ويكيبيديا

    "هو" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • onun
        
    • de
        
    • senin
        
    • mi
        
    • "
        
    • şey
        
    • bu
        
    • en
        
    • olduğunu
        
    • olduğu
        
    • da
        
    • ki
        
    • şudur
        
    • asıl
        
    • işte
        
    Besteci olarak onun hedefi ton yapısından uzak bir müzik yapmaktı. TED وكان هدفه كمؤلف هو تأليف موسيقى تحرر الموسيقى من البنية النغمية.
    Nefes alma yetisini tekrar kazanmaya başladığında, onun düşüncelerini kaydetmeye başladım, ve bu videoda duyacağınız ses onun sesidir. TED حين بدأ في استعادة قدرته على التنفس، بدأت أسجل أفكاره، لذا فالصوت الذي ستسمعونه في هذا الشريط هو صوته.
    Seslere karşı bu derin ve kalıcı ilgim hem cerrah olmama, hem de ses bilimini özellikle de müziği araştırmama vesile oldu. TED وبالنسبة لي .. ان عمق وسحر الصوت هو ما دفعني لكي اكون جراحاً وفي نفس الوقت ادرس علم الاصوات .. وتحديداً الموسيقى
    Sahip olduklarımız bir buluta dönüştükçe, bulanık bir çizgi ortaya çıkıyor, benim olan ile senin olan arasında ve bizim olan arasında. TED الأن كما هو الحال ممتلكاتنا تختفي في السحاب، هنالك خط ضبابي يظهر بين ما هو لي وما هو لكم، وما هو لنا.
    Onda da CTE olabilir mi diye düşündüm, merak ettim. TED وتساءلت ما إذا كان لديه ارتجاج في المخ هو الآخر.
    Finansal çöküşten öğrenilmesi gereken bir şey varsa o da budur. TED اذا كان هنالك درس يمكن تعلمه من الانهيار الاقتصادي هو هذا
    Veya onun ilaç etkisi altında olup olmadığını biliyor musunuz? TED هل تعلمي إذا هو ثمل أو شيء من هذا القبيل؟
    onun yerine bana sebepsiz ve istenmedik bir yafta yapıştırdı. TED وعلى النقيض هو أعطاني، تسمية غير مرغوبة و غير مبررة.
    Fakat bu sohbetin en önemli özelliği onun gerçekleşmiş olması. TED ولكن الشيء الأكثر أهمية في هذه المحادثة هو مجرد وقوعها.
    Ve ben bunu çok konforlu bir ışıklandırma olarak görüyorum, rahatlamamızda ve düşünmemizde bize yardımcı oluyor. Aynı zamanda şöyle birşey de olabilir: TED وأرى أن هذا هو النوع من الضوء مريح جدا فهو يساعدنا على الاسترخاء والتفكير. كما يمكن أن يكون شيئا من هذا القبيل :
    ve bu yarış Web'de iş yapmak istediğiniz herhangi biri suçlu olduklarını öğrendiğiniz zaman nasıl iş yaparsınız, nasıl güvenirsiniz, TED و هذا التحدي هو: كيف تتاجر، كيف تثق في شخص على الانترنت تريد أن تتاجر معه عندما تعلم أنه مجرم؟
    Amerika'lilarin ortalamasi, Cin'in ortalamasindan... 1970 ler de, yaklasik 20 kat daha zengin. TED الأمريكي في المتوسط هو أغنى بواقع عشرين ضعفا مقارنة بقرينه الصيني خلال السبعينيات.
    Teknen senin tüm dünyan ve ayrılırken yanına aldığıkların sahip olduğun her şeydir. TED قاربك هو عالمك، وكل ما تأخده معك عندما تغادر هو كل ما لديك.
    Biz senin her çıkışında beş şapka almandan meteliksiz kalacağız. Open Subtitles الذى سيجعلنا نفلس هو الذهاب لشراء 5 قبعات خبطة واحدة
    Bulurum bir tane. senin tek yapman gereken benim için gitar çalmak. Open Subtitles سأجد واحد ، كل ما عليك فعله هو أن تعزف القيثار لي
    Önemli olan sadece verilen bilgi ve tavsiyenin kalitesi mi? TED هل ما يهم حقا هو فقط نوعية النصيحة و المعلومات؟
    Soru şu: Hangi ülke daha başarılıydı, Çin mi Hindistan mı? TED والسؤال هنا هو: أي الدولتين كان أدائها أفضل, الهند أم الصين؟
    en büyük zorluk, çevre bilimi, hava kalitesi yönetimi ya da atmosfer kimyası hakkında pek fazla bir şey bilmememdi. TED وكان التحدي الرئيسي، هو أنني لم أكن أعرف الكثير حول علوم البيئة مثل إدارة في جودة الهواء أو كيمياء الطقس.
    Şimdiye kadar bu, bir savaş için verilen en fazla onur madalyasıdır. TED إلى هذه اللحظة هذا هو أكبر عدد ميداليات شرف تعطى لمعركة واحدة.
    şeklinde düşünüyorlar. Birisinin, bilincin açıklanabilir olduğunu düşünmesi cüretini göstermesi bile kabul edilemez. TED الوقاحة الشديدة من اعتقاد البعض بأنك تستطيع تفسيرالإدراك هو فقط أمر غير معقول
    Bir liderin haklı olduğu için iyi olduğuna inanmadım; öğrenmeye ve güvenmeye istekli oldukları için iyi olduklarına inandım. TED وانا اليوم أؤمن ان القائد الجيد ليس هو كذلك لانه مصيب ولكنه هو كذلك لانه مستعد للتعلم .. والثقة
    Ve müzikle bir şeyler anlatırken, ki bu temelinde sestir, her çeşit insana ve her türlü şeye ulaşabiliriz. TED وبقول شئ ما عبر الموسيقى، الذي هو في الأساس الصوت، عندئذ يمكننا الوصول لكل أنواع الأشياء وكل أنواع البشر.
    Ama benim için hakikat şudur; AI daima insana bir takviye olmuştur. TED ولكن الحقيقة هي، بالنسبة لي، أن الذكاء الاصطناعي هو شيء مقوّي للبشر
    Fakat bizim laboratuvarda asıl yapmaya çalıştığımız şey bu hücrelerden gerçek dokular üretebilmektir. TED لكن ما نحاول القيام به حقا في مختبري هو هندسة أنسجة انطلاقا منها.
    fasulye hariç hiçbirşeye paramız yetmiyor. İşte bizim barınma ihtiyacımız ticarete böyle dönüştü, TED لا نستطيع ان نأكل أى شىء عدا البقوليات. هذا هو مسكننا أصبح سلعة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد