Eğer seni mutlu eden bir şey yaparsam, seninle neşeni paylaşabilirim. | TED | وإذا قمت بأمر يجعلك سعيداً، سوف نتشارك بالتأكيد سوياً فى المتعة. |
seni bir online arkadaşlık sitesinde popüler yapan şey bu dağılım. | TED | هذا التقييم هو الذي يجعلك ذا شعبية في موقع مواعدة إلكتروني. |
Çünkü eğer o kadar aptalsak, bu seni ne yapar? | Open Subtitles | لأننا لو كنا حمقى ، ماذا يجعلك ذلك ، الآن؟ |
Uslu ol, sana 1001 Gece Masalları kitabımı veririm. Zevke gelirsin. | Open Subtitles | كُن لطيفاً، سوف أُعيرك كتاب ألف ليلة وليلة سوف يجعلك تنتصب |
- Onlara ihtiyacım yok. - neden onlara ihtiyacın olmadığını düşünüyorsun? | Open Subtitles | لست بحاجة لهم ما الذى يجعلك تعتقدى انك لا تحتاجين لهم؟ |
Eğer bu konu sizi biraz temkinli olmaya sevkediyorsa sakin olun. İstatistik öğrenmek sizi çılgın bir komplo teorisyeni yapmaz, sadece şüpheci yapar. | TED | ولو كان هذا يجعلك في الحال حذراً بعض الشيء فلا بأس، فإن هذا لن يجعلك نوعا ما صاحب نظرية مؤامرة مهووس، بل متشكك. |
Yavaş ol, benim başka yerde güvende olacağımı nereden çıkardın? | Open Subtitles | مالذي يجعلك تعتقد اني سأكون في مأمن في مكان اخر؟ |
Eğer seni daha iyi hissettirecekse... onu rakip çeteymiş gibi gösterebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نكون عصابة منافسة إذا كان ذلك يجعلك تشعر بالتحسّن |
seni bu kadar hızlı sürdüren garip bir şeyin mi var? | Open Subtitles | حقًا أنّك مستعجل، هل هناك شيئًا معينًا يجعلك تقود بهذه السرعة؟ |
Ve seni daha iyi hissettirecekse, Gerçekten dandik bir gün geçirdim. | Open Subtitles | و إن كان ذلك يجعلك تشعر بتحسن فقد أمضيت يوما سيئا. |
Ve seni daha iyi hissettirecekse, Gerçekten dandik bir gün geçirdim. | Open Subtitles | و إن كان ذلك يجعلك تشعر بتحسن فقد أمضيت يوما سيئا |
Evet, çektiğin bir fırtta seni umutsuz bir bağımlı yapıyor. | Open Subtitles | نعم ، فقط إستنشاق واحد و يجعلك مدمن ميؤوس منه |
Kanını dönüştürmek seni cadıların iksirine bağışık hale getirebilir, Belthazor. | Open Subtitles | إنَّ تحويل دمك قد يجعلك منيعاً من جرعة الساحرة، بلثازور |
- sana her şeyi yaptıran bu. - Hayır değil. | Open Subtitles | هذا ما يجعلك تفعلى كل شيئ كلا هذا غير صحيح |
- sana her şeyi yaptıran bu. - Hayır değil. | Open Subtitles | هذا ما يجعلك تفعلى كل شيئ كلا هذا غير صحيح |
Sence neden gruptan geriye kalanlar şimdiye kadar böyle bir hareket göstermediler? | Open Subtitles | ثم ما الذي يجعلك تعتقد بأن بقية المجموعة ليست في انتظار الإنفجار؟ |
Ne ben yine benim yatağımda size izin vereceğim nereden çıkardın? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقد أنني سأترك وصول الى سريري مرة أخرى؟ |
İnsanı mutlu eder, aç hissettirmez ve daha iyi uyursunuz. | Open Subtitles | وهذا يجعلك سعيداً ، وغير جائع ويجعلكَ تنام بشكل أفضل |
senin elinden bu malları alıp seni dışarı atmayacağımı nereden biliyorsun? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تظن أنني لن آخذ البضاعة وأطردك من هنا؟ |
Bu da sizi yeryüzündeki en gelişmiş silahın sahibi yapıyor. | Open Subtitles | مما يجعلك المالك فخورا بالسلاح الأكثر تقدماً على وجه الأرض |
Ciddi soruyorum, hakkında konuşmak bile kendinden nefret etmene sebep olmuyor mu? | Open Subtitles | بجديّة, أليس فقط الحديث حول هذا الأمر يجعلك تكرهين نفسكِ ولو قليلاً؟ |
Ve sen bunu başardın. Bu senin başarını ikiyle, üçle katlıyor. | TED | وأنت حققت ذلك وهذا يجعلك تفوز مرتين.. بل ثلاثة مرات أكثر |
Bu olay kaç tanımadığınız kişide fotoğrafınız olduğunu merak etmenizi sağlar. | Open Subtitles | مما يجعلك تتسائل كم عدد من الغرباء يملكون لك صور بالخلفية |
Bu da kendini dalgalı denizde yüzen bir teknedeymiş gibi hissetmeni sağlıyor. | Open Subtitles | ذلك ما يجعلك تشعر و كانك على متن قارب في مياه هائجة |
Aynı şeyi bende tartışırım, sürdürülebilirliği sağlayan ne ise size daha yüksek yaşam kalitesi veren de aynı şeydir. Ve o da, yürünebilir bir yerde yaşamaktır. | TED | أود أن أجادل في نفس الشيء أن ما يجعلك استدامي أكثر هو ما يتيح لك نوعية حياة أرقى، وهذا العيش في حي متجوله. |
Erkekçe bir yardıma ihtiyacın olabileceğini düşündüm, bu saçmalığı durdurmanı sağlayacak bir babaya. | Open Subtitles | اعتقدت أنك بحاجة إلى تأثير رجولي تحتاج أباً يجعلك تتوقّف عن هذا الهراء |