ويكيبيديا

    "وترك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bırakmış
        
    • bırak
        
    • terk
        
    • izin
        
    • bırakıp
        
    • bırakın
        
    • bırakmak
        
    • bırakıyor
        
    • bırakarak
        
    • bırakmıştı
        
    • alıp
        
    • terketti
        
    • bırakmaktı
        
    • bıraktı
        
    Babası üç yıl önce ölmüş. Ailenin ithalat işini, kızına bırakmış. Open Subtitles الوالد توفى منذ ثلاث أعوام وترك لها أعمال الاستيراد الخاصه بالعائله
    Çocuğu hayatta bırakmış, demek ki o kadar da kötü biri değil. Open Subtitles وترك طفلا صغيرا على قيد الحياة لذلك أعتقد أنه ليس شريرا جدا
    Oscar Peterson'ı çal, görülsün diye Bartok'u açıkta bırak. Open Subtitles تشغيل اوسكار بيترسون وترك بيتراك الجميع سيلاحظ ذلك
    Stalin sözünü tuttu. Yunan komünistleri kendi kaderlerine terk etti. Open Subtitles ولكن وفى ستالين بوعده، وترك الشيوعيين اليونانيين يلاقون مصيرهم بأنفسهم
    "Tüm yanlışları reddetsen de herkesin kardeşlerine güvenmesine izin ver" Open Subtitles لذلك رفض كل التزييف وترك الجميع يبتهج بالحقيقة مع اخيه
    Bugün buradaki amacımız, iki kıza eşit miktarda karaciğer bırakıp zamanla kendi kendine yenilenmesi ve normal fonksiyonlarına devam etmesi. Open Subtitles نيتنا اليوم هى فصل الفتاتين وترك ما يكفي لكل واحدة منهم من الكبد حتى يُمكنه إعادة تكوين نفسه مع الوقت
    Tamam, beni rahat bırakın, lütfen. Open Subtitles موافق تماما ، وترك لي في السلام ، من فضلك.
    Bir de dün akşam Daniel arayıp sesli mesaj bırakmış. Open Subtitles و دانيال اتصل وترك رسالة على البريد الصوتي الليلة الماضية
    Biri Ulusal Yarışma kupanızı çalmış ve yerine laptop bırakmış. Open Subtitles شخص ما أخذ كأسكم للبطولة الوطنية وترك الحاسب المحمول بمحلّه
    Kasayı boşaltmış. Sadece silahı bırakmış. Ne anlama geliyor bu? Open Subtitles أعني، أنه أفرغ الصندوق، وترك المسدس، ما معنى ذلك؟
    Hayır, ama sırt çantasını bırakmış. Open Subtitles هل قال أي شيء بخصوص ذلك إليكِ؟ لا، لكنه غادر وترك حقيبته
    Bir kadın arayıp mesaj bırakmış. Ama ismini bırakamayacak kadar korkmuş vaziyetteymiş. Open Subtitles إتّصل بإمرأة ، وترك رسالة ولكنّها كانت خائفة جداً لتترك اسمها
    Bence bu olayı da araştırma, bırak gitsin. Open Subtitles ، ربّما يكون الوقت مناسباً للتوقف وإيقاف خسائركِ؟ وترك هذه القضية
    Düz ayakkabıları evde bırak. Open Subtitles عليكِ بالإهتمام بشعرك وترك الحذاء الخشبي بالمنزل. رائع.
    Parlak zırhını giyip kuşanıyor, sıska atının üzerine çıkıyor ve zafer arayışıyla kasabayı terk ediyor. TED فارتدى درعه البالي، وامتطى فرسه الهزيل، وترك قريته باحثاً عن المجد.
    Ailene saldıran kişiyle beraber evinize girdi ve bu olanlara izin verdi. Open Subtitles لقد إقتحم منزلكم برفقة شخص آخر الذي هاجم عائلتكِ وترك الامر يحدث
    Bir doktor, yardımcısını arkasında bırakıp, bütün dünyayı dolaşamaz. Open Subtitles لا يمكن لطبيب أن يذهب لطلب المغامرة وترك عمله خلفه
    bırakın çifte cinayeti bu adamın Philly'de sandviç çaldığını bile iddia edemeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نثبت أنه كان في فيلي وترك وحيدًا ليرتكب جريمة قتل مزدوجة
    Ama ayrılıp da, çocukken olduğu gibi birbirini bırakmak bu normal değil. Open Subtitles لكن كسر وترك بعضها البعض عندما يكون لديك طفل. هذا ليس موافق
    İnsandan insana dolaşarak ardında hayal edilemeyecek bir yıkım bırakıyor. Open Subtitles يمر من إنسان إلى آخر، وترك درب لا يمكن تصوره الدمار في أعقابها.
    Biz silahlı birliklerin dünyada barınmasına izin verdiğimiz sürece, insanlar vatanlarından ayrılmaya devam edecek,- geride çocuklarını korunmasız bırakarak. TED حتى نوقف هيجان النزاعات المسلحة عبر العالم، ستستمر العائلات بالنزوح، وترك الأطفال مستضعفين.
    Hırsız cama tırmanırken kendini kesip arkasında biraz kan bırakmıştı. Open Subtitles المقتحم جرح نفسه وهو يصعد للنافذة وترك بعض بقايا الدم
    Gelip, malları bırakıp paranı alıp gidecektin. Open Subtitles كنت من المفترض أن تأتي، إسقاط الأشياء قبالة، الحصول على المال الخاص وترك.
    Yani insanı aldı, hayvanı terketti? Open Subtitles إذًا فقد أخذ الإنسان وترك الحيوان؟
    Bütün olay rahatlamak ritmi hissetmek ve oltayı akışına bırakmaktı. Open Subtitles رأيت، المفتاح كان الهدوء، والشعور بالإيقاع، وترك القصبة تقوم بالمهمة.
    Servetini geri alamadan öldü ve geride yalnızca bu haritayı bıraktı. Open Subtitles هو مات قبل أن يمكنه أسترجاعه وترك خلفه فقط هذه الخريطة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد