Sahip olduklarımız bir buluta dönüştükçe, bulanık bir çizgi ortaya çıkıyor, benim olan ile senin olan arasında ve bizim olan arasında. | TED | الأن كما هو الحال ممتلكاتنا تختفي في السحاب، هنالك خط ضبابي يظهر بين ما هو لي وما هو لكم، وما هو لنا. |
Bu çok bulanık bir çizgi, ve yaptığımız gözlemlerle zamanla daha da bulanıklaşıyor. | TED | إنه خط غامض جدا، ويزداد غموضا في كل وقت ونحن نسجل ملاحظات أكثر. |
STEM çizgi ve grafik romanları, gerçekten bilinmeyen bir bölge gibi keşfedilmeye hazır. | TED | إن القصص والروايات المصورة في العلوم هي فعلًا كتلك الأرض المجهولة الجاهزة للاستكشاف. |
Aslında, çizgi roman dükkânına yarın gitsek sana uyar mı? | Open Subtitles | هل تعتقدى من الجيد أن أترك المجلات الهزلية غداً ؟ |
Biraz önce gördüğünüz çizgi romanın bütünü şu an ekranda. | TED | هذا هو كل الرسم الهزلي الذي شاهدتموه للتو معروضا على الشاشة الآن. |
Beyaz kavşak noktaları, çizgi üzerindeki herhangi bir beyaz noktaya göre dört bir yandan daha fazla beyazlıkla çevrilidir. | TED | نقاط التقاطع البيضاء محاطة بلون أكثر بياضًا نسبيًا من الجهات الأربعة أكثر من أي نقطة بيضاء على طول الخط. |
Bütün gün çizgi film izlemekten başka şey yapmayan biri, kıçını biraz kaldırıp yiyecek bir şeyler getirebilir mi? | Open Subtitles | يستطيع أحد ما من الذين لا يفعلون شيئاً طوال النهار إلا مشاهدة الكرتون أن تحرك مؤخرتها وتحضر بعض الطعام |
Aralarındaki her çizgi iki insan arasındaki ilişki. Farklı türde ilişkiler. | TED | كل خط بينهم هو علاقة بين شخصين أنواع مختلفة من العلاقات. |
Doğru. Hepimizin bildiği üzere 13 çizgi şansı temsil ediyor. | Open Subtitles | صحيح ، نعرف جميعاً أن الـ13 خط هي لجلب الحظ |
Bu harika olur. Çünkü ben düz çizgi bile çizemiyorum Bob. | Open Subtitles | ذلك سيكون عظيم لأنني لا أستطيع أن أرسم خط مستقيم بوب. |
Amerika sonunda çizgi romanların çocukları suç işlemeye teşvik etmediği gerçeğine uyandı. | TED | بدأت أمريكا تدرك أخيرًا حقيقة أن القصص المصورة لا تُسبب انحراف القاصرين. |
Normal bir çizgi romanda 35 sayfa ve 124 çizim bulunur. | Open Subtitles | فى المتوسط هناك 35 صفحة و 124 رسم فى الرواية المصورة |
İnanıyorum ki çizgi romanlar tarih içinde geçen eski bir yola son bağlantımız. | Open Subtitles | اعتقد ان الروايات المصورة هى اخر ما يربطنا لطريقة قديمة فى تسجيل التاريخ |
Eğer siz seks hakkında bu kadar düşüneceğinize çizgi romanlara biraz daha konsantre olsanız böyle rezil durumlara daha az düşersiniz. | Open Subtitles | لو أنكم تمضون وقتا أقل في قضايا الجنس و تركزون أكثر على الكتب الهزلية لتعرضتم لعدد قليل من المواقف المحرجة كهذه |
Ama 14 yaşındayken arkadaşlarımdan biri, bende çizgi roman ilgisini uyandırdı ve ben bunu geçimimi sağlamak için yapmak istediğime karar verdim. | TED | ولكن عندما بلغت الرابعة عشرة, أثار أحد أصدقائي إهتمامي بالكتب الهزلية المصورة وقررت أن هذا هو ما أريد عمله لكسب العيش. |
çizgi romanda, nasıl işlediğine ilişkin kavrama çabalarını bir türlü biçimci kılar diye sanırım. | TED | في الرسوم الهزلية, وأعرف هذا. تنتج بشكل موقف ميال الى الشكلية بإتجاه محاولة فهم كيف تعمل الأشياء. |
çizgi roman okuma, çizme, düşünme ya da konuşma dışında hiçbir şey yapmazdı. | Open Subtitles | لم يفعل شيئاً عدا قراءة الكتب الهزلية والرسم الهزلي... ويفكر بها ويتحدث عنها. |
Bu her şeyi anlatıyor. O, yolun ortasındaki beyaz çizgi. | Open Subtitles | هذا سيخبرك بكل ماتحتاجين معرفته انه الخط الابيض على الطريق |
Efendimiz, Ben düşünmüştüm ki... tüm bu patlayıcı bilginiz çizgi filmlerden kaynaklanıyor. | Open Subtitles | ايها الرئيس ، اعتقد ربما معلوماتك عن المتفجرات مستمدة من افلام الكرتون. |
Biz çizgi film karakterlerinin mükemmel bir hayatı olabilir, tabii ki, bundan faydalanabilirsek. | Open Subtitles | نحن شخصيات الكارتون يمكن أن نحصل على حياة رائعه، إذا أخذنا منافعه فحسب. |
Bu sıradan bir çizgi roman değil. Kapağının dış yüzeyi çok özel. | Open Subtitles | لاحظ أن هذه ليست مجلة مصورة عادية إنها في حالة مثالية دائمة |
Pete, Lucas beşiğinde değil. Eskiden babamla beraber çizgi film izlerdik. | Open Subtitles | لوكاس ليس في سريره ابي وأنا اعتدنا مشاهدة الرسوم المتحركة معاً |
Canlı çizgi roman gibi. Adeta çizgi romanın vücut bulmuş hali. | TED | إنه حقاً كتاب هزلي حي. إنه كتاب هزلي تدب فيه الحياة. |
Otantik tipler çizgi veya robot karakterlerden çok daha iyiler. | Open Subtitles | البشر الحقيقيون أفضل بكثير من شخصيات كرتونية أو رجال آلية |
Kim en sevdiği şeyin çizgi film ayıcıkları olduğunu söyler ki? | Open Subtitles | من قال أن واحدة من الاشياء المفضله لديهم هو كرتون الدببة؟ |
6 yeşil, dikey çizgi ve uçlarında renkler, yani çiçekler. | TED | ستة خطوط خضراء عمودية. مع ألوان في أعلاها، تعني زهور. |
Bir çizgi roman yarattık. Bu çizgi romanda kahramanlar bu hikayeleri yaşıyorlardı ve kızları regl ile eğlenceli ve sürükleyici bir şekilde eğitiyorlardı. | TED | فقررنا أن نبدع كتاباً مصوراً، حيث تمثل الشخصيات الكرتونية هذه القصص و تثقف الفتيات عن الحيض بطريفة ممتعة و مشوقة. |
çizgi romanlardaki insanların kafalarının üstündeki baloncuklar gibiydi. | Open Subtitles | أحسست أنني رسم كرتوني مع فقاعة فوق رأسه. |