"هناك شيء" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bir şey
• bir şeyler
• birşey var
• şeyler var
• şey vardı
• şey vardır
• şey varsa
• şey yok
• birşeyler var
• bir şeyin
• şey var
• hiçbir şey

Programın yarısı bitmiştir, ama bir şey sizi içine çeker ve merak edersiniz.
هي بالفعل في منتصف الطريق، لكن هناك شيء قد جذب انتباهك وأنت تهتم.

Fakat bu muhteşem gezintide bir şey kayıp; O da "zaman".
لكن هناك شيء مفقود في هذه الجولة الرائعة: لقد حان الوقت.

Ancak tikleri nasıl deneyimlediğime dair komik bir şey var.
ولكن هناك شيء مضحك عن كيف أعاني من التشنجات اللاإرادية.

Hikâye kurgusunda büyüleyici bir şeyler var ki biraraya getirildiğinde, onu duyan kişi tarafından özümsenebilir ve yeniden hatırlanabilir.
هناك شيء ما سحري في تركيبة القصة مما يجعلها عند تجميعها سهلة التلقي ومن ثم التذكر من قبل المُتلقي.

- Şu ağaçların orada birşey var. - Bir sincap. Konuştuklarımız onu uyandırdı.
ـ هناك شيء ما في تلك الأشجار ـ إنه سنجاب ، حديثنا أيقظه

Ancak öğrendiğim bir şey var: sevgi, intihara meyilli birini, kendini yaralamasını engellemek için yeterli olsaydı, intiharlar çok nadir olurdu.
ولكن هناك شيء قد تعلمته: إذا كان الحب كافيًا لإيقاف شخص ما يفكر بالانتحار من إيذاء نفسه، الانتحار بالكاد سوف يحدث.

Bir sıraya bakarsak, bu şemadan anlayabileceğimiz başka bir şey daha var.
هناك شيء آخر يمكننا فهمه من هذا المخطط إن نظرنا إلى صفٍ.

Şu ameliyat hakkında sana hep sormak istediğim bir şey var.
هناك شيء أردت دائما أن أسألك إياه .. عن تلك العملية

- Ama... İyice heyecanlanmadan önce, bilmeniz gereken bir şey var.
قبل أن تفعل كل تلك الإثاره هناك شيء يجب أن تعرفه.

Benimle konuşmak istediğiniz özel bir şey var mı, Komiser?
هل هناك شيء محدد تريد التحدث معي بشأنه ملازم ؟

Zor bir hafta geçirdiğinizin farkındayım... ama bilmeniz gereken bir şey var.
اسمعوا أيها الطلاب لقد مررتم بأوقات عصيبة هناك شيء يَجِبُ أَنْ تَعْرفَوه

Bazen tamamen yabancı gibi geliyorlar ama onlarda özel bir şey var.
في بعض الأحيان ترى غرباء ولكن يكون هناك شيء خاص بالنسبة لهم

Onlara bir şey söyletmek en az 3 ayını alır.
تمر عليم ثلاثة أشهر. ليشعروا أن هناك شيء ما يحدث

Sana Chucky hakkında hiç anlatmadığım bir şey vardı, Damien.
أتعلم يا داميان؟ هناك شيء لم أخبرك به عن تشاكي.

Tamam. Şu soru: neden bir şeyler yok değil de var? Bu yüce soru, entellektüel tarihte kısmen geç çıkmıştır ortaya.
إذًا هذاالسؤال، لماذا هناك شيء بدل من لا شيء، طُرح هذا السؤال الجوهري في وقت متأخر نواعًا ما من التاريخ الفكري.

Sınırsız mükemmelliğin kökünde insan dışı bir şeyler olduğunu ne zaman anlayacağız?
متى سنقدر أن هناك شيء قاسٍ للغاية بالكمالية التي لا حدود لها؟

Ama benim ırkımın bünyesinde birşey var, Goa'uld ile birleşmeyi reddediyor.
لكن هناك شيء حول جنسِي يجعل إندماجى مع الجواؤلد غير ممكن

Açıklamamız gereken şeyler var! Aslında, sana verilen belgeler yanlıştı!
هناك شيء نريد إيضاحه , أعطي المستند إليك بطريق الخطأ

Ve iş aşk konusuna gelince güvenebileceğin tek bir şey vardır.
عندما يتعلّق الأمر بالحب هناك شيء واحد يمكنك أن تثقي به

Milli Teşkilat'ta iken öğrendiğim bir şey varsa, o da nasıl yemek yapılacağıdır.
إن كان هناك شيء واحد تتعلمه في الحرس الجمهوري ، فهو كيف تطبخ

İşimi takip ettik ve yapamayacağımız hiçbir şey yok gibi görünüyordu.
وتابعنا وظيفتي، وبدا لنا انه ليس هناك شيء لانستطيع ان نفعله

Bugün havada garip birşeyler var. Pilotum bile sinirli.
هناك شيء غريب في الهواء اليوم . حتى الطيار عصبي

Bu büyük buluşu nasıl yaptığının hikâyesini paylaştığı zaman, ayrıca bir şeyin onu neredeyse bu buluşu yapmaktan alıkoyduğunu da açıklıyor.
وعندما أخبر جاك قصته وكيف وصل لهذا الإنجاز الضخم، قام أيضاً بشرح أن هناك شيء واحد منعه من التوصل لهذا الإنجاز.