Gece aniden evden ayrıldı ve bir daha geri dönmedi. | Open Subtitles | لقد غادر الليلة الماضية بشكل غير متوقع و لم يعد |
Zulasından uzak kaldığı için seyirmeleri giderek azaldı ve psikoz geri dönmedi. | Open Subtitles | لم تستطع الوصول لمخزونها لذا فتوقفت الرفرفة لم يعد الذهان إنه مثالي |
Terry, limanda senin için güvenli bir yer kalmadı artık. | Open Subtitles | لم يعد هناك مكان امن لك على الشاطىء يا تيرى |
Elimde başka kağıt altlığı kalmadı o yüzden diğer insanlardan alın. | Open Subtitles | انا لم يعد لدي الواح للكتابة أحصل على واحدة من زميلي |
Vaziyetlerini ortaya koyduktan sonra geriye konuşacak pek fazla şey kalmıyordu. | Open Subtitles | وحالما انتهوا من تسوية شؤونهم لم يعد لديهم المزيد للتحدث عنه |
Fakat çok ilginçtir ki, tüm bu zaman boyunca... bir daha matematik ile meşgul olamayacağı iddia edilse de, | Open Subtitles | لكن المثير للإهتمام، خلال هذا الوقت كله على الرغم من مطالبه بأنه لم يعد قادراً على مزاولة الرياضيات مجدداً، |
sonra gidip bakmak için oyunu durdurdu ve bir daha dönmedi. | Open Subtitles | و عندها أوقف اللعبة ليذهب لينظر ما الأمر, و لم يعد |
Evet, buraya bazı şeyler almaya gelmişti, ve bir daha dönmedi. | Open Subtitles | نعم، لقد جاء إلى هنا لشراء بعض الأشياء ولكنه لم يعد |
Yüz yıldır buradayım. bu yoldan birçokları gitti ve hiçbiri geri dönmedi. | Open Subtitles | أنا هنا منذ مائة سنة ولقد سلك الكثير هذا الطريق ولم يعد أحد منهم ابدا |
Bende... televizyon falan da yok yiyecek bir şey de kalmadı... | Open Subtitles | لم يعد لدي ،تلفاز بعد الآن ،و لا يوجد طعام كافي |
Üzgünüm dostum. Hiç param kalmadı. İçeri girmek için tüm paramı verdim. | Open Subtitles | عذرا يا صديقي, لم يعد معي باقي من النقود لقد إستنفذتها كلها |
Evet? Biraz acele etsen fena olmaz. Zaten çok kişi kalmadı | Open Subtitles | حسنا , من الأفضل أن تسرعى .فلم يعد يتبقى الكثير منا |
daha fazla kaldıramıyorum. Beni sevdiğini biliyorum, gerçekten. Ama burada boğuluyorum resmen. | Open Subtitles | لم يعد بإمكاني التحمل أعلم أنك تحبني، لكن لم أعد أطيق هذا |
En iyisinin bu olduğuna karar verdi ve ben de daha fazla dayanamadım. | Open Subtitles | لقد قال أنّ هذا لمصلحة الجميع و لم يعد يمكنني تحمّل ذلك أكثر |
Sıradaki ifade, "Molalarda yarım saatten fazla dışarıda durmak bir çeşit hırsızlıktır." | Open Subtitles | حسنا قضاء نصف ساعة بجانب براد المياه يعد شكلا من أشكال السرقة |
Ondan sonra morga gitmek bir daha hiç eğlenceli olmadı. | Open Subtitles | أنا واثق أن الذهاب للمشرحة بعد ذلك لم يعد ممتعاً |
Ancak keyifli hayatın üç kusuru var, ve bu yüzden psikoloji mutluluk bilimi değil ve bu yüzden burada bitmiyor. | TED | و لكن الحياة السارة لديها ثلاثة معوقات, و لهذا السبب علم النفس لا يعد علما للسعادة و لا يكترث بها, |
İşle ilgili bir meseleyi halletmek için ormana gitmiş ama geri dönmemiş. | Open Subtitles | ذهب إلى الغابة ليهتمّ ببعض الأعمال ولم يعد قطّ |
Lübnan'da, her dört kişiden biri mültecidir, yani tüm nüfusun dörtte biri kadar. | TED | في لبنان، واحد من أربعة أشخاص يعد لاجئًا، ما يمثل ربع تعداد السكان. |
İstifasını açıkladıktan sonra katıldığı basın açıklamasında bu ülkenin temelleri olan hak ve özgürlüklerin yok edilmesinde görev alamayacağı açıklamasını yaptı. | Open Subtitles | قال في مؤتمر صحفي بعد وقت قصير أنه لم يعد يستطيع المشاركة في تدمير الحريات الأساسية التي قامت عليها هذه البلاد |
Ve dedi ki, burada pek çiftlik kalmamış olması çok kötüymüş. | Open Subtitles | وقال إنه من المحزن إنه لم يعد هناك الكثير الحقول الزراعية |
Batı kıyısı sesleri gün geçtikçe daha da popüler oldu, 1998'e kadar, balinaların hiçbiri doğu kıyısı şarkısı söylemedi, tamamen bitti. | TED | ومن ثم بدأت تلك النغمات بالانتشار حتى عام 1998 لم يعد اي من حيتان الشرق يستخدم نغمته الخاصة .. فقد اختفت تلك النغمة |
bu aletleri kime yaptırdıysan ona ölümün eskisi gibi olmadığını söylemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تخبر من فعل هذا الموت لم يعد نفسه ؟ |
- Evet, öyle. Kahvaltı hazırlıyor, sofrayı topluyor, alışverişe gidiyor yemek yapıyor, bulaşık yıkıyor. | Open Subtitles | إنه يعد طعام الأفطار ينظف المائدة, يذهب للتسوق |
Ve o an kafama dank etti artık 165 cm olmak zorunda değildim. | TED | حينها أدركت أنني لم يعد عليَّ أن أكون بطول 5.5 أقدام بعد الآن |
Her neyse, bir süredir buralarda değildi, ve sadece son zamanlarda... | Open Subtitles | على العموم, لم يعد موجودا في الجوار منذ فترة وفقط مؤخرا |