ويكيبيديا

    "konusunda" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حول
        
    • مع
        
    • حيال
        
    • في
        
    • عن
        
    • تجاه
        
    • بشان
        
    • بأمر
        
    • بعدم
        
    • على أن
        
    • بشأن
        
    • بموضوع
        
    • بشأنِ
        
    • بشأنْ
        
    • عمّا
        
    Yani DNA yaşayan organizmaları nasıl yapma konusunda bilgi taşıyor. TED فالحمض النّووي يحتوي على معلوماتٍ حول كيفية إيجاد الأنظمة الحية.
    Hiç suyu olmayan bir ülke, Sınırları ötesinde neler olacağı konusunda endişelenmeli. TED ان بلد لايمتلك الماء يجب ان يقلق حول الاحداث خارج نطاق حدوده.
    Hayatımdaki insanlar ile gerçekçi olmak konusunda cesur hâle geldim. TED أصحبتُ أكثر شجاعة حول كوني حقيقية مع الناس في حياتي.
    Yaklaşık 20 yıldır sarılarak uyuma konusunda profesyonel oldum, yine de bu kadar zaman boyunca alttaki kol hakkında ne yapacağımı çözemedim. TED وأفعل هذا على مستوى احترافي على مدى 20 عامًا تقريبًا، لكنني لم أعرف أثناء كل هذه المدة ما أفعلُ مع ذراعي السفلى.
    Bu beyin bölgelerinin, belirli bilinç deneyimleri ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Ancak neden öyle olduğu konusunda bir fikrimiz yok. TED نحن نعلم أن هذه المناطق في المخ تتماشى مع أنواع معينة من التجارب الواعية، لكننا لا نعرف لماذا تتماشى معها.
    Bu zamanın içinde öyle bir dakikaydi ki bütün yeni başlayanlar oturup düşünmek zorunda kaldılar ve ne olabilecekleri konusunda oldukça heyecanlandılar. TED اذاً هي لحظة من الوقت حيث كان على هذه الشركات الناشئة الجلوس والتفكير ولقد شعروا بحماس حيال ما يمكنهم ان يكونوا عليه
    Üçüncü olarak memenizde kalıcı bir değişiklik fark ettiyseniz tekrar ya da başka çekim yaptırmak konusunda ısrarcı olun. TED والامر الثالث .. ان لاحظت اي تغير في حجم الثدي لديك اصري على ان تحصلي على تصوير ثدي اضافي
    Şu anda insanları en çok dehşete düşüren şeylerden biri gerçeğin ne olduğu konusunda milli bir uzlaşma olmaması. TED أعني، إنه واحد من أكثر الأشياء رعبا للناس الآن، أنه لا يوجد ثمة إتفاق قومي حول ما هو حقيقي،
    Öğretmenini, öğrencileri, kendisi ve tarihi konusunda eğitmek gibi bir sorumluluğu üstlenmeyi düşünmemeli. TED عليه ألا يفكر في أخذ المسؤولية في تدريس معلمته، وتلاميذها، حول نفسه، وتاريخه.
    Hayalet olayı konusunda sizinle hemfikiriz, ama bu doğru, o odanın havası kötüdür. Open Subtitles أتفق معكي حول جزئية الشبح؛ سيدة إم؛ لكنه حقيقي؛ الهواء قد يكون سيئ
    Dikkat. Yüzbaşı McIntyre kan ve sıvı değiştirme konusunda konferans verecek. Open Subtitles انتباه سوف يلقي النقيب ماكنتاير محاضرة حول اعطاء السوائل ووجبات الدم
    Kendi rıhtımında cinayet girişimi ve uyuşturucu konusunda onu sorgulayacaktım. Open Subtitles الآن أنا على وشك أن أستجوبه حول المخدرات ومحاولة إغتيال
    Görevin konusunda basına bilgi sızmış. Duydum efendim, haberlerde duydum. Open Subtitles ـ ثمة تسرب حول موعدك ـ لقد نشر في الأخبار
    Soyut dünya, bütün insanların dünyası konusunda bana yardımcı oluyor. TED وهكذا تساعدني الرياضيات البحتة على التعامل مع العالم الإنساني بأسره.
    Şöyle durup düşünmemiz gerekiyor: bilim ve sanat konusunda ne yapmaya çalışıyoruz? TED اذاً ينبغي علينا التوقف حقا والتفكير بماذا نحاول فعله مع العلوم والفنون؟
    Size karşı ölümüne savaşan bu adamları tutsak alma konusunda biraz temkinliydiniz. Open Subtitles مع الوقت صرنا أكثر حذراً فى أسر جنود يقاتلون حتى موتهم وموتك
    Gece yarisindan önce ne yaptigi konusunda pek açik degildi. Open Subtitles لقد كان غامضاً حيال ما كان يفعل قبل منتصف الليل
    Peki böyle insanlarla aynı yerde olma konusunda nasıl hissediyorsun? Open Subtitles كيف تشعر حيال تواجدك مع هؤلاء الناس في المكان نفسه؟
    Bu hasta 50 yaşlarında, bu nedenle ona prostat kanseri riski olma ihtimali konusunda oldukça hassas bir rakam verebiliriz. TED وهذا هو مريض في ال50 من عمره ويمكننا ان نرى اننا حددنا تقدير دقيق له عن احتمال اصابته بسرطان البروستات
    İlginç bir şekilde, eşim Grab konusunda o kadar endişeli değildi. Çünkü Grab ilk çıktığında MyTeksi adıyla çıkmıştı. TED الآن، من المثير للاهتمام، لا تشعر زوجتي بنفس القلق تجاه جراب، لأنه عندما بدأت جراب، كان لديها اسمًا آخرًا.
    Ağabeyimin hükümet politikası konusunda bana güvenmek gibi bir huyu yoktur. Open Subtitles أخي ليس من عادته كثير الوثوق بي . بشان سياسة الحكومة
    Sonsuzluk konusunda yardımcı olamam ama sana şu an için bir amaç verebilirim. Open Subtitles إنني لا أستطيع مساعدتك بأمر الخلود، لكنني أستطيع إعطائك سبب لبقائك على الأرض
    Bir adamın kızını, asistanına bulaşmaması konusunda uyarması için uygunsuz bir zaman yoktur. Open Subtitles حسنا لا وقت مناسب للرجل ليحذر ابنته بعدم الوقوع بعلاقة مع مساعدها المعلم
    Schweickart, Apophis adlı asteroidle ilgili hayli müteyakkız olmamız gerektiği konusunda ısrarcı. Open Subtitles أصر شويكارت على أن نبقى في حالة تأهب قصوى تجاه الكويكب أبوفيس
    İnsanları iklim krizi konusunda endişelendirebilecek bir şeyler her zaman var. TED هناك طريقة دائماً للوصول للناس لجعلهم يحسون ويهتمون بشأن الأزمة المناخية.
    Bu intihar konusunda belki polisi aydınlatabiliriz diye. Open Subtitles لنرى إن كان بإمكاننا كشف أمر ما يساعد الشرطة بموضوع الانتحار
    Önceki gece profesyonel olması konusunda tartışmadınız mı? Open Subtitles ألم تخوضا جدالاً بشأنِ إحترافه في الليلة التي سبقت هذه ؟
    Bu akşamki gidişimiz konusunda bazı tereddütlerim olmaya başladı. Open Subtitles إنّني، آه، أعدت النظر بشأنْ سفرنا الليلة
    Bize ne olacağı konusunda hiçbir fikrim yok. Tekrar evlenemem. Open Subtitles لا أملك فكرة عمّا سيحصل لنا لا يمكنني الزواج ثانية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد