Çok bir şeye benzemiyor, ama bu oldukça uzun bir bisiklet. | TED | انظروا لا يبدو جيداً .. ها .. انها دراجة هوائية طويلة |
Sadece merdivenlerimizle gittik ve fark ettik ki yeterince uzun değiller. | TED | وصلنا ومعنا سلالمنا فقط وادركنا انها لم تكن طويلة بما يكفي. |
açık ağzılarına kurt bırakması için annelerine bağımlılar iki yıl kadar, ki bu bir kuşun hayatında çok uzun bir zaman. | TED | تعتمد على أمهاتها لتلقي بالديدان في أفواهها الصغيرة الفاغرة لفترة قد تصل إلى عامين، وهي فترة طويلة حقا في حياة طائر |
Allahtan, uzun bastonum var ki çoğu kör kişinin kullandığından çok daha uzun. | TED | ولحسن الحظ، لدي عصاتي الطويلة الموثوقة، أطول من العصي التي يستخدمها أغلب العِميّ. |
Ve sonra, gençken değişime uğramış uzun ömürlü mutantı göreceksiniz. | TED | وبعد ذلك سوف تُشاهدون المُتحولة طويلة العمر عندما تكون شابة |
uzun süren tuhaf bir süre ardından, Steve sessizliği bozdu. | TED | بعد فترة طويلة بعض الشيء، و غريبة، ستيف كسر الصمت. |
Aya iniş uzun bir dizi teknolojik zafer bağlamında gerçekleşti. | TED | ظهرالهبوط على القمر في سياق سلسلة طويلة من الانتصارات التكنولوجية. |
uzun vadeli hafızamızdaki bilgilere ulaşmamızı sağlar ve ihtiyacımız doğrultusunda bazılarını ortaya çıkarıp, mevcut hedefimiz ışığında, karıştırır ve işleme alır. | TED | و تسمح لنا بالوصول الى ذاكرتنا طويلة المدى و سحب جزء منها عندما نحتاج, تخلطه و تعالجه على ضوء اهدافنا الحالية. |
McDonald'sa gittiler orada oturdular, uzun zamandır ilk kez birbirleriyle konuştular, birbirlerini dinlediler. | TED | ذهبوا إلى ماكدونالدز وجلسوا وتحدوثوا وسمعوا بعضهم البعض للمرة الأولى منذ فترة طويلة. |
ve diğer uzun tanımlayıcı ifadeler ve sana en kısa zamanda dönmek istiyorum, senin için orada olduğumu bilmeni istiyorum. | TED | وسلسلة طويلة من العبارات الوصفية الأخرى، وأريد أن أصل لك بأسرع وقت ممكن، أريدك أن تعلمي أنني سأكون بجوارك دائما. |
Devamlı aktivasyon teorisine göre rüyalar, beynin düzgün çalışabilmesi için sürekli hafızayı pekiştirip uzun süreli hafızalar oluşturma ihtiyacından doğar. | TED | نظرية التفعيل المستمر تعتقد أن أحلامك نتائج من احتياج عقلك لتعزيز وخلق الذكريات لمدة طويلة باستمرار لكي يعمل بشكل صحيح |
Öğrendiklerimizden biri de bilim adamlarının uzun süredir bize anlattıklarını doğruladı. | TED | وأحدُ الأشياء التي تعلّمناها تؤكدُ ما أخبرنا به العلماء لفترة طويلة. |
Suriye halkı birbirinden farklı geleneklerin birlikteliği ile yaşamını uzun zamandır sürdürmekte. | TED | عاش المجتمع السوري فترة طويلة من التعايش بين التقاليد والخلفيات الثقافية المختلفة. |
Ayrıca tehlikenin geldiğine dair ipuçlarını hatırlayıp ayırt edebiliyorlar. Ve ziyaretlerinden çok uzun bir süre sonra bile mekânları hatırlayabiliyorlar. | TED | هي تتذكر وتستطيع أن تفرق بين السبل التي تنذر بالخطر وتستطيع أن تتذكر مواقع مهمة حتى بعد زيارتها لمدة طويلة. |
Mesela beynin amigdala bölgesi düşünme, uzun süreli hafıza ve duygusal tepkimeleri kapsar. | TED | على سبيل المثال، تشارك اللوزة الدماغية في التفكير والذاكرة طويلة المدى والمعالجة العاطفية. |
uzun zaman boyunca psikologlar ve hastaları arasında gizli tutulan bu gizemli resimlerin, kişinin zihninin işleyişini ortaya çıkardığı söyleniyordu. | TED | والذي ظل سرياً لمدة طويلة ومقصوراً على الأطباء النفسيين ومرضاهم، قيل عن الصور الغامضة أنها تخرج أسلوب عمل عقل المرء. |
Mercanlar uzun zamandır mücadele ediyorlar ki şimdi biz de öyle. | TED | ودائماً ما تلعب الشعاب المرجانية اللُعبة الطويلة المدي، والآن نحن كذلك. |
Çok, çok az insan gerçekten ofiste uzun ve bölünmemiş bir zaman geçiriyor. | TED | قليل جدا من الناس يقومون بأعمال باعمال لفترات طويله دون إنقطاع في المكتب |
İnsanlar uzun zamandır medyayı seks hakkında konuşmak için kullanıyor. | TED | يستخدم الناس وسائل الإعلام ليتحدثوا عن الجنس منذ زمن بعيد. |
Çok uzun yıllar önce kaybettiğim onurumun geri geldiğini hissediyorum." | TED | أشعر أن لدي كرامة كنت قد فقدتها منذ زمن طويل |
- Yeteri kadar uzun kalmadı. - Sadece çalış, Joe. | Open Subtitles | ـ لم تأخذ المدة الكافية ـ لنفعلها فقط، يا جو |
Her kavgadan sonra pes edersen biriyle uzun süre beraber olamazsın. | Open Subtitles | إذا كنت ستستسلم بعد شجار لن تبقى مع احد اطول من |
Çünkü, bir elit tabaka ve onun kolaylaştırıcıları... ...endüstriyel ölçekte ağaç kesiminin... ...desteklenmesinden uzun yıllardır milyonlarca dolar... ...kazanmaktadırlar. | TED | أيضا، لأن نخبة والمسهلين لها وقد تم صنع بملايين الدولارات من دعم قطع الأشجار على نطاق صناعي لسنوات عديدة. |
Sonunda şirket, uzun dönem yeniden yapılanma hakkında açık bir biçimde konuşmaya hazırdı. | TED | شركة المرافق كانت مستعدة أخيرًا للتحدث بثقة حول إعادة التطوير على المدى البعيد. |
Sam'in bu kadar uzun süre nereye kaybolduğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | أتعلمون ؟ أنا أتسائل مالذي أخر سام طوال هذا الوقت. |
Tabi bunu yapmak için dalganın biraz uzun olması lazım. | Open Subtitles | . تحتاج إلى قليل من الطول ليصبح تحولا جيدا لك |
Beni çok görmek istediğini beni uzun zamandır aradığını söyledi. | Open Subtitles | أنك أردت رؤيتي كثيراً.. أنك تبحث عني منذ مدة طويلة. |
-Ona bu zevki vermeyin profesör. -Çok uzun sürdü bu -Bankalara girmemiz gerek | Open Subtitles | هذا يَستغرقُ وقتاً طويلاً إختارىْ الأجهزةَ التى تَحتاجُيها وحمّليُها إلى صقور الجو 2 |
Galaksiler arası kolonileşme çok daha zor değil, sadece daha uzun sürüyor. | TED | والمستعمرات داخل المجرة ليست بالأمر الصعب، بل تأخذ وقتًا أطول لا غير. |
? Bu bilgiyi, daha uzun süren yaşantıma ne şekilde entegre edebilirim? | TED | وكيف يمكنني ان استخلص المعلومات المفيدة لي على المدى الطويل في حياتي |