Anımsayın, ben 60'larda hayatı seramik sayesinde kurtulan siyah çocuğum. | TED | تذكرون انني الفتى الاسود من الستينيات انقذت حياته بواسطة السيراميك. |
Chris Anderson: Pekâlâ, neredeyse tüm hayatı boyunca pandemi konusunda endişelenen biri var. | TED | كريس أندرسون: حسناً، إنه رجل قلق من الأوبئة كثير جداً في كل حياته. |
Ve artık ona çocukluğu ve hayatı hakkında ve diğer şeyler hakkında hikayeler anlatmaya hazırız, ve bir sürü macerasını. | TED | ونحن الان مستعدون لكي نتدخل في خضم طفولته وفي حياته وكل شي سيسير من حولك وسوف تواجه العديد من المغامرات |
Onun özel hayatı hakkında bir şeyler bilmemen garip değil mi? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أنه لاغريب أنكِ لا تعرفين شيئاً عن حياتها الخاصة؟ |
Her detayı mümkün olduğunca yakın benzetmen gerekiyor. hayatı buna bağlı. | Open Subtitles | يجب أن تطابقى كل تفصيل بقدر المستطاع حياتها تعتمد على ذلك |
hayatı boyunca topal gezecek, çünkü Eddie, masasının altındaki tabancayla onu dizinden vurdu. | Open Subtitles | سيعرج بقية حياته لأن إدي أصابه في الركبة بمدفع كان يخبأه تحت مكتبه |
Bahse girerim, hayatı boyunca bir gece bile evinin dışında kalmamıştır. | Open Subtitles | أراهن أنه لم يقض ليلة واحدة بالخارج طيلة حياته بالطبع لا |
Ponce de Leon hayatı boyunca gençlik kaynağını bulmaya çalıştı. | Open Subtitles | بونس دي ليون بحث طوال حياته كلها عن نافورة الحياة |
Bu Tesla'yı, hayatı boyunca saplanacağı bir takıntıya sürükleyecekti: Enerjinin kablosuz iletimi. | Open Subtitles | كان هذه بدايه لهوس أسر تيسلا لبقية حياته بث الطاقه في الهواء |
hayatı boyunca ilk kez bir kız arkadaşı var, biliyor musun? | Open Subtitles | أعني هذه المرة الأولى طوال حياته التي يحصل فيها على فتاة |
O partideki herkesin hayatı bir şekilde sana bağlı. Öyle görünüyor. | Open Subtitles | كل فرد كان في الحفلة حياته وبقائه متصل بك بشكل ما |
Bir kız hayatı için çırpınırken biz neden burda oturup çin yemeği yiyoruz? | Open Subtitles | ما الذي نفعله بتناول طعام صيني، بينما تقاتل فتاة من أجل حياتها ؟ |
Şey, hayatı boyunca sadece bir tek erkek tarafından kovalanmış. | Open Subtitles | حسنا ، طوال حياتها كانت تلاَحق من طرف رجل واحد |
Bana öyle geliyor ki, bu dünyadaki hayatı diğerine nazaran daha iyi. | Open Subtitles | يبدو أنّ لديها حياه أفضل في هذا العالم من حياتها بالعالم الآخر. |
Fakat, bu kadar çok kişinin hayatı tehlikede olunca, başka çaresinin olmadığını düşündü. | Open Subtitles | ,ولكن بسبب المخاطرة بحياة كل هؤلاء كان يشعر أنه مقيد ولا شيء بيده |
Hayatta bir şeyi başarmak için, insan hayatı basit tutmalı. | Open Subtitles | لتحقق شيئاً في هذه الحياة، يجب أن تجعل حياتك بسيطة. |
Ve bence tiyatro tam olarak ışık ile hayatı iyileştirebileceğimiz bir yer. | TED | وأعتقد أن المسرح هو المكان الذي يقوم فيه الضوء حقاً بتعزيز الحياة |
Sahip olduğum birazcık sosyal hayatı elimden alıp öldürmenin keyfini sür. | Open Subtitles | حسناً ، تمتّعي باليوم علماً أنّكِ أخذتِ القليل من حياتي الإجتماعيّة |
Bir sonraki ruhsal hayatı söndürür ve dışa doğru açı yapar. | Open Subtitles | هؤلاء على التوالى لخمد الحياه الروحيه ويجب أن يشعوا من الخارج |
Acaba kaç insanın hayatı, ...Tanrı'ya dua edip yalvarmakla geçiyor. | Open Subtitles | اتسائل كم اهدروا الناس في حياتهم , يدعون ويصلون للرب |
Bu delil sadece Lorry'nin değil ikimizin hayatı için de önemli. | Open Subtitles | هذا الدليلِ لَيسَ فقط حول حياةَ لورى أنه بشأن حياتنا أيضاً |
Böyle olmak zorunda aksi taktirde insanların hayatı tehlikeye girer, benimki de dahil. | Open Subtitles | يجب أن يبقى الأمر هكذا وإلاّ تعرضت أرواح الناس للخطر بما فيهم أنا |
hayatı tanımlamaya ihtiyacım var. | TED | الى تعريف للحياة لكي اقوم بذلك النوع من التمييز |
30 dakika için? 2= dakika için? Bir insanın hayatı için? | Open Subtitles | ، فقط 30 دقيقه فقط 20 دقيقه لأجل حياه رجل ؟ |
Kabul ettiğine göre sanırım sen iyi bir hayatı umursamayan birisin. | Open Subtitles | بما أنك مقتنع بذلك فأعتقد أنك ممن لا يهتمون بالحياة المرفهة |
Bir polisin dul eşini, kocasının özel hayatı hakkında rahatsız etmen yanlış. | Open Subtitles | كان تقدير سئ منك ان تُزعج ارملة شرطى عن حياة زوجها العاطفية |
Hayatta birçok şey var, herkes eğlenceli ve anlamlı bir hayatı olsun ister. | TED | هناك الكثير في الحياة الجميع يريد المرح في الحياة وحياة ذات معنى |