ويكيبيديا

    "şeyi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • شيء
        
    • شىء
        
    • الشئ
        
    • بما
        
    • الأمر
        
    • الأمور
        
    • الشيئ
        
    • ما
        
    • شيءَ
        
    • الشىء
        
    • الاشياء
        
    • أمر
        
    • الشيء
        
    • الامر
        
    • شيءِ
        
    Kara deliklerin evrendeki her şeyi yuttuğuna dair bir efsane vardır, ama onun içine düşmeniz için çok fazla yaklaşmanız gerekir. TED هنالك خرافة تنص على أن الثقب السوداء تلتهم كل شيء في الكون، لكن في حقيقة الأمر يجب الإقتراب كثيرا للسقوط فيها.
    Arabalarımızın, etraflarındaki her şeyi inanılmaz bir şekilde görmelerine ve sürüşle ilgili tüm kararları vermelerine olanak sağlayan sensörleri var. TED سيارات تحوي مجسات تمكنها بصورة سحرية ان ترى كل شيء من حولها وتتخذ القرارات في كل منحى من مناحي القيادة
    Ve sonra düşündüm ki, Meksika ve kızlar için her şeyi yapabilirdim. TED و هكذا فكرت في المكسيك والفتيات الجميلات بامكاني ان افعل اي شيء
    Böylece biz bu şeyi bir bütün olarak nasıl ortaya çıkaracağımızı düşünüyorduk. TED لذا كنا نحاول التفكير ، كيف يمكن أن نجعل كل شيء ينبع.
    Böylece size çekinmeden bir şeyi açıklayacağım, benim için güzel bir şey. TED لذا سوف اعرض لكم بكل خجل شيء اعده جميل جداً بالنسبة لي
    Tehlikeye dönüşen her şeyi yok etmeye hazır bir hâlde öylece oturuyor. TED هو مجرد الجلوس هناك استعدادا لطمس أي شيء يمكن أن يصبح تهديدا.
    Son yok etme iterasyonu gerçekte var olmayan bir şeyi üretmeye çalışmak üzerineydi. TED آخر تكرار للتدمير كان محاولة إنتاج شيء أن لم يكن موجوداً من الأساس.
    Çok heyecan verici olduğunu düşündüğüm bir şeyi paylaşmak istiyorum. TED حسنًا، أريد أن أخبركم عن شيء أعتقد أنه مثير حقًا.
    Yani, doğada bu renkte gördüğüm bir şeyi düşünemiyorum, bu tona benzer. TED لا يمكنني التفكير في أي شيء تراه في الطبيعة يبدو بهذا اللون.
    Ben şimdiye kadar yaptığım en tehlikeli şeyi biliyorum çünkü NASA hesapladı. TED أنا أعرف ما أخطر شيء قُمتُ به لأن ناسا تقوم بعمل الحسابات.
    Bir şeyi başarmak çoğu zaman onu gerçekleştirmekten daha zordur. TED النجاح في شيء ما هو غالباً أصعب من الوصول إليه.
    Bütün her şeyi sıfırdan yapmamız için önümüzde 18 ayımız vardı. TED كان لدينا 18 شهرًا لعمل كل شيء من البداية، من الصفر.
    O şeyi, hakkında bir şeyler yapmayı göze alacak kadar önemsemek. TED بل هو أن تهتم بفكرة ما بالشكل الكاف لعمل شيء تجاهها.
    Uğruna her şeyi riske attığı beynini tutmak için elini alnına götürür. TED وضع يده على جبهته ليحافظ على عقله الذي به غامر بكل شيء.
    Bizler her şeyi batırmadan önce doğal cennet olarak düşündüğümüz yerler. TED أمكنة نعتقد أنها تمثيلات الجنة للطبيعة قبل أن ندمر كل شيء.
    Ben de elimden gelen her şeyi yapmak için her şeyi denedim. TED لكنني بدوري أردت فعل ما بوسعي للمساعدة، لذلك أردت تجربة كل شيء.
    Durum şu ki, Birleşmiş Milletler kimseye bir şeyi empoze etmez. TED حسنًا، إن الأمم المتحدة لا تفرض أي شيء على أي شخص.
    Diğer New York'lu aileler de savaş çıkmaması için her şeyi yapar. Open Subtitles و ستوافق العائلات الأخرى فى نيويورك على أى شىء سيمنع حرب شاملة
    Sen bana söyle de bakalım aynı şeyi mi düşünüyoruz. Open Subtitles أخبرنى أنت حتى نرى إن كنا نفكر فى نفس الشئ
    kontrollü büyüyor. Eğer yaptığımız şeyi yapmasaydık, Nicole bu şekilde gözükecekti. TED هذا ما ستبدو عليه نيكول لو لم نقم بما نقوم به
    Bu yüzden içgüdüsel olarak doğru olan şeyi yaptım, yani internetin başına gidip meseleyi kendim çözüp çözemeyeceğimi bulmaya çalıştım. TED لذلك قمت وقتها بما أحسست أنه صائب توجهت للإنترنت وحاولت أن أعرف اذا كنت استطيع أن آخذ زمام الأمور بنفسي
    Bakın, biz düşman değiliz. İkimiz de aynı şeyi istiyoruz. Open Subtitles إسمعي، نحن لسنا خصوما هنا كلانا يريد الشيئ نفسه هنا
    etkisiz bırakmıştı ve konuşmanın gidişatını hatta inşa ettiğimiz şeyi değiştirmişti. TED وغير مجرى الحديث، وقد غير حتى ما كنا نبنيه في السابق.
    Shelly ne zaman birini bulsa her şeyi cinselliğe alet ediyor. Open Subtitles الرجل، عندما شيلي يَحْصلُ على بَعْض العملِ، يَجْعلُ كُلّ شيءَ جنسيَ.
    bir şeyi bilmeni istiyorum, doğru olanı yaptığını düşünüyorum ve... Open Subtitles أريدك فقط أن تعرفى أننى أظن أنك تفعلين الشىء الصحيح
    Çoğu şeyi umursamıyorum zaten... ama bu biraz tüyler ürpertici. Open Subtitles أنا لا أمانع الكثير من الاشياء لكن هذا مرعب قليلا
    Bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Masaj falan bahane, değil mi? Open Subtitles وضح شيء ليّ، التعديل بتقويم العظام هو مجرد أمر تلطيفي؟
    Aynı şeyi akciğer kanseri veya herhangi bir hastalık içinde yapabiliriz. TED يمكننا ان نفعل نفس الشيء بالنسبة لسرطان الرئة ولكل مرض آخر.
    Yeniden her şeyi inkar etsem bir işe yarayacağını sanmıyorum. Open Subtitles افترض انه لن يكون مفيداً لو أنكرت الامر كله مجدداً؟
    Bu canavarın, bizden her şeyi alıp götürmesine izin vermeyeceğimden bahsediyorum. Open Subtitles أَتحدّثُ عن لا أَتْركُ هذا كُلّ شيءِ واردِ الوحشِ بعيداً عنّا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد