Mahallelerdeki uyuşturucu işleri pek dikkate alınmıyor. Ne yazık ki böyle. | Open Subtitles | مخدّرات الأحياء الفقيرة ليس لها تلك الأهمية ، أسفة لقول هذا |
Bütün şöförlerimi takip ederim. uyuşturucu ya da alkole sıfır tolerans. | Open Subtitles | أنا أفحص جميع السائقين و لا تسامح مطلقاً للمخدرات أو الكحول |
Pekala, bir şey bulamamışlar uyuşturucu bağlantılı bir hesaplaşma olduğunu sanıyorlar... | Open Subtitles | حسنا، لم يجدوا شيئا في الحقيقة يظنون أن الأمر متعلق بالمخدرات |
Maalesef bu süreçte polis ile uyuşturucu kartelleri arasında bir savaş daha çıktı. | TED | لسوء الحظ خلال تلك الفترة، اندلعت حرب أخرى ما بين الشرطة وعصابات المخدرات. |
Aklında bulunsun, bir daha uyuşturucu testine gireceğinde benim idrarımı kullan. | Open Subtitles | فقط تذكر المرة القادمة ، عندما تجرى إختبار المخدر إستخدم بولى |
O yüzden cesedini parka götürdün sıradan uyuşturucu meselesi gibi gösterdin. | Open Subtitles | لذا فإنّك أخذت جثتها للحديقة، جعلت الأمر يبدو كصفقة مُخدّرات عشوائيّة. |
Seni bununla ilgili olarak rahatlatmak istedim. uyuşturucu işine bulaşmam Teğmen. | Open Subtitles | أردت أن أطمئنك بهذا الشأن لستُ متورّطاً بترويج المخدّرات أيها الملازم |
Ama saldırgan uyuşturucu satıcım, ben aksini söylemedikçe olduğu yerde kalacak. | Open Subtitles | ولكن تاجر المُخدّرات العنيف يبقى حيث هو حتى أقول خلاف ذلك. |
Duygusal çöküntünün hep haddinden fazla uyuşturucu ve kötü aşçılıkla olabileceğini hayal ediyorum. | Open Subtitles | دائماً تصورت أن الوصول للقاع بشكل أسوأ. مثل الكثير من المُخدرات والطبخ السئ |
Montana 20 dakika içinde sizi ofisine bekliyor uyuşturucu bağımlıları. | Open Subtitles | مونتانا تُريدُ رُؤيتك في مكتبِها في 20 دقيقةِ، مدمنو مخدّرات. |
uyuşturucu sattığını biliyoruz, bu şimdiye kadar yaptığın en kötü şey. | Open Subtitles | نَعْرفُ بأنّك تَبِيعُ مخدّرات البيتِ، هذا أسوأ شيءِ أنت أَبَداً عَملتَ. |
Yoluna çıkan insanları katletme alışkanlığı bariz olan uyuşturucu satıcısı. | Open Subtitles | تاجر مخدّرات له عادة جليّة بقتل الأشخاص الذين يعترضون طريقه |
Yaptıkların aslında, yasadışı uyuşturucu bulundurmayı ve tutuklamaya karşı koymayı açıklıyor. | Open Subtitles | واقع أنك أنت يفسر الحيازة غير الشرعية للمخدرات و مقاومة الإعتقال |
uyuşturucu kullanımın bazı uzun vadeli hasarlara yol açmış olabilir. | Open Subtitles | قد يكون استخدامك للمخدرات قد سبّب ضرراً على المدى الطويل |
Kan kusmaya ve iki düzine uyuşturucu bağımlı ve bağımsız semptoma geri döndük. | Open Subtitles | عدنا إلى القيء المدمّى ودزينة الأعراض التي لها أو ليس لها علاقة بالمخدرات |
Şehri uyuşturucu satıcılarından temizlemiş bu hükümetin cesaretini kırmak istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدون قتال الإدارة الأفضل لتنظيف المدينة من الإتجار بالمخدرات |
Tüm eyaletin uyuşturucu trafiği kontrolünde, şimdi de kadın ticaretine girdi. | Open Subtitles | إنة يسيطر على تجارة المخدرات في الولاية,و الآن يعمل في البغاء |
Almak için yalvardığın bu uyuşturucu artık sokaklarımıza çıkmak üzere. | Open Subtitles | هذا المخدر الذي تصرخ للحصول عليه يوشِ: على إغراق شوارعنّا |
Onu daha çok orta seviye bir uyuşturucu kaçakçısı olarak tanıyoruz. | Open Subtitles | ما نعرفه عنه أساساً هُو أنّه مُهرّب مُخدّرات من الدرجة المُتوسّطة. |
Her baskın bölgesinde, uyuşturucu silah ve nakit para bekliyoruz. | Open Subtitles | في كل موقع سنداهمه هدفنا هو المخدّرات الأموال أو الأسلحة |
uyuşturucu ve silah suçlamalarını tamamlayın ve Narkotik'e bildirin cinayet dosyasını da ekleyeceğim. | Open Subtitles | احجزاه بتهمتي حيازة المُخدّرات والمُسدّس وأخبرا المُدّعي العام أنّي أودّ توجيه تُهمة بالقتل. |
uyuşturucu testini geçti, bir yılı aşkın süredir aynı işte. | Open Subtitles | إجتاز بنجاح إختبار المُخدرات ظل فى نفس الوظيفة لمدة عام |
Ne bir silah, ne uyuşturucu ne de para var. | Open Subtitles | لا أسلحة ، لا مُخدرات ، لا نقود بأى مكان |
uyuşturucu almış olduğunu gördüğüm insanlar tarafından iyileşiyor olduğum için alkışlanmak çok güzel. | Open Subtitles | مِن الجيّد التحدّث حول عملية الشفاء مِن الممنوعات مِن أشخاص أرى أنّهم مُدمنون. |
Polis raporu evimin önündeki arabada uyuşturucu bulunduğunu ifade ediyor. | Open Subtitles | يذكر تقرير الشرطة أنهم وجدوا العقاقير في السيارة خارج منزلي |
Yani şu Soya Sosu denen kara madde uyuşturucu, değil mi? | Open Subtitles | ..إذاً ..الشيء الأسود هو صلصلة صويا هذا مخدّر ، صحيح ؟ |
Baba, sana söylemiştim. Ben uyuşturucu almadım. Geçen gece hiç hap almadım | Open Subtitles | أبي، أخبرتك أنّها ليست جرعة زائدة، لم أتناول أيّة عقاقير ليلة أمس. |
Toplumumdaki birçok erkek gazeteci ülkemdeki uyuşturucu bağımlılığı hakkında bir hikayeyi işlemek istiyor. | TED | بعض الرجال الصحفيين الموجودين في بلدي ، يريدون أن يغطوا قصة حول إدمان المخدرات في بلدي. |