Komünizm -- bireyin karşısında toplum ve devlete değer verirken yaratıcılığı, kendini ifade etmeyi ve inovasyonu kasıtlı olarak sindirdi. | TED | من الشيوعية من تقدير المجتمع والدولة فوق الفرد وسحق ، عن غير عمد، للإبداع، التعبير عن الذات لدى الفرد والابتكار. |
Global toplum yararına bir dava sunuyor ve bugünü yaratıyormuş gbi hissediyordum. | TED | شعرت بأنني اقدم دعوى نيابة عن المجتمع الدولي لمحاولة خلق هذا اليوم |
Siyah güzeldir, ama toplum aksini söylediği için buna inanmak epey zaman alıyor. | TED | البشرة السوداء جميلة، ولكن من الصعب تصديق ذلك إن كان المجتمع يقول عكسه. |
Bunu kayda değer bulmuyorlardı ancak toplum içinde bir öfke hakimdi. | TED | لم يعتقدوا بأنها ذات أهمية، لكنها أحدثت غضبا داخل المجتمع التقني. |
Eğer hatırlarsanız John Rawls'ın adil bir toplum için şöyle bir görüşü vardı: | TED | إذا كنتم تذكرون جون رولز كان لديه ذلك المبدأ عن ماهية المجتمع العادل |
İlk defa, yerel toplum imamlarının yaptığı Cuma vaazlarında kadınların hakları anlatıldı. | TED | و لأول مرة دعا خطباء الجُمع في المجتمع المحلي لتعزيز حقوق المرأة. |
Yerel bir toplum merkezinde basın toplantısı tertiplemeyi teklif etti. | TED | فاقترح أن يقوم بتجهيز مؤتمر صحفي في مركز المجتمع المحلي. |
geçen sene bir hemşire komşularını toplum sağlık çalışanları olmaları için eğitene kadar. | TED | حتى السنة الماضية حين دربت ممرضة جيرانها لأن يصبحوا عمال صحة في المجتمع. |
Örnek olarak toplum kalkınması üzerine eğitim gören bir genç kadın. | TED | علي سبيل المثال، شابة تدرس للحصول على شهادة في تنمية المجتمع. |
toplum seviyesinde bakarsak bu plan tamamen açılıp yeni bir dalga görmekten ve sonucunda karantinaya girmekten daha iyi. | TED | على مستوى المجتمع فإنه من الأفضل عودة العمل وظهور موجة ثانية من العدوى، الأمر الذي سيتطلب تطبيق الإغلاق التام. |
Ve size bunu anlatmamın nedeni de bu; sivil toplum kendini gösterdi. | TED | و لهذا السبب أقول لكم هذا المجتمع المدني إرتفع إلى مستوى الحدث. |
Çağdaş toplum üzerine bir eleştiri daha dinleyecek halim kalmadı. | Open Subtitles | أنا حقاً لست في مزاج لسماع إستعراض المجتمع المعاصر ثانيةً |
Belki de toplum içine girmeye fazla fırsatınız olmadı, Bayan Bennet. | Open Subtitles | ربما لم تتح لك الفرصة التقدم فى المجتمع الراقى بصورة كافية |
toplum sanki bir sonra doğru gidiyordu ve umut yoktu. | Open Subtitles | واحساس ذلك المجتمع باليأس من بنهاية مأساوية مع انعدام الامل |
Yasaların olmadığı ya da keyfi olduğu bir toplum vardı. | Open Subtitles | يتميز هذا المجتمع بأنه مبنى على فكرة الثأر, بمعنى انه |
Neden toplum, neyin iyi neyin kötü olduğunu dayatmak zorunda ki? | Open Subtitles | لماذا ينبغي للمجتمع أن يملي عليهما.. ماهو الصواب و ماهو الخطأ؟ |
Gotham City'de toplum güvenliği artık gülünecek bir konu değil. | Open Subtitles | سلامة العامة في مدينة جوثام لم يعد امرا يسخر منه |
Çünkü toplum hizmetini bazen ben yapıyorum, bazen de o yapıyor. | Open Subtitles | أحيانًا أقوم أنا بأداء الخدمة الاجتماعية. وأحيانًا هو. يروقنا خلط الأمور. |
toplum içinde olma konusunda tek bir dukun yok. | Open Subtitles | ليس لديك أدنى فكرة عن أدب السلوك الإجتماعي |
RP: toplum sağlığı çalışanları fark yaratabilecek insanlar haline geliyor. | TED | ر.ب: عمال الصحة المجتمعية أصبحوا أكثر الناس قدرة على التغيير. |
Ve bu sevgiyi sohbet odalarımızda, kulüplerimizde, barlarımızda ve toplum merkezlerimizde öğrendik. | TED | كما تعلّمنا أن هذا الحب هو غرف الدردشة الخاصة بنا، في نوادينا وحاناتنا ومراكزنا الإجتماعية. |
Vatandaşlık Bilgisi derken, basitçe kendi kendini yöneten bir toplulukta, toplum odaklı, problem çözücü bir katılımcı olma sanatını kastediyorum. | TED | ما أعنيه بالتربية المدنية، ببساطة هي فن كون المرء مواليا اجتماعيا، مشاركا في إيجاد الحلول في مجتمع يحكم ذاته بذاته. |
diyor. Ben inanıyorum ki biz, inançlı insanlar, toplumda yapmamız beklenen sosyal etki için çağrılan "toplum temsilcileri" sosyal etki vaadine ulaşabiliriz. | TED | آملُ وكأهل إيمان، بأن نحيا حقًا للوصول إلى وعد التأثير الاجتماعي الذي نادينا للقيام به كأدوات تغيير في المجتمع. |
Bütün bunlar uluslararası toplum ve elbette en önemlisi Bosnalılar tarafından inanılmaz, ilkeli bir çaba ile gerçekleştirildi. | TED | ولقد حدث هذا بسبب الجهود الكبيرة التي تمت بين المجتمعات الدولية وطبعاً وفوق كل هذا قد تم ذلك بواسطة البوسنين |
Hayır, bir canavar tarafından takip edilmiyorsunuz, toplum önünde konuşma yapıyorsunuz, bazı insanlar için bu ölümden bile beter. | TED | لا يلاحقك وحش لكنك تتحدث على الملأ مصير يراه البعض أسوأ من الموت. |
Günümüzde toplum olarak pek çok zorlu problemle yüz yüzeyiz. | TED | اليوم، نحن كمجتمع نجد أنفسنا في مواجهة العديد من المشاكل. |
Ama toplum önünde daha önce hiç konuşmadığımı fark etmişsindir. | Open Subtitles | لكنك تدرك أني لم أتحدث أبداً في العلن من قبل. |
Bir toplum kuruluşuyla ilgili bir şeyde ona yardım etmemiş miydin? | Open Subtitles | ألم تُقدم له العون بشأن بضعة خدمات إجتماعية أو ما شابه؟ |
Aslında toplum merkezi teklifinizin asla bir parçası olmadı | Open Subtitles | في الحقيقة المركز إجتماعي ماكان أبدا جزء من إقتراحك |