Farklılıklardan gücenmeyip onlara hayran kalıyorlar, bu büyük bir zihniyet değişimi ve bunu hissedince daha fazla olmasını istiyorsun. | TED | ليسوا مُهانون بسب الاختلافات ولكن معجبون بها وهذا تغّيرٌ كبير في الفكر وعندما تشعر به، تريده أن يحدث أكثر |
Ve şu an olduğundan çok daha çabuk olmasını isterdim. | TED | وأريد حقاً أن يحدث ذلك بوتيرة أسرع مما هي عليه. |
Birincisi şu: biz hastaların tüm önemli ilaçlara erişiminin olmasını istiyoruz. | TED | الأول: نريد أن يكون للمرضى قدرة الحصول على جميع الأدوية الهامة. |
Sen kendini buna inandırmışsın, çünkü, kızını kurtaranın, sen olmasını istiyorsun. | Open Subtitles | أنت أقنعت نفسك بأنها هناك لأنّك تريد أن تكون الذي ينقذها |
Sicilimde tek bir hata olmasını göze alamam. Bir gün general olacağım. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمل حدوث أي أخطاء في سجلي سأصبح جنرال يوما ما |
Kitabı geri götüreceğini ve değişimi başlatacağını... burada olanların heryerde olmasını sağlayacağını biliyordu. | Open Subtitles | لقد عرف بأنك ستبدأ التغيير تجعل ما حدث هناك يحدث فى كل مكان |
Bir anımı yansıtıyor bir hissimi, ...bir daha olmasını asla istemediğim bir hatırayı. | Open Subtitles | لقد علمت لي لحظة, شعوراً, شيئاً ذاكريا لن أريده ان يحدث مرة أخرى. |
Ama bahse girerimki, bunun olmasını sağlayan buradaki tek insan ben değilim. | Open Subtitles | إلا أنني أراهن أنني لست الشخص الوحيد هنا الذي يحدث له هذا. |
Onun mutlu olmasını istiyorum. Başka bir otelde, başka bir arkadaş bulmasını istiyorum. | Open Subtitles | إننى أريده أن يكون سعيداً أريده أن يجد صديقة آخر فى الفندق الآخر |
- Çünkü bugün burada olmasını ona söyledim. Sebebi bu. | Open Subtitles | لأنني قلت له أن يكون هنا اليوم، هذا هو السبب |
Burada ise babunlar çoğalmasın diye yeterli leopar olmasını dilersin. | Open Subtitles | هنا، نتمنّى أن يكون هناك نمور كافية للقضاء على البابون |
Çünkü düğünümüzün her detayının senin istediğin gibi olmasını istiyorum. | Open Subtitles | لأني أريد من كافة تفاصيل زفافنا أن تكون كما تريدينها |
Bu çocuğun gerçekten iyi olmasını kendin için istiyor olabilirsin. | Open Subtitles | ربّما الطفل الذي تريد أن تكون جيّداً معه هو أنت |
Hiçbirimiz böyle olmasını istememiştik ama onunla süper bir akşam geçirdik. | Open Subtitles | لم يرغب أحد منّا حدوث ذلك لكن.. قضينا ليلة ممتعة معها |
Ve amerikan halkı çocukarının -mutant olan çocuklarla birlikte olmasını ister mi, | Open Subtitles | اذا ما كانوا يريدون لأولادهم ان يكونوا مع اطفال متحولين في المدرسة |
Hipnoz üzerine eğitim almış bir terapistin kumanda merkezinde hazır olmasını ayarlıyorum. | Open Subtitles | أحاول ترتيب وجود معالج نفسي محترف في التنويم المغاطيسي فى المركز الرئيسي. |
Benim işim herkesin olabildiğince iyi bir yazar olmasını sağlamak. | Open Subtitles | وظيفتي أن أتأكد أن يصبح الجميع في صفي افضل الكتاب |
İnsanların daha dürüst olmasını istiyorum bir de daha adil. | Open Subtitles | أنا عامل مجد أريد من الناس أن تصبح أكثر صدقاً |
Ve bunun olmasını engeleyen şey de sürdürülebilir ölçekte büyük metropoller yapma fikriydi. | TED | والتي تسبب حدوثها في تحقيق مفهوم النمط التكاملي من حياة الحاضرة ليكون مستداماً. |
Her ikisinin de iyi olmasını umarsın. Ama illa ki aynı olmayacaklardır. | TED | تأمل ان يكون كلاهما جيدًا. لكن ليس ضروريا ان يكونا نفس الشي. |
Kolay olmasını ben de isterdim, fakat oynama konusunda iyi değilim. | TED | كنت أتمنى لو كان الأمر بهذه السهولة، ولكنني لا أجيد اللعب. |
Onun sakin olmasını istiyorum ki bu, senin sakin olmanı gerektiriyor. | Open Subtitles | اريد منها ان تكون هادئه والذي يتطلب منك ان تكوني هادئه |
Çünkü beni bu siyah cüppeyle gören ilk kişinin öğretmenim olmasını istiyorum. | Open Subtitles | لأن أريدُ معلّمَي أن يَكُونَ أول واحد يراني إلبس هذه العباءة السوداء |
Partinin büyük bir fırsat partisi olmasını diliyorsun, yaşlı huysuz bir parti değil. | TED | ترغب بشدة في ذلك لحزبكم لتكون فرصة كبيرة لكم . ليس للحزب الغاضب. |
Ama o senin sinirine dokundu ve bunun mahkemede olmasını istemeyiz. | Open Subtitles | لَكنَّه استطاع استفزازك و لا يمكن حدوثه عندما نَذْهبُ إلى المحاكمة |