Şam'a gittik. İbrahim ile ilgili uzun bir tarihe sahip olan şehre | TED | ومن ثم ذهبنا الى دمشق والتي لديها تاريخ عريق متعلق بالنبي إبراهيم |
Yani Papua Yeni Gine'den Hollywood'a Pekin'deki modern sanata kadar hepimiz sık sık güleriz, ve sende mutluluğunu ve tatminiyetini göstermek için gülersin. | TED | اذا من غينيا الجديدة الى هوليود الى الفن الراقي في بيكين نحن في اكثر الاحيان نبتسم ونحن نبتسم لكي نعبر عن الفرح والرضى |
Afganistan'a seyahatlerim çok uzun yıllar önce ülkemin, anavatanımın doğu sınırında, Polonya'da başladı. | TED | رحلاتي الى افغانستان بدات منذ سنوات مضت على الحدود الشرقية لبلدي, موطني ,بولندا |
Ajan Prentiss S.I.Y.a.T. ilgili bir yangında yardımıma ihtiyacınız olduğunu söyledi. | Open Subtitles | العميلة برينتس قالت انكم تحتاجون لمساعدتي في حريق مرتبط بــ ش.ل.خ.ت؟ |
Şimdi sözü Başkent Emniyet Müdürü Yüzbaşı Annabel Brumford'a bırakmak istiyorum. | Open Subtitles | وأعطي طرف الحوار إلي مفوضة الدي سي بوليس كابتن أنابيل برامفورد |
2010'un sonbaharında, Guatemala'dan bir arkadaş Octavio'ya TEDTalk'a giden bir link yolladı. | TED | في خريف 2010 , صديق من جواتيمالا ارسل الى اوكتافيو رابط تيدتوك. |
Hong Kong'a bakalım, orada Octobus isimli çok ilginç bir sistemleri var. | TED | الان لو نظرت الى هونغ كونغ. لديهم نظام مثير للاهتمام يسمونه الاخطبوط |
Afganistan'a geri döndük, çünkü sonraki yıl geliyordu ve destek olmak istiyorduk. | TED | وعدنا الى افغانستان لان العام القادم كان اتيا و علينا ان ندعمه |
Saklı nehir, Cebelitarık'tan Hidistan'a kadar mistisizm ile birbirine bağlanmış. | TED | الانهار المخفية, مترابطه مع التصوف من جبل طارق الى الهند |
Bu yüzden 9'a ulaşmak için 7 ekliyorsun ve tekrar karekökünü alıyorsun. | TED | إذن تجمع 7 للحصول على 9، ثم احسب الجذر التربيعي مرة أخرى. |
Söylediğim şey, bu soruya cevap olarak, Snowden'a karşı herhangi bir hafifletici eylem ile ilgili tartışmaların gülünç olduğudur. Konuşmaya değer olduğunu söyledim. | TED | ما قلته في الحقيقه, كرد على سؤال هل سترد على اي نقاش حول تخفيف العقوبات على سنودين, قلت نعم, يمكن الحديث حل الامر, |
İ harfinde tekrar gözlerini kırptı, sonra T, sonra R ve A: Kitra. | TED | رمشت عيناه عند حرف الياء، بعدها على التاء، وبعدها الراء، ثم الألف: كيترا. |
Anne, eskiden tanıdığım bir kızı bulmak için New York'a gidebilir miyim? | Open Subtitles | أمي، يمكن أن نذهب إلى نيويورك ل تجد هذه الفتاة كنت تعلم؟ |
Nede olsa bütün oyları Norman'a vereceğinizi düşünüyorum, değil mi? | Open Subtitles | أظن أننا جميعا سنصوت ل نورمان على كل حال، صحيح؟ |
İlanlarda şu yazıyor: " Rusty Parker'ı görmek için Danny McGuire'a gelin." | Open Subtitles | هذا ما تقوله الإعلانات ، تعال إلي داني ماجوير لتشاهد راستي باركر |
Arabadaki R.E.M. 'den Fransa'nın güneyinde gece vakti bir masanın etrafındaki The National'a. | TED | ومن آر.إي.إم في مركبة إلى مواطن جالساً حول طاولة ذات ليلة جنوبي فرنسا |
Heywood'a söyle, boğazına bıçak dayadığım için üzgünüm Hiç kuvvetim kalmadı. | Open Subtitles | ملحوظة : أخبر هيوود أنى أسف لأنى وضعت السكينة على رقبته |
7 Ocak 1900 günü, Tesla bir trenle New York'a geri döndü. | Open Subtitles | في السابع من يناير عام 1900 استقل تيسلا قطارا الي مدينه نيويورك |
Dr. Gillman'a bir gün izne çıkmasını söyledim o da çıktı! | Open Subtitles | لقد أخبرت الدكتور جيلمان بأن آخذ عطلة فقالت خذ عطلة إذاً |
Kardeşim Raymond'a şunu söylemek istiyorum ki onun daha çok sevilen olduğunu her zaman istediğini elde eden olduğunu düşündüğüm zamanlar olmuş olsa da bunu hiç bugünkü kadar çok hissetmemiştim. | Open Subtitles | مرحباً سأقوم بتقديم نخب أود أن أقول لأخي رايموند |
Bir gün bizim bölümün kuzey ve güney yanlarını ayıran a ve B kapısının arasında beni kenara çekti. | TED | في أحد الأيام سحبني بين البابين أ و ب الذي يفصل الجانب الشمالي عن الجانب الجنوبي من وحدتنا السكنية. |
Eylül'den Kasım'a doğru... 300 kadar aç kutup ayısı, avlanmak için deniz buzullarına geri döndüğü yoldan, Churchill'e iniyor. | Open Subtitles | مِن أيلول الى تشرين الاول بعدد300دب قطبيشره ، يهبطون نحو تشيرشل في طريقهم للعودة الى الصيد عند جليد البحر. |
a 415, Silahlı bir adam ikinci istasyona doğru ilerliyor. | Open Subtitles | آي 415، رجل مع بندقية متوجه إلى المحطة الطرفية الثانيه |
Leprince, Bay Mouzon'a yarın sabah istediği saat için randevu verin. | Open Subtitles | بأن أنام الـ9 ساعات خاصتي، حدد للسيد موزون موعداً صباح الغد |
Dersten sonra onunla konuştum, bana kesinlikle a verdiğini söyledi. | Open Subtitles | رأيته بالقاعدة قبل نصف ساعة وقال إني نلت علامة ممتاز |