ويكيبيديا

    "vermek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إعطاء
        
    • تعطي
        
    • أعطي
        
    • أقدم
        
    • تعطيني
        
    • تقديم
        
    • أعطيه
        
    • إعطائي
        
    • وضع
        
    • اعطيك
        
    • اعطاء
        
    • تسليم
        
    • أعطيكِ
        
    • اتخاذ
        
    • أعطيها
        
    Aşkı vermek ve almak, bizi hem yüceltir hem de aşağılar mı? Open Subtitles أنَ إعطاء و تلقي الحُب يحُطُ من قدرنا و يرفعهُ بنفس الوقت؟
    Ok, sert çocuk. Şimdi ufaklığa bir parça tavuk vermek istiyor musun? Open Subtitles حسناً أيها القوي، الآن، ألا تريد أن تعطي الصبي قطعة من الدجاج؟
    Adım Violet Sanford. Şarkı yazarıyım. Size bunu vermek istiyorum. Open Subtitles انا مؤلفة أغانى أنا فقط أردت أن أعطي هذا لك.
    Ona bir ev vermek istiyorum. Bunu bozmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles أريد أن أقدم له منزلاً ولن أسمح لك بإفساد الأمر
    Bana birşeyler vermek istiyorsan, ...ver ama neden bunu bir adaya yüklüyorsun? Open Subtitles اسمع انا بخير تريد ان تعطيني شيئاً اعطني شيئاً,لكن لما تتظاهر بالمرشح؟
    Çocuklarına hayatta en iyi şansı vermek istiyorlar. TED إنهم يرغبون في تقديم أفضل فرصة لابنائهم في الحياة
    Sana vermek istediğim bir şey vardı, sen çıkmadan vereyim. Open Subtitles قبل أن تخرجي, هناك شيء أنا معنية بأن أعطيه لك
    Tek yapman gereken bana açık bir mahkemede gerçekleri söyleme fırsatı vermek. Open Subtitles كل ما عليك فعله هو إعطائي الفرصة لقول الحقيقة أمام محكمة مفتوحة
    Bu barbarlığa bir son vermek her iyi adamın vazifesi. Open Subtitles من واجب جميع الرجال الصالحين وضع حد لهذه الأعمال البربرية
    En azından elimden gelen, fakir hasta bir çocuğa bisiklet vermek. Open Subtitles أقل ما يمكن أن أقوم به إعطاء الطفل الفقير المريض دراجة
    Cevaplar için zaman geldi, vermek istese de istemese de. Open Subtitles حان وقت إعطاء الإجابات، سواء رغب في ذلك أم كره
    Şövalyeler ölümcül yarası olanlara son darbeyi vermek için kullanırlardı. Open Subtitles الفرسان استخدموه في إعطاء الضربة الأخيره الى المصابون بإصابة مميته
    Lütfen. Ne yetenek ama. Masal uydurup, aptallara umut vermek. Open Subtitles يالها من هبة لتصطنع قصص خيالية و تعطي الأمل للحمقي
    Odamı Rebecca'ya vermek istedin çünkü babasının özel jeti vardı. Open Subtitles أردتِ بأن تعطي غرفتِي لـ ريبيكا بسبب طائرةِ أبّيها الخاصّةِ.
    Ve şimdi, ona hep isteyeceği bir şey vermek istiyorum. Open Subtitles وانا الآن أريد أن أعطي له الشيء الوحيد الذي أردته دائما
    Sihir olsun ya da olmasın, bu karanlığa izin vermek demek. Open Subtitles لا بسحر ولا بدونه هذا إذعان للظلام ولن أقدم على فعله
    Onlar beni öldürecekler ıf, neden bana ilaç vermek için izin var? Open Subtitles إذا أنهم ذاهبون إلى قتلي، لماذا أنها تسمح لك أن تعطيني الدواء؟
    Bununla ilgili eğlenceli bir örnek vermek istiyorum. TED لذا أردت فقط تقديم بعض النماذج المضحكة لهذا.
    Bu yüzden bu gece geç kalıp ona bir neden vermek istemiyorum. Open Subtitles لذا لا أريد أن أتأخر الليلة . و أعطيه سبباً لذلك حقاً
    Tek yapman gereken onu bana vermek. Böylece her şey yoluna girecek. Open Subtitles كل ما عليك هو إعطائي إياه وكل شيء سيكون على ما يُرام
    Bazıları diğer şeylere, ülkelerine halklarına, çocuklarına öncelik vermek zorunda. Open Subtitles بعض الأشخاص عليهم وضع أمور أخرى أوّلاً، بلادهم، شعبهم، أطفالهم.
    Size sadece bir tarif vermek istiyorum belki tanıdık gelir. Open Subtitles اريد ان اعطيك مواصفات شخص وحاولي تذكر ان كان مألوفا
    Elli bin dolar borç vermek beş yüz dolar borç vermekten daha riskli. TED فمن الخطر إعطاء قرض ب50 ألف دولار عوضاً عن اعطاء قرض ب 500 دولار
    O zaman bayrak yarışında, sopayı vermek önemli olduğu için, açıkça sopayı verme sorumluluğunu alacak birine ihtiyacımız var. TED وفي سباق التتابع، بما أن تسليم العصا هو أمر مهم، فإننا بحاجة إلى شخص مسؤول لتسليم العصا.
    Sana hak ettiğin mutlu hayatı vermek için önüme bakmak istedim. Open Subtitles أردت أن أمضي في حياتي كي أعطيكِ الحياة السعيدة التي تستحقينها
    Yani tahmin edebilirsiniz ki, anlık karar vermek zorunda olan polis memurları için bu fazlasıyla zarar verici olabilir. TED وهكذا يمكنكم تخيل، رجال الشرطة الذين عليهم اتخاذ قرارات فورية يمكن أن تكون في مركز صنع القرارات الضارة جدًا.
    Bayan, beni ona ikinci alıntı vermek istiyorum, size mal olacak. Open Subtitles أيتها السيدة ، تريدين أن أعطيها إنذار آخر ، هذا سيكلفك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد