناس المهضوم حقهم والذين أصبحوا ضمن خطة تطوير الحي
    Böylece gerçek hayatta bi sürü sıfırsız toplam oyunları vardır. TED كما أنه هناك الكثير من الألعاب اللاصفرية في الحياة الحقيقية.
    etrafta bir sürü erkeğin olduğu bir yerde yaşamak hoş olmaz mıydı? Open Subtitles لا يكون لطيفا للعيش حيث أن هناك الكثير من الرجال الآخرين حول؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد