Açıkça yükselen üstün ırk hareketleri, birçok ülkemizde sokaklarda yangınlar var. | TED | مع زيادة معدلات التعصب، وفي العديد من بلداننا تتقد نيران الغضب. |
birçok genç kadın gibi ben de kendimi sevmekte zorlanıyordum. | TED | كافحت، مثل العديد من النساء الشابات، لحب ما أنا عليه. |
Ve birçok altyapı şeyleri var ve genel insan kaynakları orada. | TED | و هناك العديد من عوامل البنية التحتية و الموارد البشرية العامة. |
birçok başka rahatsız edici şey bulursunuz,ama yönetici ve toplantı bulamazsınız. | TED | تجد الكثير من الاضطرابات الأخرى , لكنك لن تجد المديرين والاجتماعات. |
Bu birçok Batılı elitin kendi siyasi düzenleri hakkında yaptığı bir iddia, kibir, Batı'nın şu anki sorunlarının kalbindedir. | TED | إنه الإدعاء العالمي الذي تدّعيه العديد من النخب الغربية حول نظامهم السياسي، الغطرسة، التي هي أساس علّة الغرب الحالية. |
Karmaşık sistemler basit, kendine özgü kurallara göre hareket eden birçok etkileşimli parça barındırır ve bu yeni özellikler doğurur. | TED | إن الأجهزة المركبة لها العديد من الأجزاء المتفاعلة التي تتصرف وفقاً لقواعد بسيطة، فردية، و هذا يؤدي إلى خصائص ناشئة. |
Daha önce belirttiğim gibi, palmiye yağı birçok ürünün yapımında kullanılıyor. | TED | وكما ذكرت سابقا، يستخدم زيت النخيل في صناعة العديد من المنتجات. |
Basit zevk ve eğlence ile başlayan birçok tecrübe bizi büyük bir dönüm noktasına götüren bir arayışın sonucudur. | TED | و هذا السعي هو سبب العديد من التجارب التي بدأت بمرح بسيط وتسلية قادتنا في النهاية إلي اختراقات عميقة. |
Dünyanın yüzeyinde olup biten birçok heyecan verici şey var. | TED | فهناك العديد من الأشياء المثيرة التي تحدثُ على سطح الأرض. |
Fizikçilerin ve astronomların karanlık maddeyi aramak için birçok yöntemleri var. | TED | حسنًا، يمتلك الفيزيائيون والفلكيون العديد من السبل للبحث عن المادة المظلمة. |
birçok girişimci desteklendi, daha fazla insan ve toplum yoksulluktan kurtuluyor. | TED | ودعمهم رواد الأعمال في ذلك وتم انتشال العديد من الناس والجماعات |
Geçtiğimiz dört yıl boyunca birçok kere size teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | العديد من المرات على مدى الاربع سنوات الماضيه وددت ان اشكرك |
Ve böylece onlarla seyahat ederek ve bütün farklı elementleri öğrenerek birlikte çok vakit geçirdik ve yararlanılmayan birçok verimsizliğin olduğunu keşfettik. | TED | وقضى الوقت في السفر معهم وتعلم كل شيء عن العناصر المختلفة، و العثور على الكثير من أوجه القصور لم يتم الاستفادة منها. |
Genel havacılık içerisinde ve otomativ yarışlarda... ...birçok modern teknoloji gerçekleştirdik. | TED | استخدمنا الكثير من آخر مستحدثات تكنولوجيا الطيران العام ومن سباق السيارات. |
birçok zor kişisel kararla ve birçok belirsizlikle uğraştığım zamanlarda bana bir rutin ve istikrar sağlayan yine işim olacaktı. | TED | وبأن وظيفتي هي التي ستعطيني الروتين والاستقرار في حين كنت أتعامل مع الكثير من القرارات الشخصية الصعبة والكثير من الشك. |
Düzenleyici rejimleri desteklemesi için hükümetlerden destek istediler ve birçok durumda aldılar. | TED | طلبت من الحكومات دعمها بأنظمة تنظيمية، وقد حصلت عليه في أغلب الحالات. |
Bu birçok insanın gösterdiği tipik bir sonuçtur, ve bunun farklı türleri vardır. | TED | وهذه نتيجة طبيعية ظهرت عند كثير من الناس وهناك عدة أشكال مختلفة لها |
Ama 500 milyon çocuğa birçok defa ulaşıyorsanız -- bir çocuğa ulaşmak 20, 30 sent -- bu pek fazla bir para değil. | TED | و لكن عندما تصل إلى 500 مليون طفل ، عدة مرات 20 ، 30 سنتا لتصل إلى طفل فإنه ليس بالمبلغ الكبير جدا. |
İstediğiniz şey, tek bir robotun birçok görevi yapabilmek için şekil değiştirmesi. | TED | إن ما تريده هو نظام روبوتي واحد يمكنه التحول للقيام بمهام متعددة. |
birçok kez izinli geleceğini bildirdi,... ama izinler iptal edildi. | Open Subtitles | قابلها عدّة مرّات تقريبًا، لكن في كلّ مرّة تُلغى إجازته. |
Lütfen Deb. Sizi geri getirmek için birçok sıkıntıya kalkışmış. | Open Subtitles | هيا يا ديب إنه يمر بالكثير من المشاكل لكي يعيدك |
Ama eğer aşk tarif edebileceğimiz bir şeyse, o zaman nasıl birçok insan için farklı anlamlar ifade edebiliyor? | TED | لكن إذا كان الحب هو شيء لا نستطيع تعريفه، عندها كيف يستقيم أنه يعني أشياء متضادة للعديد من الناس؟ |
Şu an, birçok araştırmacı obezitenin insülin direncine sebep olduğuna inanıyor. | TED | إن معظم الباحثين يؤمنون بأن السمنة هي سبب الإصابة بمقاومة الإنسولين. |
Fakat burasıyla ilgilenen birçok kişi var, Ne iş yapıyorsunuz ? | Open Subtitles | الآن، أثرنَا إهتمام الكثير مِنْ الناسِ، إذن ماذا هو بأنّك تَعمَلُ؟ |
Haklı olmanın yeterli olmayacağını tarih boyunca birçok kişi fark etmiştir. | Open Subtitles | حيث اكتشف الكثيرين أن مجرد كونك على حق لا يكفى لتصديقك |
Ne amaçladığımızı ve ne yapmaya çalıştığımızı göremeyen birçok kişi vardı. | TED | لم يفهم كثيرون ما كنا نهدف إليه، وما كنا نحاول فعله. |
Gerçek şu ki, kendimi şanslı hissediyorum, çünkü dünyanın her yerinde gösterimi sergileme imkanı buldum, Orta Doğuda da birçok kez şov yaptım. | TED | ولكن الحقيقة هي ، لقد كنت محظوظا للحصول على فرصة العرض في جميع أنحاء العالم ، وقمت بالعديد من العروض في الشرق الأوسط. |
Ama televizyon seyrediyorum! birçok insan bu şovda çok çalışıyor. | Open Subtitles | ولكنني أشاهد التلفاز ، عمل الكثيرون بجهد لإنتاج هذا البرنامج |