Yani bu durum, doktorun yeterli olup olmadığı ile ilgili değil de bu kişinin bizim hoşumuza gitmesi ve nasıl etkileştikleri ile ilgilidir. | TED | فذلك لا يتعلق بما إذا كان الطبيب كفء أم لا. لكنه يتعلق فيما اذا أعجبنا هذا الشخص أم لا وكيف تعامل هذا الشخص؟ |
Bİz de bunun doğru olup olmadığına dair bir çalışma yapmaya karar verdik. | TED | وهكذا قررنا عمل دراسة بحثية لمعرفة ما إذا كان هذا صحيحًا أم لا |
RD: Demek istediğim, kısmen bunun mümkün olup olmadığını merak ettik. | TED | أعني، بشكل جزئي، كنا نتسائل إن كان من الممكن إنجاز الأمر |
Küçük bir örneklem ile başlayarak sonuçların daha kapsamlı ve maliyetli bir çalışmak yapmaya değer olup olmadığını değerlendirebilirler. | TED | عن طريق البدء بعينة صغيرة، يمكنهم تقييم ما إن كانت النتائج واعدة بما يكفي لإجراء دارسة أشمل وأكثر تكلفةً. |
Veya onun ilaç etkisi altında olup olmadığını biliyor musunuz? | TED | هل تعلمي إذا هو ثمل أو شيء من هذا القبيل؟ |
Açıkçası, bunun gerçek bir iş ünvanı olup olmadığını bile bilmiyorum. | TED | لم أكن أدرك ما إذا كان هذا مسمى حقيقيًا لمهنتي بصراحة. |
Görünmezliğin kalıcı olup olmadığına dair hiç kafa yordunuz mu? | TED | والآن، هل فكرت من قبل فيما إذا كان التخفي دائماً؟ |
Artık bu sınıflandırıcı resimlere bakarak "bunun kanser olup olmadığını" | TED | ويستطيع هذا المُصنِف تحديد إذا كان ذلك السرطان أم لا |
''Side hustle'' tamamen kendi başınıza olmadan önce bunu deneme ve bu yetilere sahip olup olmadığınızı görmek için harika bir yol. | TED | النشاط الجانبي هو وسيلة رائعة لتجربة أن تكون مديرك الخاص ومعرفة ما إذا كان لديك هذه المهارات قبل أن تكون مدير نفسك. |
HWT: Bazen bakma sevgisinin genetik olup olmadığını merak ediyorum çünkü ben de annem gibi kendimi bildim bileli fotoğrafları seviyorum. | TED | هانك: في بعض الأحيان، أتعجب ما إذا كان حب النظر وراثي، بسبب، مثل أمي، لقد أحببت الصور منذ قبل أن أتذكر. |
Bu da kronik iltihaba neden olup kemik ve kıkırdağı tahrip eder. | TED | إن هذه الاستجابة تقود إلى التهابات مزمنة، وتؤدي إلى تدمير العظم والغضروف. |
İyi de, oraya ait olup olmadığına karar verebilecek en iyi yargıç benim. | Open Subtitles | حسناً , أنا أفضل من يقرر إن كنتِ تنتمين إلى هناك أم لا |
İyi de, oraya ait olup olmadığına karar verebilecek en iyi yargıç benim. | Open Subtitles | حسناً , أنا أفضل من يقرر إن كنتِ تنتمين إلى هناك أم لا |
Sadece sizin için yapabileceğimiz bir şey olup olmadığını öğrenmek için uğradık. | Open Subtitles | كنا في الجوار. تساءلنا إن كان ثمة ما بوسعنا فعله من أجلكِ. |
Ve senin mutlu olup olmaman mutlu bir yamayı işgal edip etmediğine bağlıdır. | TED | وسواء كنت سعيد أم لا يعتمد جزئيا على إذا كنت تشغل بقعة سعيدة. |
Öyleyse, kim oluyorsunuz da bana güvenli olup olmadığını söylüyorsunuz? | Open Subtitles | اذن من تكون لتخبرنى اذا كان المصعد أمن ام لا؟ |
Hayır , hayır! Bu kız arkadaşımın peri olup olmadığını sormaktan fazla değil. | Open Subtitles | لا لا ذلك ليس اسواء من ان تسألنى اذا اذا كانت صديقتى حوريه |
Bana tavsiyesi, Daniele ile konuşmak için cesur olup, karşısına çıkmalıymışım. | Open Subtitles | يجب أن أكون شجاعة بالنسبة لمانويلا وأن أتحدث لدانييل وجهاً لوجه |
Çünkü bir polis arabasının içindekilerin, federal olup olmadığı aslında koca bir muammadır. | Open Subtitles | 'لأنه سواء كان الفيدراليون أو الداخلية أو أي كان داخل سيارة الشرطة مخيف |
O adamın kurbanı olmuşsun. Hâlâ iyi bir savaşçı olup olmadığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد اغتلت شخصيتي ، واريد أن أعرفك اذا كنت تريد نزالا عادلاً سأخوضه |
En azından bir sorunu olup olmadığını öğrenmemiz gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا تعتقدين بأننا يجب علينا على الأقل التأكد بأنه بخير؟ |
Yine de, sen olmasaydın, hayatta olup bir şeyler söyleme şansım bile olmayacaktı. | Open Subtitles | على كل حال, لم اكن سأصبح على قيد الحياة لأقول اي شيء, لولاك |
Ve biz bir şeyi okunaksız hale getirdik. Ve bu yarattığımız dünyada gerçekten neler olup bittiğini tamamen kaybettik. | TED | نحن نقدم شيئاً .. غير مقروء .. لقد فقدنا ادراكنا لما يجري في هذا العالم الذي يدور من حولنا |
Cara, yeğenlerimden biri, Cumartesi günü piyano resitali veriyordu ve annem benim orada olmadığımı görünce iyi olup olmadığımı öğrenmek için beni aradı. | Open Subtitles | كارا، إحدى بنات أخواتي قدّمت حفلة بيانو يوم السبت وحين رأت أمي أنني لم أكن موجودة اتّصلت لترى إن كنتُ على ما يرام |
Kemik iliğinin uyumlu olup olmadığına karar vermek için antikor üretimini tetikleriz. | Open Subtitles | نحن نقوم بتحفيز إنتاج الأجسام المضادة لتحديد إذا ماكان نخاع العظم مطابق |
Ülkede bulunan sivil halk ve askerler ne olup bittiğinin farkında değildi. | Open Subtitles | لا المدنيين ولا الجنود المنتشرين فى البلاد كانوا يعلمون حقيقة ما يجرى |