ويكيبيديا

    "balıkçı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الصيد
        
    • صياد
        
    • الصياد
        
    • الصيادين
        
    • صياداً
        
    • صيادين
        
    • الصيّاد
        
    • صيد السمك
        
    • صيّاد سمك
        
    • لصيد السمك
        
    • الأسماك
        
    • صيد سمك
        
    • السلحفاة
        
    • صيّاداً
        
    • أسماك
        
    AT: Müzakereler çok zorlu geçti, fakat balıkçı gemilerinin günlük fiyatını artırmayı başardık. TED أنوتي: المفاوضات كانت عسيرة، وقد توصلنا إلى رفع الرسم اليومي على سفن الصيد.
    Bu günlerde, onların yaptığı şey bu küçük balıkçı teknelerini kullanmak ve kir deryasında nispeten temiz bölümleri temizlemek TED حاليا، ما كانوا يقومون به هو أنهم كانوا يستخدمون قوارب الصيد الصغيرة هذه، وكانوا ينظفون خطوطا نقية في محيط من القذارة.
    Ve Chris balıkçı çiftçi. Her iki alanda da uzman. TED وكريس هو صياد ومزارع. كلانا لسنا متخصّصين.
    Yani balıkçı Larkin'e demiş ki askeriye onu yakalaması için tutmuş. Open Subtitles أعنى .هذا الصياد الذي أراه لـلاركن قال بأن الجيش أستأجره ليصطاده
    balıkçı köyü heykelleriyle ünlüydü. TED وكانت قرية الصيادين تلك مشهورة بالمجسمات الفنية
    Sahil güvenlik bunu kullanabilir ve o yasa dışı balıkçı gemilerini bulabilir. TED وهكذا، يمكن لحرس السواحل استخدام ذلك والذهاب للعثور على سفن الصيد غير القانونية تلك
    O balıkçı limanını, sonarını kullanarak dört saat içinde tekrar açmayı başardık. TED كنا قادرين على إعادة فتح ميناء الصيد ذاك، باستخدام أمواجها الصوتية، في أربع ساعات.
    Çünkü şu an olan şey, karidesler için küçük trol balıkçı gemilerimiz var, büyük miktarlarda yan av da yakalanıyor ve bu yan avlar da karides yemine dönüyor. TED لأن ما يحدث الآن، لدينا سحب للجمبري، بأصطياد كمية كبيرة منه، ما يحدث أن الصيد العرضي بدوره يتحول إلى غذاء الجمبري
    Hırs, kasayı ve onun şansını çekmek için bir balıkçı kancasını tutan yaşlı bir kadın. TED الجشع إمرأة عجوزة تتشبث بالخزنة وخطاف الصيد لتقتلع ثروتها.
    Öte yandan mangrovlar balıkçı kedileri için yaşam alanından çok daha fazlası. TED أشجار المانغروف، من ناحية أخرى، تمثل أكثر بكثير من مجرد كونها موائل بالنسبة لقط الصيد.
    Neden profesyonel bir balıkçı keyif için balığa çıkar? Open Subtitles لم يقوم صياد سمك محترف بالاصطياد لمتعته الشخصية؟
    - Şu balıkçı gazeteciyle bir akrabalığın var mı? Open Subtitles جيسي تقول لي أنك شاعر. هل انت قريب الصحفى صياد السمك؟
    Malibu'ya gel. Bir saat sonra balıkçı İskelesi'nde buluşalım. Open Subtitles تعال هنا الى ماليبو وقابلني عند رصيف صياد السمك خلال ساعة, اتفقنا
    Şu an Galile'de bir yerde, koca balıkçı dedikleri adamla beraber. Open Subtitles انه الان في مكان ما في الجليل يسافر مع شخص يدعى الصياد الكبير
    Sabah buraya tanışmanı istediğim biri geldi, koca balıkçı. Open Subtitles لكن جاء هنا رجل هذا الصباح اردتك ان تلتقيه الصياد الكبير
    Yunanlı köle, Yahudi balıkçı ve bizim sadık Tribün. Open Subtitles العبد اليوناني ,الصياد اليهودي والتربيون المخلص لنا
    Bunu duyan birçok balıkçı Gyotaku baskılarını Lord Sakai'a getirdi. Lord da baskılarını beğendiklerini yanına aldı. TED بعد ذلك، قام العديد من الصيادين بإحضار لوحات القيوتاكو للورد ساكاي، وإن أعجبه عملهم، يقوم بتأجيرهم للطباعة له.
    Litvanya doğumlu, balıkçı büyükbabası tarafından yetiştirilmiş. Open Subtitles إنه ليتواني المولد, رباه جده من والده الذي كان صياداً
    Her ne kadar haftanın bir günü tamamen dine adanmış olsa da o zaman bile, İsa'nın havarilerinin balıkçı olduklarını anlatırdı. Open Subtitles وعلى الرغم من أنه صحيح أن يوم واحد بالأسبوع يعطى كله للتعبد ثم حتى قال لنا انا تلاميذ المسيح كانوا صيادين
    balıkçı teknesi onu almaya gidiyor. Koordinatları elimizde. Open Subtitles الصيّاد في طريقه لإلتقاطها ، لدينا إتجاهاته
    Bolca su, balık avlama köprüsü, balıkçı teknesi ve tarpon balığı. Open Subtitles الكثير من الماء و الكثير من جسور الصيد و قارب صيد السمك و سمك التربون المتداول
    Biliyor musun, babasının tıpkı bizim gibi balıkçı olduğunu söyler. Open Subtitles أتعلم يُقال أنّ والده كان صيّاد سمك مثلنا
    Ya burada kalır, her şeyin güvenli olduğundan emin oluruz ya da yolun üstünde gölün yakınında bir balıkçı kulübesi var. Open Subtitles نحنُ يمكن أن نبقى هنّا، و التأكد بأن الوضع آمن. أو أن نذهب الي سقيفة لصيد السمك على الطريق، بجانب البحيرة.
    balıkçı köylerindeki sosyal sözleşmeyi küresel bir çapta yeniden oluşturmamız gerekiyor. TED نحتاجُ إلى تحديث التعاقد الاجتماعي لقرى صيد الأسماك على المستوى العالمي.
    Los Angeles sahilinden iki saat kuzeyde. Liman şehri, balıkçı kasabası; Open Subtitles بلدة ميناء , بلدة صيد سمك بلدة المهمات المبكرة.
    Neden baban pembe bir balıkçı kazağı giysin ki? Open Subtitles ما الذي تعتقدي بأنكِ ستفعلينه هل ستلبسينه رقبة السلحفاة الوردية؟
    Umarım en az senin kadar iyi bir balıkçı olurum. Open Subtitles آمل أن أصبح صيّاداً مثلك يا معلّمي
    Bu yüzden çoğu balıkçı, botunu yüzgeç ile dolduruyor ve ardında milyonlarca ölü köpek balığı bırakıyorlar. TED مما أدي الي امتلاء قوارب العديد من الصيادين بالزعانف مخلفين وراءهم الملايين من أسماك القرش النافقة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد