Ama bir şekilde kaçma iradeni kaybettiysen suçluluk veya utanç gibi şeyler dolayısıyla bu yükten kurtulsan iyi edersin. | Open Subtitles | ولكن إذا فقدتى الرغبة فى الهروب بسبب ذنب أو عار أو شئ ما من الأفضل أن تتخلصى من هذا |
- Çocuk para kazanmak zorunda. - Ben taşımak...? - Ama sakın kaçma. | Open Subtitles | ـ انه يريد ان يعمل، لن تهرب منى ـ لا انه سيهرب |
Sizi alan ajan ceketinizin cebine gizlice bırakmış kaçma teşebbüsünde bulunursanız diye. | Open Subtitles | العميل الذى إختارك قام بدسه فى سُترتك فى حالة إذا حاولت الهرب |
Pekâlâ, acil durum prosedürü uyguluyoruz. Durma. Bu bir kaçma girişimi olabilir. | Open Subtitles | حسناً، نحن في حالة طوارئ لا تتوقّق قد تكون هذه محاولة للهرب |
Korktuğunu biliyorum ama asla korktuğunda kaçma. Kural 7. | Open Subtitles | أعلم بأنكِ خائفة لكن لا تهربي أبدا عندما تكونين خائفة، إنها القاعدة رقم 7 |
Şu ana kadar üç kez kaçma girişiminde bulunuldu, ancak kimse sağ çıkamadı. | Open Subtitles | لقد شهد ثلاث محاولات للهروب ولكن أحد منهم لم يبقى على قيد الحياة |
Sonuçsuz bir kaçma girişimi olabileceğini tahmin ediyordum ama senden değil. | Open Subtitles | لقد اعتقدت إننا سنواجه محاولة هروب طائشة لكن ليس أنت سببها |
Bu koşullar altındaki vurup kaçma suçunun cezası 12-15 yıl hapis demektir. | Open Subtitles | جناية الدهس و الهروب بهذه الظروف عقوبتها 12 إلى 15 سنة حبس |
Bilemiyorum. Bir tutsağın kaçma hakkı vardır, değil mi? | Open Subtitles | لا أعرف , السجين لة الحق فى الهروب , أليس كذلك ؟ |
Sayısız kaçma teşebbüsüne liderlik ettiğine inanmak için... yeterli sebeplerimiz var. | Open Subtitles | هناك أسباب تجعلنا نعتقد أن هذا الشخص هو قائد العديد من محاولات الهروب الإجرامية |
Polisten kaçma. Yoksa vurulursunuz. | Open Subtitles | لا تهرب من الشرطة، قد تعرض نفسك لإطلاق النار |
Şimdi sakın kaçma, benim küçük şans tılsımım. | Open Subtitles | لا تهرب الآن يا تعويذتي الصغيرة الجالبة للحظ الطيب |
O yüzden, şu anki halinden kaçma, mahkum. | Open Subtitles | لذلك لا تهرب مما أصبحت عليه ، أيها المجرم |
Böyle imkanları olan birisinin, her zaman kaçma ihtimali vardır. | Open Subtitles | نظراً للموارد المالية التي لدى هذا الرجل فسيكون الهرب ممكناً |
Ayılardan kaçma konusunda çok iyi olmamız gerekiyor. | TED | وعلينا أن نكون بارعين في الهرب من الدُببة. |
Mac ile beraber kaçma planları yaparken babam sizi yakalamış. | Open Subtitles | "ابي قال انه قبض عليكِ انتِ و"ماك" تخططان للهرب سوياً." |
Ha! Onlar seni yerken, bana kaçma şansı verirsin. | Open Subtitles | عندما يقومون بأكلك ستتسنى لي فرصة للهرب. |
Benden korkma. Benden kaçma. | Open Subtitles | لا تخافي مني ، لا تهربي مني كيران |
Dört aylık esaretten sonra, Ayda kaçma cesaretini kendinde buldu. | TED | بعد أربعة أشهر في الأسر، تشجعت عايدة للهروب. |
Evet doğru. 1936'dan 1963'te kapatılana kadar... 14 kaçma teşebbüsü oldu. | Open Subtitles | هذا صحيح, منذ 1936 حتى 1963 حين أقفل السجن حصلت 14 محاولة هروب |
Sürüyle birlikte kaçma. Düşman onlara ateş eder. Geride dur. | Open Subtitles | لا تركض مع الجماعة، هذا مرمى إطلاق نيران العدو، تراجع |
Ev diye bir şey olmazdı, bundan ötürü evden kaçma hayalleri kurmazdık. | Open Subtitles | ،لن يكون هناك منزل وبالتالي لن يحلم أحد بالهرب منه |
Bu Cumartesi kaçma önerin iyi bir öneri olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أن إقتراحك بالهروب هذا السبت كان إقتراح جيد |
Köylülerin kaçma ya da savaşma seçeneği vardı. Görünüşe göre kaçmışlar. | Open Subtitles | القرويين هنا خُيروا بين القتال والفرار ويبدو انهم اختاروا الفرار |
Çarpıp kaçma, yardım toplantısıyla aynı gece olmuş. | Open Subtitles | الصدمة والهرب كانت في نفس ليلة منفعة المأوى |
kaçma huyundan vazgeç. | Open Subtitles | لا تركضي مرة أخرى بهذه الطريقة |
Tek başına büyük bir vurup kaçma olayını çözmüş. | Open Subtitles | لقد حلّ حالة الضرب والهروب الكبيرة بمفرده. |
Şu an Bölge 11'de olduğuma inandırarak kaçma hazırlıklarını yavaşlattım. | Open Subtitles | إن اعتقدت أنني مازلت في المنطقة 11 فسنؤخر عليك ترتيبات هروبك |