ويكيبيديا

    "fazla" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أكثر من
        
    • الكثير من
        
    • جداً
        
    • اكثر
        
    • كثيرا
        
    • جدا
        
    • المزيد من
        
    • للغاية
        
    • طويلاً
        
    • العديد
        
    • أكبر
        
    • كبيرة
        
    • بالكثير
        
    • كثيرًا
        
    • طويل
        
    Bu, bağlama göre mevcut deniz seviyesi ve bu da 4 milyondan fazla insanın yerinden olmaya karşı savunmasız kaldığı deniz deviyesi. TED للإيضاح، هذا هو المستوى الحالي للبحر، وهذا هو مستوى البحر الذي إذا تجاوزناه فإن أكثر من 4 ملايين شخص قد يضطرون للنزوح.
    Ve arkalarında saklanan 500'den fazla bu küçük yaratıktan var. TED وكان لدينا أكثر من 500 من هذه الأقزام مختبئة خلفها.
    Burada bulunanların çoğu çok fazla sayıda insanın bunu gördüğüne şahit oldu. TED العديد منكم هنا لديه الفرصة للتأكد من أن يشاهده الكثير من الناس.
    Eşsiz,... ...çok çok özel,... ...bireyci ve çoğunlukla da... ...baştan çıkarıcı.... ...bazı kadın karakterlerle fazla zaman... ...harcamak benim kaderim. TED الآن قُدِرَ لي تمضية الكثير من الوقت مع بعض الشخصيات الفريدة, خاصة جداً, فردية , و احياناً خواص أنثوية مغرية.
    Bu salonda 600 kişi varmış gibi görünebilir; ama aslında çok daha fazla kişi var burada çünkü her birimizin çok sayıda farklı kişiliği var. TED تبدو هذه الغرفة وكأنها تحوي 600 شخص ولكن في الحقيقة يوجد اكثر من هذا العدد لان كل واحد منا يملك عدة شخصيات في نفسه ..
    Kara deliklerin evrendeki her şeyi yuttuğuna dair bir efsane vardır, ama onun içine düşmeniz için çok fazla yaklaşmanız gerekir. TED هنالك خرافة تنص على أن الثقب السوداء تلتهم كل شيء في الكون، لكن في حقيقة الأمر يجب الإقتراب كثيرا للسقوط فيها.
    Ama 500 milyon çocuğa birçok defa ulaşıyorsanız -- bir çocuğa ulaşmak 20, 30 sent -- bu pek fazla bir para değil. TED و لكن عندما تصل إلى 500 مليون طفل ، عدة مرات 20 ، 30 سنتا لتصل إلى طفل فإنه ليس بالمبلغ الكبير جدا.
    Bu şunu söylüyor, bu salonda olmayan kişiler ortalama bin dolara ulaşmak için bin dolardan daha fazla harcıyorlar. TED إذن ذلك يخبرنا أن هؤلاء الأشخاص غير الموجودين في هذه الغرفة ينفقون أكثر من ألف لكي يصبح المتوسط ألفا.
    Kalp hastalığından erkeklerden iki, üç, dört kat daha fazla kadın ölüyor. TED النساء يمتن بسبب أمراض القلب أكثر من الرجال بمرتين وثلاث وأربع مرات
    İçinde koyduğumdan daha fazla enerjiyi üretmiyor, ama yinede birkaç harika şey yapabiliyor. TED وهو لا يولّد طاقة أكثر من الداخلة إليه، لكن له بعض المزايا الفريدة.
    Peki, kafamda çok fazla gürültü ve karmaşa vardı, ta ki ben bunun dört ana faktörden dolayı olduğunu anlayana kadar. TED حسناً قد كان هناك الكثير من الضجيج والتعقيد في رأسي، حتى أدركت انه في الواقع ماكان يحدث بسبب اربعة اشياء اساسية
    Çok fazla verimiz var, bu yüzden de çok fazla güce sahibiz. TED إننا نملك الكثير من البيانات ، لذا فلدينا الكثير من القوة والسلطة.
    Buhar, sudan 1000 kat fazla hacme sahiptir bu nedenle muhafaza binalarının boyutları rektöre göre çok daha büyüktür. TED يأخذ البخار حيزاً أكبر من الماء السائل ب1000 مرة لذا تصبح بناية الاحتواء النووي كبيرةً جداً مقارنة بحجم المفاعل.
    Çok fazla çocuğu sessiz bir kutuya koyduğunuzda bazı çocuklar gerçekten gerginleşiyor. TED فعندما تضع العديد من الطلاب في صندوق هادئ فبعضهم يصبح عصبي جداً
    Az çelik kullandığımız için çok daha fazla güneş alıyorduk bu da kışın ısınmak için daha az ısı gereksinimi duyacağımız anlamına geliyordu. TED وهذا يعني دخول ضوء شمس اكثر وهذا يعني انه لايجب ان نستخدم وسائل التدفئة بصورة كبيرة في الشتاء .. بسبب دخول ضوء الشمس
    Bir verimsizlik olasılığı şudur ki ebeveynlere sadece çok konuşmalarını değil aslında çocuklarıyla daha fazla sohbet etmelerini öğretiyor olmalıyız. TED لذا أحد الإمكانيات المثيرة هي أنه يجب علينا أن نعلم الأبوين ألا يتحدثوا كثيرا فحسب وإنما أن يحاوروا أطفالهم أكثر.
    Hasar görmüş bu fotoğraflara daha fazla zarar vermek çok kolaydı. TED من السهل جدا إدخال المزيد من الأضرار على تلك الصور التالفة.
    Eğer daha fazla fare istihdam edersek sonucu daha da iyi hale getirebiliriz. TED إذا كنت تستطيع جلب المزيد من الجرذان، يمكننا أن نجعل الواقع الناتج أكبر.
    New York City'deki suçu bir adamın işletmesi fazla hayalperest. Open Subtitles رجل واحد يدير الجريمة فى نيويورك يبدو هذا صعبا للغاية
    Bu boyunduruk altında yaşayacak değilim. Burada daha fazla kalmayacağım. Open Subtitles ولن أعيش تحت ذلك الظلم لذا لن أبقَ هنا طويلاً
    Şimdiye kadar bu, bir savaş için verilen en fazla onur madalyasıdır. TED إلى هذه اللحظة هذا هو أكبر عدد ميداليات شرف تعطى لمعركة واحدة.
    Çıkması için kabini yakamayız, üzerinde çok fazla çamur var. Open Subtitles لقد غطى الكوخ بالكثير من الطمى حتى لا يمكن احراقه
    Onları bir kafese koyduğunuzda birinci maymun pek fazla yemeyecektir. TED وإن وضعتهما في قفص، فلن يأكل القرد رقم واحد كثيرًا.
    Habsburg İmparatorluğunun bu politik yapısı daha fazla devam edemezdi. Open Subtitles أن هذا البناء السياسي لإمبراطورية هاسبورغ لن تصمد لوقت طويل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد